E-Bülten
 
Sayı:73 - Haziran 2016
 
 
 

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) Başkan Yardımcısı ve Bereket Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Ceyhan Saldanlı, önceki yıllara göre, faturalarda daha düşük kayıp-kaçak bedelinin bulunduğunu ifade ederek, kayıp kaçak oranının her yıl düştüğünü vurguladı.

Kayıp kaçak sorununun 2 bileşenden oluştuğunu kaydeden ELDER Başkan Yardımcısı ve Bereket Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Ceyhan Saldanlı, “Birisi ticari versiyonu, yani hırsızlık. Diğeri de teknik versiyon. Netice itibari ile bütün malların fireleri maliyete yansıyorsa, bunun da maliyete yansıması gerekiyor ve yıllardan beri de yansıtılıyor. Türkiye eskiden yüzde 35’lerde kayıp kaçak bedeli öderken şimdi bu oran Avrupa ülkeleri ortalamalarına yakın bir düzeye düşürülmüş vaziyettedir” dedi.

Önceki yıllara göre, faturalarda daha az kayıp-kaçak bedelinin bulunduğunu vurgulayan Saldanlı, “Düzenleyici kuruluşumuz dağıtım şirketlerine kayıp kaçak oranını düşürücü daha sert hedefler vermektedir. Bu şirketler kayıp kaçak oranlarını, hedefler doğrultusunda düşürürlerse zarar etmemektedirler. Rakamlar, hedefin üzerinde kalırlarsa, hedefle aradaki farkı kendileri ödemektedirler. Dolayısıyla şirketler, her yıl bu ödemeden kaçınabilmek için daha iyi çalışmak durumundadırlar. Her yıl kayıp kaçak düşmektedir. Enerji sektörümüz bu yönüyle başarılıdır. Sektör, elektrik faturalarını aşağıya çekme yönlü çalışmaktadır” şeklinde konuştu.  

- Türkiye başarı hikayesi yazıyor

Türkiye’nin yıllarca elektrik arzındaki eksikliklerle boğuşmuş olduğunu hatırlatan Saldanlı, son 13 yıldan bu yana kurulu güçte 29 bin megavattan 75 bin megavata çıkıldığını belirterek “Böylece bir arz fazlası oluşmuştur.  Yedek kapasite elde edilebilmiştir. Bu bir başarı hikayesidir” dedi.

 

Elektrik dağıtım şirketleri, tüketici memnuniyetini artırmak, kesintisiz elektrik hizmeti sağlamak ve kayıp-kaçağı azaltmak için gerçekleştirdiği çalışmalarda teknolojiden maksimum seviyede faydalanıyor. Bu kapsamda şirketler çok sayıda Ar-Ge projesi hazırlıyor. Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği Genel Sekreteri Uğur Yüksel, elektrik dağıtım şirketlerinin tasarladığı yüzlerce Ar-Ge projesinin bulunduğunu, bunlardan birçoğunun ise kayıp-kaçağı önlemek için hazırlandığını ifade ederek, “Kayıp-kaçakla mücadelede en önemli adımlardan birinin Ar-Ge projeleri olacağını düşünüyoruz" dedi.

Elektrik dağıtım şirketlerince Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) Temmuz 2014, Ocak 2015, Temmuz 2015 ve Ocak 2016 dönemlerinde yapılan Ar-Ge başvurularından 60'ın üzerindeki proje kabul edildi. Bu projeler arasında, akıllı şebeke sistemlerinin kullanılması, dağıtım şebekesinde kayıp ve kaçak elektriğin önlenmesi, teknik ve teknik olmayan kayıpların ayrıştırılması, enerjinin kriptolanması, akıllı şebekeler için yerli sayaç geliştirilmesi, akıllı şebekelerin siber saldırılardan korunması ve hatlardaki enerjinin anlık olarak izlenmesi gibi birçok konu başlığı yer alıyor. Ar-Ge projelerinin süreleri 3 ila 30 ay arasında değişiyor. Projelerin bazıları tek bir dağıtım şirketi tarafından geliştirilirken, bazı projelerde birden fazla elektrik dağıtım şirketinin imzası yer alıyor.

- "Ar-Ge, kayıp-kaçakla mücadelede en önemli adımlardan biri"

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) Genel Sekreteri  Uğur Yüksel, yaptığı açıklamada, halen Vangölü EDAŞ'ın Van'ın Gevaş ilçesinde uyguladığı "uzaktan takip" projesiyle kayıp-kaçağı azaltmada olumlu sonuçlar aldığını ve bundan sonraki aşamada bu projenin yatırıma dönüşebileceğini ifade etti. Yüksel, EPDK'nın da Ar-Ge projeleri için gelecek 5 yılda 203 milyon liralık bütçe ayıracağına işaret ederek, şunları söyledi: "Elektrik dağıtım şirketlerinin tasarladığı yüzlerce Ar-Ge projesi var. Bunlardan birçoğu da kayıp-kaçağı önlemek için hazırlanıyor. Kayıp-kaçakla mücadelede en önemli adımlardan birinin Ar-Ge projeleri olacağını düşünüyoruz."

