Son zamanlarda gündeme gelen “Akıllı Şebeke” kavramını açıklar mısınız?

Küresel ısınmanın etkilerinin şiddetle hissedilmeye başlanması ve karbon temelli enerji kaynaklarının rezervlerinin azalması tüm dünyada “enerji verimliliği” ve “temiz-yenilenebilir enerji” kavramlarını gündeme getiriyor. Bununla birlikte özellikle rüzgar ve güneş kaynaklı yenilenebilir enerji kaynaklarının (YEK) kullanımı hızla yaygınlaşmaya başladı. Aynı zamanda teknolojinin sürekli gelişimi, enerji talebinin sürekli artış eğiliminde olması, bu talebin karşılanmasında “enerji verimliliği” ile “enerji güvenilirliğinin sürekliliği ve kalitesi” gibi kavramlar sık sık gündeme geliyor.

Bu gelişim ve ihtiyaçlar karşısında elektrik şebekeleri çok yeni uygulamalarla karşılaşmaya başladı. Örneğin dağıtık üretim sistemleri olarak adlandırılan çok sayıda farklı noktadan güç sistemine bağlanan birkaç kW’tan birkaç MW’a kadar olabilecek çeşitli büyüklüklerde YEK’ler, aynı şekilde evlerde, sanayi tesislerinde veya şebeke ölçeğinde kullanılabilecek enerji depolama uygulamaları ve şebeke bağlantılı elektrikli araçlar gibi. Tüm bu gelişime ayak uydurup, ihtiyaçlara uygun, dengeli ve güvenilir bir işletme sağlanabilmesi için yüksek seviye izleme ve kontrol işlevlerine sahip, mevcut durum analizlerine göre uygun işletme şartları sağlayabilecek şekilde kendiliğinden karar verebilen ve üretim-tüketim birimleri arasında dengeli işletme sağlayabilen yeni bir konsept olarak “akıllı şebekeler” kavramı ortaya kondu.
Akıllı şebeke sistem yapısı

Türkiye' de bu gelişim hangi aşamada ve araştırmalar hangi konularda yoğunlaşıyor? 

Türkiye’de bu alandaki uygulamalar henüz özellikle rüzgar ve güneş kaynaklı YEK’lerin kurulup şebekeye bağlanması aşamasında devam ediyor. Bir diğer taraftan dağıtım şirketlerinin sayaç okuma sistemlerinde uzaktan okuma sistemlerine geçmeye başladığı, dağıtım merkezleri ve trafo istasyonlarında SCADA sistemleri ile uzaktan izleme ve kontrol uygulamalarını devreye aldıklarını görüyoruz.

Araştırmalar tarafına değinecek olursak ülkemizde birçok üniversitede “akıllı şebekeler”, “YEK’lerin şebeke entegrasyonu”, “enerji depolama uygulamaları” ve “elektrikli araçlar”  gibi konular oldukça popüler çalışma konularıdır. TÜBİTAK için de bu konular öncelikli araştırma konuları olarak belirlendi ve bu konularda yapılan çalışmalara önemli destekler sunuluyor.

Sizin bu alandaki çalışmalarınız nelerdir? 

Kocaeli Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölüm’ünde bu kapsamda TÜBİTAK desteği ile yürütülmekte olan “Fotovoltaik kaynaktan beslenen üç-fazlı, dört-telli, akıllı mikro şebeke yapısının batarya ve ultrakapasitörden oluşan hibrit enerji depolama sistemi ile geliştirilmesi” başlıklı 113E143 numaralı bir projemiz var.

Bu proje, akıllı şebeke kapsamında birçok bileşeni bir arada ele alan bir çalışma. Proje kapsamında 5kWp fotovoltaik (FV) güneş enerji sistemi fakülte çatısına kurulmuş ve deneysel çalışmalar dışında üretilen enerji fakülte içerisinde kullanılıyor ve uzaktan izleme sistemi ile kurulumdan bu yana tüm üretim verileri enerji.kocaeli.edu.tr internet adresi üzerinden izlenilebiliyor. Deneysel çalışmalar için gerektiğinde FV sistem mevcut eviriciden ayrılarak proje test düzeneğine bağlanabiliyor.


5,1kW FV panel kurulumu ve şebeke bağlantılı evirici


Fotovoltaik panellerin kontrol panoları

Proje kapsamında ilk aşamada FV sistemin şebeke bağlantısını sağlayan üç-fazlı, dört- telli bir evirici geliştirilmiştir. Bu eviricinin özelliği çift yönlü enerji akışı sağlayabilmesi ve akıllı bir enerji yönetim algoritması ile işletilebilmesidir. Bu şekilde FV güç, enerji depolama biriminin şarj durumu, yüklenme durumu ve şebeke verileri gibi sistem bileşenleri sürekli izlenmekte ve ihtiyaca ve duruma uygun çeşitli senaryolarla optimum işletme sağlanmaktadır.

Proje güç akışı

Daha sonra sisteme enerji depolama entegrasyonu sağlayacak ve çift yönlü enerji akışına uygun DC-DC dönüştürücü tasarlanarak sisteme enerji depolama birimi bağlandı. Burada kullanılan enerji depolama biriminin özelliği batarya ve ultrakapasitörden oluşan hibrit bir enerji depolama sistemi olmasıdır.


