
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Vadeli Elektrik Piyasası ile tezgah üstü piyasalar dediğimiz, organize olmayan, regüle edilmemiş yani bir borsa yoluyla yapılmayan işlemlerden doğabilecek bütün riskleri ortadan kaldırıyoruz." dedi.
Bakan Dönmez, Enerji Piyasaları İşletme A.Ş. (EPİAŞ) Vadeli Elektrik Piyasası (VEP)açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin enerji piyasalarına duyulan güvenden dolayı piyasa derinliğinin önceki yıllara göre arttığını dile getirdi.
Türkiye'de artık elektrik piyasasının herkesin kendi alım-satım riskini yönettiği pazar yeri anlamına geldiğini kaydeden Dönmez, "Dolayısıyla bu pazar yerinde her türlü ürün olacak. Bugün, 3 yıllık bir süreci sonuçlandırıyoruz. VEP ile son 20 yıllık yolculuğumuzda bizleri bir adım öteye taşıyacak yeni bir sayfa daha açıyoruz. VEP ile fiziksel teslimat yükümlülüğü doğuran ileri tarihli işlemlerle daha şeffaf, istikrarlı ve rekabetçi bir ortamda elektriğin alım ve satımına imkan sağlıyoruz. Böylece, piyasanın şeffaflığını daha da artırarak katılımcıları fiyat riskinden korumuş olacağız." diye konuştu.
Dönmez, katılımcıların geleceğe yönelik fiyat beklentilerini görebileceğini ve kendilerini konumlandırabileceğini söyledi.
İşleme alınacak kontratların standart olmasından dolayı piyasa katılımcılarına pozisyon netleştirme kolaylığı ve teminat hesaplamalarında verimlilik sağlanacağını dile getiren Dönmez, şunları kaydetti:
"VEP ile tezgah üstü piyasalar dediğimiz, organize olmayan, regüle edilmemiş yani bir borsa yoluyla yapılmayan işlemlerden doğabilecek bütün riskleri ortadan kaldırıyoruz. Bu tür durumlarda karşı taraf riski mevcut ve şeffaflık olmamasından dolayı geleceğe yönelik fiyat beklentileri de tam olarak gerçekleşmiyor. VEP'i tezgah üstü piyasalardan ayıran en önemli özellik, EPİAŞ'ın üstlendiği merkezi karşı taraf rolüdür. Bu modelle EPİAŞ belki de dünyada sayılı enerji borsaları arasına girmiş oluyor. EPİAŞ, talep tarafı ve arz tarafını yüz yüze getirmeden buluşturan ve her iki tarafa da güvence sunan bir platform sunmuş oldu. Bu sayede tezgah üstü piyasalarda söz konusu olan karşı taraf riskini de ortadan kaldırıyoruz. Şeffaf piyasa şartları sayesinde de katılımcıları piyasa riskinden korumuş olacağız."
Dönmez, böylece yatırımcıların geleceğe yönelik fiyat beklentilerini görme imkanına sahip olacağına dikkati çekti. VEP'te oluşacak fiyatların tezgah üstü piyasa işlemlerinde de referans olacağını söyleyen Dönmez, ileriye dönük oluşacak referans fiyatlarla öngörülebilirliğin de aynı oranda artacağını anlattı.
Dönmez, piyasa katılımcılarının fiyatı bugünden belirlenmiş uzun dönemli alım-satım yapabileceğine işaret ederek, "Yatırımcımız daha rahat şartlarda finans kaynağı bulma olanağına sahip olacak. Öngörülebilirliğin artmasıyla yatırımcılarımız finansal belirsizlikten kurtulacak ve bu durum sürdürülebilir bir yatırım ortamının da gelişimine katkı sağlayacak. Aslında biz bu araçla piyasa katılımcılarına uzun far yapma imkanını getirmiş olduk." dedi.
İleriye dönük yapılacak işlemlerle katılımcıların maliyetlerini sabitleyeceğini belirten Dönmez, spot piyasadaki fiyat dalgalanmalarından da korunacaklarını ve piyasa şartlarının uygun olması durumunda arbitraj yapılabileceğini ifade etti.
