
Elektrik dağıtım sektöründen yetkililerle bir araya geldiği toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulanan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, toplantıda elektrik dağıtım sektörünün mevcut durumunu, altyapı yatırımlarını ve afet yönetiminin ele alındığını söyledi.
Son zamanlarda sel, yangın, deprem gibi pek çok afetle karşı karşıya kalındığına işaret eden Bakan Dönmez, “Son 20 yılda afet yönetimine yapılan insani ve maddi yatırımlarla bugün devletimiz bütün kurumlarıyla ve sivil toplum kuruluşlarımızla en hızlı ve koordineli bir şekilde olay yerine intikal ediyor. Küresel iklim değişikliğiyle birlikte ne yazık ki doğal afetler artık dünyanın daha fazla gündeminde yer alıyor. Bizler de bakanlık olarak afet yönetimi çalışmalarımızı özel sektör, STK’lar ve diğer kamu kurumlarını da içerisine alacak şekilde revize ettik. Bakanlık bünyesinde Kriz Yönetim Merkezi kurduk. Bütün planlarımızı her bir afet senaryosuna göre ayrı ayrı oluşturduk. Bugün de elektrik dağıtım şirketlerimizle bir araya gelerek onların kriz yönetim planlarını birlikte ele aldık. Her bir şirketimize ayrı ayrı uyarılarımızı yaptık ve yapılması gerekenleri detaylarıyla paylaştık. Güçlü ve zayıf olduğumuz noktaları, fırsatları ve tehditleri birlikte değerlendirdik. Bizim açımızdan verimli bir görüşme oldu” diye konuştu.
Türkiye’nin son 20 yılda gösterdiği yüksek performanslı büyümenin temel dinamiklerinden birinin enerji sektörü olduğuna dikkat çeken Bakan Dönmez sözlerine şöyle devam etti:
“ Enerji sektörünün serbest piyasa kuralları ve uluslararası eğilimler göz önüne alınarak üretim, iletim ve dağıtım şeklinde yeniden düzenlenmesi sektörün büyümesine büyük bir ivme kazandırmıştır. 2016-2020 döneminde dağıtım şirketleri tarafından yaklaşık 40 milyar liralık yatırım yapıldı. 2021-2025 döneminde ise bu sayı 66,7 milyar TL’ye yükselecek. İletim ve dağıtım ağlarımızı da ihtiyaçlar doğrultusunda yeniliyoruz. Yeni yatırımlarla şebeke ağımızı her yıl daha da genişletiyoruz. Elektrik üretim, iletim ve dağıtım alanlarına son 20 yılda 100 milyar dolarlık yatırım yaptık. Bu sayede son 20 yılda elektrikteki toplam kurulu gücümüzü yaklaşık 3,5 kat artırarak 100 bin MW seviyesine ulaştık.”
Dünyanın ciddi bir enerji darboğazından geçtiğinde işaret eden Bakan Dönmez, enerji fiyatları küresel bir sorun haline geldiğini söyledi. 2021 yılından itibaren, elektrik üretiminin ana ham maddelerinden olan kömür fiyatları 5 kat, doğal gaz fiyatları ise 10 kat arttığını belirten Dönmez, “Doğal gazın yüzde 99’u, petrolün yüzde 92'si ithal edilmekte. Elektrik üretiminde kullanılan ithal kaynakların oranı ise yüzde 50 seviyesinde. Elektrik altyapımızı güçlendirirken bir taraftan da dünyada hızla artan enerji fiyatlarından vatandaşlarımızı korumak için gerekli destek mekanizmalarını da hayata geçirdik. 2021 yılında elektrik ve doğal gaz faturalarında 100 milyar TL’lik bir destekte bulunduk. Bu destek hane başı yaklaşık yıllık 5 bin TL'dir. Ayrıca, akaryakıtta 65 milyar TL'lik bir ÖTV desteği de sağladık. Bu yıl elektrikte birinci kademede yaklaşık yüzde 50, doğal gazda ise yüzde 75’lik devlet desteği devam etmektedir. Örneğin; 100 liralık elektrik faturasının 50 TL'si, doğalgaz da ise 100 TL'lik faturanın 75 TL'si hükümetimiz tarafından karşılanmaktadır. Buna ek olarak, bu süreçte enerji sektöründen de sürece katkı sağlamalarını bekliyoruz. Öte yandan sosyal destek kapsamındaki vatandaşlarımız için 6,4 milyar TL’lik destek ödemesi yaptık. Isınma yardımı alan hanelere destekler genişletilerek doğal gaz da dâhil edildi. Yaklaşık 3 milyar TL’lik doğal gaz desteğinden 4 milyon hane yararlanacak. Hane başı yıllık doğalgaz destek miktarı ise 450 ila 1150 TL arasında olacak. Ayrıca küçük ölçekli ticari işletmelerden ve sivil toplum kuruluşlarından gelen önerileri değerlendiriyoruz” dedi.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan (EPDK) yapılan açıklamada, son günlerde özellikle sosyal medyada kurum tarafından belirlenen elektrik tarifeleri, dağıtım şirketlerinin bu süreçteki kazancı ve bu kazancın tüketicilerin elektrik faturasına etkisine yönelik gerçekle hiçbir ilişkisi bulunmayan haber ve yorumlara rastlandığı anımsatıldı.