Batarya grubu ve bağlantıları


Chroma FV simülatör ve ultrakapasitör


Çift yönlü DC/DC dönüştürücü yapısı

Sistemin mikro şebeke olarak ele alınmasının sebebi herhangi bir sebeple şebeke bağlantısı kesildiğinde sistemin ada modunda yükleri belirli bir süre beslemeye devam etmesidir. Bu kapsamda yük yönetim işlevleri ve ada modu algılama ve işletme yöntemleri incelenmektedir.

Bu çalışmaları yürütürken nasıl bir ekip ve altyapıdan faydalanıyorsunuz?

Kocaeli Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü’nde, TÜBİTAK desteği ile yürütülmekte olan bu projede, 6 kişilik ekip aktif olarak görev üstlendi. Proje yürütücüsü Prof. Dr. Engin Özdemir, Araştırmacı Doç. Dr. Şule Özdemir, Proje Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Uçar, Proje Bursiyerleri Araştırma Görevlisi doktora öğrencisi Koray Erhan, doktora öğrencisi Ahmet Aktaş ve yüksek lisans öğrencisi İsmail Murat Koç proje ekibini oluşturuyor. Ayrıca, doktora öğrencisi Adem Çalıker ve yüksek lisans öğrenci Yağmur Kırçiçek, TÜBİTAK öncelikli alanlar programı kapsamında bursiyer olarak çalışmalarıyla projeye destek sağlıyor.


Proje ekibi

Deneysel çalışmalar için faydalandığımız ekipmanlar ise fotovoltaik simülatör, güç kaynakları, osilaskop, güç analizörü ve multimetre, Matlab, dSpace, programlanabilir yük grubu, farklı tipte batarya gruplarından (VRLA, LiFePO4) oluşmaktadır.

Üniversitelerde yürütülen bu projelerin ve bilgi birikiminin sanayi ile işbirliğine geçmesi konusunda ne düşünüyorsunuz, sizin bu konuda katkılarınız nelerdir?

Şu anda Gebze Teknoparkta yer alan MAVİSİS A.Ş. adlı yerli solar evirici üreticisi firmaya danışmanlık desteği veriyoruz. MAVİSİS firmasının, “DGES Depolamalı Güneş Elektriği Santrali Teknolojisi Geliştirme Projesi” adlı TÜBİTAK-TEYDEP 1511 Öncelikli Alanlar Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Programı Projesi kapsamında yürütülen çalışmalara, yüksek lisans öğrencisi Yağmur Kırçiçek batarya modelleme, doktora öğrencisi Adem Çalıker ise batarya yönetim sistemi geliştirilmesi konusunda katkı sağlıyor.

Türkiye enerji kaynakları bakımından dışa bağlı bir durumda ve ithalatının büyük bölümünü enerji ithalatı oluşturmaktadır. Bu bakımdan YEK’lerin en yüksek oranda en hızlı şekilde yaygınlaştırılması sağlanmalıdır. Bu kapsamda bizim yürüttüğümüz enerji depolama sistemlerinin geliştirilmesi konusunun da YEK’lerin daha etkin bir şekilde kullanımına katkı sağlamasını hedefliyoruz. Bu süreçte, ülkemizdeki yerli üreticilerin ve Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesi, üniversite sanayi işbirliklerinin güçlendirilmesi ile yerli ürünlerin hem ulusal hem de uluslararası pazarda yerini alması mümkün olacaktır.

Kocaeli Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği bölümü olarak akademisyen veya piyasada çalışan bu konularda yüksek lisans ve doktora çalışmaları planlayan araştırmacıları üniversitemize bekliyoruz. Teknolojik gelişimde yerli üretimin payının artırılabilmesi için sanayicilerimize ve girişimcilerimize buradaki kadromuz ve altyapımızla Ar-Ge desteği sağlamaya hazırız.

 

 

Gelişen teknoloji sayesinde değişim sürecine giren elektrik şebekelerini ve bu bağlamda ismini sıkça duymaya başladığımız “akıllı şebekeler” kavramını, Kocaeli Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Engin Özdemir ve proje ekip arkadaşlarına sorduk. Prof. Dr. Özdemir, Türkiye’de akıllı şebeke piyasasını değerlendirirken, akıllı şebeke kapsamında birçok bileşeni bir arada ele alan kendi projelerini de tanıttı.

 
 
E-Bülten
 
Sayı:8 - Mart 2015
 
 
 

Plant-e adlı Hollanda Wageningen merkezli şirket bitkilerden elektrik üreterek temiz enerji sektöründe farklılık yaratmayı planlıyor. Şirket şimdilik cep telefonu şarj istasyonlarına, kablosuz internet erişiminin olduğu ve herhangi bir cihazla internete bağlanılabilecek bölgeler olarak adlandırılan Wi-Fi hotspot alanlarına ve Hollanda’nın iki bölgesinde bulunan yaklaşık 300 LED sokak lambalarına enerji sağlıyor.