Dönmez, her seans sonunda EPİAŞ'ın günlük gösterge fiyatlarını paylaşacağını ve böylece sonraki fiyatlamalar için katılımcılara fiyat sinyali oluşturulacağını vurgulayarak, "Bu durum, ileriye dönük oluşacak referans fiyatlar öngörülebilirlik, güvenirlik ve şeffaflığın artmasını sağlayacak. VEP'in orta ve uzun vadede yüksek hacim ve likiditeye ulaşmasını bekliyoruz." diye konuştu.
EPİAŞ'ın şu anki hacmiyle Avrupa'nın dördüncü büyük elektrik piyasası olduğunu aktaran Dönmez, VEP'te oluşacak işlem hacmiyle EPİAŞ'ın daha iyi bir konuma gelmesini arzu ettiklerini dile getirdi. Dönmez, piyasanın işleme açılacağı bu yıl piyasa katılımcılarından VEP işlemleri için ücret alınmayacağını bildirdi.
1 Haziran itibarıyla altı adet aylık ve iki adet çeyreklik bazda yük kontratın işleme açıldığını aktaran Dönmez, "Piyasanın talepleri doğrultusunda VEP'te yıllık kontratlarla birlikte puant ve puant dışı kontratlar da devreye alınacak. Gelişmiş enerji piyasalarındaki enstrümanlardan biri olan VEP ile enerji piyasamızın bugün itibarıyla olgunluk dönemine girdiğini söyleyebiliriz." ifadelerini kullandı. Dönmez, bu yıl içinde Vadeli Gaz Piyasası'nın da devreye alınacağını ifade etti.
Dönmez, konuşmasının ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı ve EPİAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Tancan ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Mustafa Yılmaz ile EPİAŞ'ın şeffaf butonuna basarak piyasanın açılışını gerçekleştirdi. Dönmez, daha sonra piyasada gerçekleşen ilk işleme ilişkin, "VEP'te ilk eşleşmemiz, 1 Haziran 2021 saat 13.00.12'de, Ekim 2021 baz kontratı için MWh başı 405 liradan 1 lot olarak gerçekleşti." bilgisini paylaştı.
Kaynak: Anadolu Ajansı

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, 1 Haziran 2021’de devreye giren Vadeli Elektrik Piyasası (VEP) ve ekimde devreye alınacak Vadeli Doğal Gaz Piyasası'nın (VGP) Türkiye'nin enerji ticaret merkezi olmasında önemli rol oynayacağını bildirdi.
Yılmaz, Enerji Piyasaları İşletme A.Ş. (EPİAŞ) Vadeli Elektrik Piyasası açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, enerjide ticaret merkezi olma yolunda son yıllarda dönüşüm yaşadığını ifade etti.
Bu dönüşümün küresel enerji piyasalarından ayrı düşünülmemesi ve bölgesel dinamiklerle birlikte ele alınması gerektiğini belirten Yılmaz, "Bölgemizde birçok ülkenin enerji borsası kurma niyeti ve çabası var ama enerji piyasamızın büyüklüğü bize ölçek ekonomisi avantajı sağlıyor. Son dönemlerde enerji talebimizin bölgemizdeki diğer ülkelerle kıyaslanmayacak denli yüksek hızlarda artması, dinamizmimizi de güçlendiriyor." değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz, elektrik ve doğal gaz piyasalarının her geçen gün derinleşen ve artan cazibesiyle bölgesindeki diğer piyasalar için bir çekim merkezi olmasını hedeflediklerini kaydetti.
Gelişmiş piyasalardaki enstrümanları devreye almaya devam edeceklerini vurgulayan Yılmaz, "Bugün VEP ve ekim ayında da VGP'nin devreye girmesi Türkiye'nin enerji ticaret merkezi olma yolunda önemli bir dönüm noktası olacaktır." dedi.