Elektrik dağıtım şirketlerince geliştirilen Ar-Ge projelerinden bazıları şöyle:

  • Enerjisa'ya bağlı Başkent Elektrik Dağıtım AŞ'nin geliştirdiği "Elektrik Dağıtım Operasyonlarına Özgü İnsansız Hava Aracı Tasarımı ve Prototip Üretimi" (DRONE) projesi kapsamında tasarlanan ve üretilen prototip hava araçları ile belirlenen pilot sahalarda havai hatlar küresel konumlama sistemi (GPS) koordinatlarıyla yakından görüntülenebilecek. Elde edilen görüntüler işleme teknikleriyle değerlendirilerek özellikle kayıp ve kaçak elektrik kullanım takibi yapılabilecek.
  • Dicle EDAŞ, "enerjinin kriptolanması" projesiyle enerji hatları üzerinden yapılan teknik olmayan kayıplar ile kaçak kullanımları önlemek veya azaltmak amacıyla trafoların çıkışlarında enerjinin şifrelenip son kullanıcının sayacında şifrenin çözülmesi metodunu inceleyerek kayıp-kaçağı azaltma yoluna gidecek.
  • Başkent EDAŞ tarafından geliştirilen "Kritik Yükler için Merkezi Kesintisiz Güç Kaynağı ve Batarya İzleme Sistemi" projesiyle kritik yük noktalarında kesintisiz enerjinin sağlanması için gerekli altyapının kurulması amaçlanıyor. Enerji kesintisi sebebiyle yaşanabilecek can kayıplarını ve diğer sorunları engellemek için oluşturulan proje özellikle yaşamsal faaliyetlerini elektriğe bağımlı olarak sürdüren hastaların ihtiyacını karşılamak için kullanılacak. Bu hastaların kesintisiz güç kaynağı (UPS) sistemleri uzaktan izlenebilecek. Olası aksiliklerle karşılaşıldığında ise hasta yakınları bilgilendirilebilecek ve elektrik kesintilerinde operasyonel acil müdahaleler yapılabilecek. 

  • Aras EDAŞ bölgesindeki elektrik dağıtım şebekesinde buz yükünün analiz edilmesine yönelik altyapıyı hazırlayarak buzlanma öncesi ve sonrası çözümleri belirleyecek. Böylece buz yükü kaynaklı arıza ve kesinti sürelerini azaltabilecek.

  • Uludağ EDAŞ, geliştirdiği Ar-Ge projesiyle enerji ihtiyacının denizaltı kablolarla karşılandığı adalarda meydana gelebilecek arızaları deniz altı robotu ile kontrol ederek planlı bakım çalışmaları yapacak ve kesintileri azaltacak. 

Kaynak : AA

 

İngiltere’nin elektrik idaresi National Grid, yenilenebilir enerji teknolojilerinin gelişmesiyle, önümüzdeki 5 yıl içerisinde, ülkenin elektrik tedariki yönetimi maliyetinin 2 katına yükselerek 2 milyar pounda ulaşacağı öngörüsünde bulundu.

Şirket, enerji arzı ve talebinin birbiriyle uyumlu olmasını garanti altına almak amacıyla dengeleme hizmeti olarak adlandırılan faaliyetlere yılda 1 milyar poundun üzerinde harcama yapıyor. National Grid Elektrik Ağı Geliştirme Bölümünün Yöneticisi Julian Leslie, “Bu işlemler için bugün yılda 1 milyar civarında bir harcama yapıyoruz. Şahsi fikrim, önümüzdeki 5 yıl içerisinde bu rakam 2 milyar pounda ulaşacaktır” dedi.

Sistemde bir denge kurmak National Grid için gittikçe zorlaşıyor. Bunun sebebi, İngiltere’nin rüzgar ve güneş çiftlikleriyle daha fazla yenilenebilir enerji üretiminin sağlanması olarak gösteriliyor. Dengeleme maliyetleri ülkede geçtiğimiz yıllarda zaten yükselme gösterdi. Buna göre, 2012-2013 yıllarında 803 milyon pound olan maliyet, 2015-2016 yıllarında 1.08 milyar pounda yükseldi. 5 yıl içerisinde 2 milyar pounda yükselmesiyle maliyetlerin, mesken elektrik faturalarında yaklaşık 25 poundluk bir dilime sahip olacağı tahmin ediliyor.

Kaynak : telegraph.co.uk

 
 

Yenilenebilir enerji yatırımlarına ağırlık veren Avustralya’da tüketiciler, sayıları 23.2 milyona ulaşan güneş panelleriyle enerji faturalarında yılda 1 milyar dolar tasarruf sağladı.

Avustralya’da güneş panellerinin sayısı bu senenin başlarında 23.2 milyona ulaştı. 23 milyon nüfusa sahip olan ülkede bu kişi başına bir güneş paneli düşmesi anlamına geliyor. Yapılan bir araştırmada, 2007-2008 mali yılından bu yana, güneş paneline sahip evlerin enerji faturalarında 4.4 milyar dolar, son 3 yılda ise her yıl 1 milyar dolar civarında tasarruf sağladığı kaydedildi. Araştırma, 1,5 milyon evin ve küçük ölçekli işletmenin çatı tipi güneş paneline 8 milyar dolardan fazla yatırım yaptığını ortaya koydu.

Ülkede 2016 yılında, çatı tipi güneş panelleri 6.5 TWh’nin üzerinde enerji üretti, 6.3 milyon tonluk sera gazı emisyonunu engelledi.

- Güneş panelleri artık günlük hayatın bir parçası

Araştırmayı yapan bağımsız kuruluş Solar Citizens’ın Direktörü Claire O’Rourke, son yıllarda, çatı tipi güneş panelindeki artışın çok büyük olduğunu belirterek, “Güneş panelleri artık Avustralya’da normal hayatın bir parçası” dedi.

Kaynak : cleantechnica.com