Sokak lambalarını aydınlatma projesi 0,18 m2 büyüklüğünde plastik kutularda bitki yetiştirerek gerçekleştiriliyor. Burada bitkiler fotosentez ve güneş enerjisi yöntemiyle şeker üretmeye başlıyor. Bitkiler ihtiyacından fazla şeker ürettikleri için bunları köklerinden tekrar toprağa salıyor ve buradan proton-elektron olarak ayrılma gerçekleşiyor. Şirketin sistemi burada devreye giriyor ve toprağa yerleştirilen elektrotlar aracılığı ile elektrik üretimi gerçekleşiyor.

Firma sahipleri kullandıkları bu yöntemin, dünyanın fakir ve henüz elektrikle tanışmamış bölgelerinde de kullanılmasını hedefliyor. Dünyada elektrik ile tanışmamış insanların oranı ise yüzde 25 kadar azımsanmayacak bir oran.

Kaynak: inhabitat.com

 

 

 

Hindistan şebeke güvenirliğini iyileştirmek ve kontrolden çıkan elektrik kaçakçılığını önlemek için akıllı şebeke altyapısının kurulması için start verdi. Hindistan’da yaygın şekilde kullanılan kaçak elektrik, ülkenin enerji sektörüne her sene yaklaşık 16,2 milyar dolara mal oluyor.

Bu konuda bir araştırma yayımlayan ABD’li araştırma ve danışmanlık şirketi Northeast Group, Hindistan hükümetinin 2015-2025 yılları arasında yapmayı planladıkları yatırımların 21,6 milyar dolar olduğunu açıkladı. Hindistan hükümeti ülkede kayıp ve kaçakları önlemek için akıllı şebeke yatırımlarına 2014 yılında Başbakan Narendra Modi’nin 4 milyar dolarlık akıllı ölçüm programlarını duyurmasıyla başladı.

Northeast Group’un başkanı Ben Gardner araştırmayı değerlendirirken “Hindistan kaçak elektrik kullanımında dünyada en çok para kaybeden ülke olarak kayıtlara geçiyor” dedi. Mumbai’nin de bulunduğu Maharashtra eyaletinde gerçekleşen elektrik kaçakçılık maliyetinin 2,8 milyar dolar olarak dünyada sekiz ülkeye eşdeğer olduğunu vurgulayan Gardner, Hindistan’da kamu hizmeti veren şirketlerinin çoğunun mali açıdan sürdürülemez olduğunu vurguladı. Ülke genelinde iletim ve dağıtım kayıpları ortalama yüzde 23 civarında gerçekleşirken bazı eyaletlerde bu rakam yüzde 50’ye kadar çıkıyor.

Northeast Group’un araştırmasına göre Hindistan’ın elektrik talebinde önümüzdeki 10 yıl içerisinde yıllık ortalama yüzde 7 büyüme olacak. Bu talebi karşılamak ve piyasanın sürdürülebilirliğini sağlamak için akıllı ölçüm programlarının yanı sıra, dağıtım otomasyonu ve geniş coğrafya ölçümü, ev enerjisi yönetimi ve bilişim teknolojilerine de odaklanılacak. Elektrik sektöründe yapılacak olan yatırımlarla toplam 43 milyon elektrik bağlantısı ve 3 milyon km yeni elektrik devresi yapılacak.

Uluslararası tedarikçiler açısından, Çin bu piyasada kapalı olduğu için, Hindistan dünyanın en büyük akıllı şebeke fırsatı olarak değerlendiriliyor. Bu pazar ile ilgilenen uluslararası tedarikçiler, Hindistan'ın yerli Secure, Genus, HPL, Larsen&Toubro, Avantha ve Reliance gibi şirketlere karşı yarışacak.

Kaynak: tdworld.com

 
 

Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2014 yılı Eylül ayında yayımladığı Teknoloji Haritası (Technology Road Map) Raporu’na göre güneş enerjisi, düşmekte olan malzeme ve kurulum maliyetleri ile 2050 yılı sonrasında en önemli elektrik kaynaklarından biri olacak. Raporda güneş fotovoltaik sistemlerinin 2050 yılında dünya elektrik tüketiminin %16 ve güneş termal güç santrallerinin de %11 oranını karşılayabileceği belirtiliyor.

Uluslararası Enerji Ajansı’nın Yönetici Direktörü Maria van der Hoeven, “Son yıllarda fotovoltaik parça ve sistem fiyatlarının düşmesi, gelecekte birinci kaynak olarak güneş enerjisinin kullanılması konusunda perspektif sağlamıştır” açıklamasını yaptı.

Güneş fotovoltaik panelleri dünya genelinde üretilen enerjinin %1’ini oluşturmasına rağmen, 2000 yılı sonrasında en hızlı büyüyen yenilenebilir enerji teknolojisi olarak belirlendi. Güneş fotovoltaikin özellikle Çin ve ABD’de ciddi bir büyüme gösterebileceği, buna ek olarak güneş termal güç santrallerinin de ABD, Afrika, Hindistan ve Ortadoğu’da hızlı gelişebileceği öngörülüyor.

Kaynak: uk.reuters.com