EPİAŞ Genel Müdürü Ahmet Türkoğlu da şirketin geliştirdiği yeni vadeli ürünlerle çeşitliliği ve hizmet kalitesini artırdığını belirterek, şöyle konuştu:
"Artan işlem hacmimizle Avrupa'nın dördüncü büyük enerji borsası olan şirketimiz geliştirdiği ve hizmete aldığı yeni ürünlerle ülkemizin bölgesinde enerji ticaret merkezi olma hedefine katkı sağlamaya çalışmaktadır. Son yıllarda yaptığımız işlem hacimlerine bakacak olursak 2020 yılında gün öncesi piyasası işlem hacmi yüzde 17 artarak 181 TWh olmuştur. Aynı şekilde gün içi piyasasında da işlem hacmi yüzde 20 artarak 7 TWh olmuştur. Bu yıl ilk 4 ay verilerine bakarsak büyümenin devam ettiğini görüyoruz. Gün içi piyasası yüzde 20, gün öncesi piyasası yüzde 23 artış göstermiştir. Geçen yıl yaptığımız işlemlerden kesilen fatura ve tahsilat tutarı 105 milyar liraya ulaşmıştır. Bu yılın ilk 4 ayında da 39 milyar liraya ulaşmış durumdayız."
Türkoğlu, açılacak vadeli piyasalarla birlikte daha çok piyasa katılımcısının daha çok işlem yaparak piyasaları geliştireceğini ve derinleştireceğini aktardı.
VEP ile piyasa katılımcılarının fiyat riskinden korunma, geleceği yönelik fiyat beklentilerini görme imkanı bulacağına dikkati çeken Türkoğlu, "EPİAŞ VEP'te karşı taraf hizmeti vererek güvenli bir piyasa işletilmesini sağlayacaktır. VEP'te oluşacak referans fiyat ile yerli ve yabancı yatırımcılar için yatırım desteği ve alım garantisi olmadan fizibilite yapma imkanı oluşacak." değerlendirmesinde bulundu.
Türkoğlu, mevcut durumda işletilen spot elektrik ve doğal gaz piyasalarına ek olarak fiziksel teslimatlı VEP'in yanı sıra fiziksel teslimatlı gaz piyasasının da işletilmeye alınacağına işaret ederek, "Bu, derinlik ve likidite açısından borsamız için yeni avantajlar sağlayacak. Ana girdisi enerji olan işletmelerimiz ürünlerindeki enerji maliyetini önceden görüp satın alarak yurt dışı pazarlarda vadeli satışlar için rekabetçi fiyatı borsamızdan kolayca elde edebilecekler. Son olarak, sektörümüze yeni bir ufuklar açacak piyasamızda yıl sonuna kadar piyasa işletim ücreti alınmayacağını hatırlatmak istiyorum." ifadelerini kullandı.
Kaynak: Hürriyet

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Sektörler Konseyi Maden Sektörü Başkanı Rüstem Çetinkaya, sıfır emisyonda 2050 hedefine ulaşmanın yolunun, kritik madenlerin üretimde ham madde olmasından geçtiğini belirterek, “Küresel ekonomide söz sahibi olan ülkeler bu konuda çoktan bir strateji oluşturdu. Biz de toprakları altında adeta hazineye sahip olan bir ülke olarak bu konuda artık somut adımlar atıp bir strateji oluşturmalıyız.” ifadelerini kullandı.
Çetinkaya, yaptığı yazılı açıklamada, maden sektörünün özellikle çevrecilik anlamında son derece yanlış bir algıya sahip olduğunu, bu algının aksine sektörün daha yaşanılabilir bir dünyanın başrol oyuncusu olacağını aktardı.
Çetinkaya, “Bana göre bu bir ironi değil, gerçeğin ta kendisi. Daha yaşanılabilir bir dünyanın geleceği madenlerde yatıyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) raporu, kritik madenlerin gelecek yüzyıla damgasını vuracağını açıkça gösteriyor. Bugün trafikteki elektrikli araç sayısının artış hızına baktığımızda dünyanın nasıl bir geleceğe evrileceğini görebiliriz. Bakır, kobalt, lityum, nikel, bor, grafit ve manganez gibi nadir toprak elementleri çok yakın bir gelecekte küresel üretim ekosisteminin yeni ham maddesi olacak.” ifadelerini kullandı.
Sıfır emisyonda 2050 hedefine ulaşmanın yolunun, kritik madenlerin üretimde ham madde olmasından geçtiğine işaret eden Çetinkaya, şunları kaydetti:
“Küresel ekonomide söz sahibi olan ülkeler bu konuda çoktan bir strateji oluşturdu. Biz de toprakları altında adeta hazineye sahip olan bir ülke olarak bu konuda artık somut adımlar atıp bir strateji oluşturmalıyız. Dünya bor rezervlerinin yüzde 73’ü kendi topraklarımız altında. Bor atıklarından lityum gibi ikincil kaynakları üretip elektrikli yeni nesil otomobillerin yeni nesil motoru olan bataryaların üretiminde dünyada söz sahibi olabiliriz. Devletimizin Eskişehir’deki Eti Maden tesislerinde bor atıklarından lityum üretimine geçmesi ülkemizin bu konuda atmış olduğu en önemli adımların başında geliyor.”
IEA’nın raporuna göre, lityum talebinin 2040’ta bugüne göre 42 kat artacağını belirten Çetinkaya, “Yeter ki madenleri çevreye zarar veren bir olgu olarak görmek yerine artık çevreci yaklaşımların anahtarı niteliğinde olduğu düşüncesine sahip olalım. Ruhsat süreçleri ve ruhsat güvenliği gibi konularda iyileştirmeler yapıp yatırım ortamını hareketlendirirsek hem çevreye hem de ekonomiye ciddi kazanımlar sağlarız.” ifadelerini kullandı.
Rüstem Çetinkaya, 2050’de dünyada fosil yakıt tüketiminin sonra ereceğini aktararak, “Bu tarihten sonra yenilenebilir elektrik enerjisi kullanımda olacak. Yani bundan 30 yıl sonra madenlere bağımlı olmak durumunda kalacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
IEA’ya göre, elektrikli araç bataryaları ve depolamada mineral talebinin 2040’a kadar en az 30 kat artmasının beklendiğini aktaran Çetinkaya, “2050’de enerjide dışa bağımlı olmak istemiyorsak kendi madenlerimizi üretir pozisyona gelmeyiz.” ifadesini kullandı.
Maden sektörünün Türkiye’nin toplam ihracatına aralıksız katkı sağladığını vurgulayan Çetinkaya, Türkiye’nin kritik madenlerde ciddi potansiyele sahip olduğunu kaydetti.
Çetinkaya, “Bugün AB ülkeleri ile ticaret yapmanız için Yeşil Mutabakat’ta yer alan kriterlere göre üretim yapmanız gerekiyor. Küresel ekonomideki mevcut emtialar dünyanın geleceği için yerini kritik madenlere bırakacak. Bu gerçeği odak noktamıza alarak ülkemiz madenciliğine dışlayıcı bakış açısıyla değil, kolektif düşünce yapısıyla yaklaşırsak 4,27 milyar dolarlık maden ihracatımızın yakın gelecekte 10 katına çıkması hayal olmaz.” değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: Temiz Enerji

Siemens Gamesa Yenilenebilir Enerji Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Ebru Çiçekliyurt, Türkiye'de rüzgar enerjisiyle entegre edilebilecek hidrojen çalışmalarına hız verdiklerini belirterek, 'Siemens Enerji ile ortaklaşa hidrojen enerjisi konusunda çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmanın teknik boyutlarını Danimarka'da test ediyoruz. Bu konuda büyük potansiyel olduğunu düşünüyoruz.'dedi.
Çiçekliyurt, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) tarafından çevrim içi ortamda organize edilen 'İlk YEKA RES Deneyimleri ve Gelecekteki Kapasite Tahsis Modelleri' konulu toplantıda değerlendirmelerde bulundu.
Küresel anlamda hidrojen ekonomisinin enerji sektöründe önemli bir gündem oluşturduğuna işaret eden Çiçekliyurt, yenilenebilir enerji kullanarak hidrojen elde etmek isteyen birçok ülke olduğunu söyledi.
Çiçekliyurt, ABD ve Avrupa'da hidrojen üretimini enerji altyapısında kullanmak isteyen şirketlerin aktif şekilde çalıştığını dile getirerek, 'Türkiye'de rüzgar enerjisiyle entegre edilebilecek hidrojen enerjisi çalışmalarına hız verdik. Siemens Enerji ile ortaklaşa hidrojen enerjisi konusunda çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmanın teknik boyutlarını Danimarka'da test ediyoruz. Bu konuda büyük potansiyel olduğunu düşünüyoruz. Enerjinin geleceği hidrojen ekonomisi üzerinde odaklanacak gibi gözüküyor.' diye konuştu.
İzmir'deki Ar-Ge merkezi çalışmalarına yönelik yönetim ekibini genişlettiklerini belirten Çiçekliyurt, 'Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından 2019'un sonunda resmi Ar-Ge merkezi belgesini aldık. 2020'de yoğun işe alma ve eğitim faaliyetlerini yürüttük. Üstlendiğimiz projeleri artırdık. İzmir'deki Ar-Ge merkezinde, tam zamanlı çalışacak 70 mühendisi istihdam ettik. Ayrıca kadın mühendis istihdamına da özel önem veriyoruz.' ifadelerini kullandı.
Çiçekliyurt, Türkiye'nin denizlerinde kayda değer bir deniz üstü (offshore) potansiyel olduğunu belirterek, 'Yeni bir alan olan 'offshore'da detaylı ve uzun soluklu çalışmalar yapılmalı. Mevcut Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) yarışma ve projelerinde orta ve kısa vade için çalışırken ve bunlar hakkında uzun vadeli planlar yaparken offshore gibi alternatif teknolojileri de çalışmakta fayda var.' değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: Anadolu Ajansı

Güney Marmara’da elektrik dağıtım hizmeti veren Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş. (UEDAŞ), saha ekiplerinin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili denetimlerini dijital ortama taşıdı. Araçlara yerleştirilen kameralarla anlık takip sağlanırken, online olarak iş kontrolü yapılabiliyor.
Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova’da 5 milyonun üzerinde nüfusa hizmet veren UEDAŞ, arıza onarım ve bakım ekiplerinin iş sağlığı ve güvenliği denetimlerini dijital platforma taşıyarak geliştirdi. Araç filosundaki 120 sepetli araç ve vinçlere yerleştirilen kameralar sayesinde ekiplerin çalışma ortamı 7/24 denetlenebiliyor.
İSG’ de proaktif yaklaşım çerçevesinde geliştirilen Saha Kontrol Merkezi (SAKOME) ile de ekiplerin iş emrine başlamadan önce ve bitirdikten sonra aldığı görüntülü teyitlerdeki kontrollerle çalışma ortamı güvenli hale getiriliyor. Sepetli aracın iç ve dışına yerleştirilen kameralar ile saha ekiplerinin trafikteki seyir durumundan enerjiye müdahalesine kadar tüm anları kayıt altına alınıyor. Bu sayede olası iş kazalarının minimuma düşürülmesi hedefleniyor.

Pandemiden dolayı evinden çıkamayan müşteriler için ekip oluşturan Aras EDAŞ, bağlantı görüşü anlaşmasını evlerinde imzalatarak bu sürecin tamamlanmasını sağlıyor.
Doğu Anadolu Bölgesi’nde hizmet verdiği 7 ilde pandemiye rağmen faaliyetlerine hız kesmeden devam eden Aras EDAŞ, müşterilerine daha iyi hizmet vermek adına, alternatif çözüm yolları sunuyor. Bu amaç doğrultusunda yeni bir hizmeti devreye sokan Aras EDAŞ Yönetimi, pandemi ile mücadeleye katkı sağlıyor.
Salgın sebebiyle bulaşma riskinin azaltılmasında büyük katkı sağlayan evde hizmet dönemi, müşteriler için oldukça önemli. Özellikle 65 yaş üstü vatandaşların evden çıkamama problemi, Aras Elektriğin “Evde Hizmet” sürecini başlatması ile çözüme kavuşturuldu. Abonelik kaydı oluşturan müşterilere geri dönüş sağlanarak bağlantı görüşü anlaşması evlerine götürülüyor. Gerekli tüm önlemlerin alınarak yapıldığı bu çalışmada ekipler, büyük bir özveriyle hiçbir müşterinin mağduriyet yaşamaması adına çalışıyor.
Aras EDAŞ’ın uygulamasından müşteriler de oldukça memnun. Ağrı’nın Patnos ilçesinde yaşayan ve bu hizmetten faydalananlardan biri olan Hanım Aslan: “Abonelik başvurusunda bulunduk. 65 yaş üstü olduğumuzdan kısıtlama döneminde evden çıkamadık. Aras EDAŞ’ı aradık ve hemen ekiplerini yönlendirdiler. Evde hizmet almak büyük kolaylık, sağolsunlar çok güzel bir hizmet sundular bize. Evrakları imzaladık abonelik sürecimiz tamamlandı.” dedi.

Japonya ile AB iklim değişimiyle mücadele amacıyla "Yeşil İttifak" başlattıklarını ve bu alanda küresel standartlar belirleyeceklerini açıkladı.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel, Japonya Başbakanı Suga Yoşihide ile video konferans yöntemiyle yapılan AB-Japonya Zirvesi bitiminde basın toplantısı düzenledi.
Von der Leyen, toplantıda yaptığı konuşmada, Japonya’nın, AB ile temel değerler hakkında benzer düşünen bir ortak olduğunu belirtti. Toplantıda iklim değişimi konusunun gündeme geldiğini bildiren Von der Leyen, Japonya’nın 2050 yılına kadar iklime zarar vermeyen bir ülke konumuna gelme taahhüdü olduğunu, bu hedefi AB olarak paylaştıklarını ve çevre konusunda birlikte hareket edeceklerini söyledi.
Japonya ile AB arasında iklim değişimiyle mücadele amacıyla “Yeşil İttifak” başlattıklarını aktaran Von der Leyen, bu alanda küresel standartlar belirleyeceklerine işaret etti. Von der Leyen, AB ve Japonya arasında yapılan ekonomik ortaklık anlaşmasını da değerlendirdiklerini ifade ederek, çeşitli ürünlerin piyasalara karşılıklı erişimi konusunda çalışmaları sürdüreceklerini vurguladı.
Kaynak: Euractiv

Dünyanın en büyük üçüncü emeklilik fonu olan Kore Ulusal Emeklilik Fonu, iklim krizini yönetmeye yönelik acil ihtiyacı gerekçe göstererek, kömürden uzaklaşma eğilimini benimseyeceğini, yurtiçi ve yurtdışındaki yeni kömür santrallerinin inşasını finanse etmeyi durdurmayı taahhüt etti.
Ancak uzmanlar, bu açıklamanın kapsam açısından beklenenden çok daha az iddialı olduğunu belirtiyor. Benimsenen bu yeni politika, kömür madenciliği ve elektrik üretimi gibi var olan diğer kömür işletmeleri için değil, yalnızca yeni kömürlü termik santrallerin inşası için geçerli olacak.
Emeklik Fonu Yönetim Komitesi bu yeni politikaya dair ayrıntıları hazırlamak için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu ve uygulamanın aslında yılın ikinci yarısında araştırma yaptıktan sonra yürürlüğe girmesinin beklendiğini söyledi.
Kore Ulusal Emeklilik Fonu, Aralık 2019 itibarıyla yönettiği 637 milyar dolar değerindeki varlığı ile dünyanın üçüncü büyük emeklilik fonu konumunda ve kömüre yüksek oranda bağımlı kalması nedeniyle uzun süredir eleştirilere maruz kalıyordu.
Norveç Devlet Emeklilik Fonu ve İngiltere Ulusal İstihdam Tasarruf Vakfı gibi büyük uluslararası fonlar ise, fosil yakıt endüstrisiyle tüm bağları kesmeye başladı.
Kaynak: Mining.com

İngiliz-ABD ortaklığı HIP, 30 milyar dolar yatırımla Kuzey Atlantik Denizi'nde toplam 10 bin MW’lık yüzen ve sabit rüzgar santralleri kuracak.
İngiliz-ABD ortaklığı olan Hecate Independent Power Limited (HIP), 30 milyar dolar değerindeki dev denizüstü (offshore) rüzgar enerjisi projesi HIP Atlantic’e başladı. Proje kapsamında Kuzey Atlantik Denizinde toplam 10 bin MW yüzen ve sabit rüzgar santralleri inşa edilecek. Üretilen enerji deniz altı kabloları ile İngiltere’nin ulusal şebekesine bağlanacak.
Her rüzgar santrali 1000’er MW olacak ve farklı lokasyonlarda yer alacaklar. HIP, halihazırda İzlanda açıklarında kurulacak olan ilk 2 bin MW’lık kısım için kurumsal sermaye yatırımını tamamlıyor. Bu iki santralin 2025’te devreye girmesi bekleniyor. HIP ayrıca İngiltere’ye bağlanacak elektrik hattında kullanılacak kablo üretimi için yeni bir HVDC kablo üretim tesisi kurulumu amacıyla yatırım ortaklarıyla birlikte çalışıyor.
Kaynak: Electrek

Ortalama küresel sıcaklık artışı 2025’e kadar sanayileşme öncesine göre 1,8°C’ye çıkabilir.
Dünya Meteoroloji Örgütü tarafından yayınlanan yeni bir çalışmaya göre 2021-2025 arası dönemde küresel ortalama sıcaklıklar Paris İklim Anlaşması ile hedeflenen 1,5°C sınırının üstünde gerçekleşme riski bulunuyor.
Birleşik Krallık meteoroloji idaresi Met Office liderliğinde hazırlanan, 10 ayrı ülkeden de uzmanların katkısı verdiği çalışmaya göre artışın 1,8°C’ye ulaşma olasılığı da bulunuyor.
Çalışmaya göre 2021-2025 döneminde küresel sıcaklıklar sanayileşme öncesi dönemine göre 0,9 ila 1,8°C arasında yüksek olabilecek.
Bu yıllardan en azından biri yüzde 40 olasılıkla, tamamı ise yüzde 10 olasılıkla 1,5°C derenin üstünde gerçekleşebilecek. Bununla birlikte bu yıllardan en azından birindeki ortalama sıcaklıklar yüzde 90 olasılıkla şimdiye kadarki kayıtlardaki en yüksek yıl olan 2016 yılını geçecek.
Bununla birlikte 2021-2025 arası dönemde güney okyanuslar ve Kuzey Atlantik dışındaki bazı bölgeler hariç olmak üzere, küresel sıcaklıklar 1981-2010 arası dönemden daha sıcak olacak.
Kaynak: UN News
Rüzgar ve Güneşin Şebekeye Entegrasyonu için Sektör Eşleştirme
SHURA Enerji Merkezi’nin raporu Türkiye’de, binalar, sanayi ve ulaşım sektörlerindeki talep tarafı katılımı seçeneklerini araştırıyor. Çalışma, talep tarafı katılımı potansiyelini ve bunun 2030’da nasıl faaliyete geçirileceğini göstermeyi, daha yüksek yenilenebilir enerji entegrasyonuna katkıda bulunmayı ve elektrikli araçlar, ısı pompaları ve dağıtık enerji kaynakları gibi elektrifikasyon seçeneklerinin yaygınlaşmasını desteklemeyi amaçlıyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Konya Enerji Zirvesi Fuarı
3-4-5 Haziran 2021
Solarex Uluslararası Güneş Enerjisi ve Teknolojileri Fuarı
10 - 12 Haziran 2021
Enerjim sensin Hızlandırma Programı Demo Day Organizasyonu
Haziran 2021
Solar İstanbul
22 - 25 Eylül 2021
11. Türkiye Enerji Zirvesi & Istrade 2021
10 - 12 Ekim 2021
14. EIF Dünya Enerji Kongresi ve Fuarı
13 - 15 Ekim 2021
ISES SWC Dünya Güneş Kongresi
25 - 29 Ekim 2021
European Utility Week (Enlit Europe)
30 Kasım 02 Aralık 2021