Açıklamada, elektrik dağıtım şirketi ve görevli tedarik şirketinin iki farklı tüzel kişilik olduğu, dağıtım şirketlerinin elektrik satışı yapmadığı, taşımacılık ile görevli olduğu aktarıldı. Açıklamada, şu bilgiler verildi:
"Dağıtım şirketleri, dağıtım şebekesini işletmek ve sürdürülebilirliğini sağlamak, arıza bakım ve onarım yapmak, bağlantı taleplerini karşılamak, gerekli şebeke yatırımlarını gerçekleştirmek ve tüm sistem kullanıcılarına ayrım gözetmeyen elektrik dağıtım ve bağlantı hizmetleri sunmakla görevlidir. Dolayısıyla dağıtım şirketi elektrik satışı yapmamaktadır. Dağıtım şirketi kargo işi yani taşımacılık ile görevlidir. Şebekenin işletilmesinden sorumlu şirkettir. Bu şirketler 21 adet olup özelleştirme ile verilen şirket isimleri ile devam etmektedir. Tüketicilerimize elektriği dağıtım şirketleri değil, görevli tedarik şirketleri (GTŞ) satar. Bu şirketlerin tarifeleri EPDK tarafından belirlenir. Bu tarifeler dışında şirketler kendi inisiyatifleri ile faturalarda oynama ya da zam yapamazlar. GTŞ’ler serbest piyasadan (ikili anlaşmalar ve/veya elektrik borsası olan EPİAŞ üzerinden) veya EÜAŞ üzerinden satın aldıkları enerjiyi serbest olmayan tüketicilere veya ikili anlaşması bulunmayan tüketicilere düzenlenen tarife üzerinden satmakla mükelleftirler. Bu şirketler, EPDK’nın belirlediği fiyattan farklı bir fiyat uygulayamaz."
Sosyal medyada sıklıkla atıfta bulunulan EPDK kurul kararında dağıtım şirketlerine teknik ve teknik olmayan kayıp için yaptığı satışlarda fiyatın kilovatsaat başına 31,8592 kuruş olduğu aktarılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Söz konusu fiyat, sadece enerji fiyatıdır. Herhangi bir vergi dahil değildir. görevli tedarik şirketleri nihai tüketicilere yaptığı elektrik satışının sadece yüzde 20'sini EÜAŞ'tan 31,86 kuruşa almaktadır. Bu yıl için perakende satış tarifelerinde görevli tedarik şirketlerin yaklaşık 125 milyar kilovatsaat elektrik satışı olacağı öngörüldü. Bu elektriğin 25 milyar kilovatsaatlik kısmı EÜAŞ'dan 31,86 kuruşa alınacağı, geri kalan 100 milyar kilovatsaatlik kısmı ise spot piyasadan yaklaşık 150 kuruştan alınacağı öngörülmüştür. Dolayısıyla ağırlıklı ortalama enerji alım fiyatı kilovatsaat başına 125 kuruş civarındadır."
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Devlet sübvansiyonu ile görevli tedarik şirketleri vatandaşlarımıza daha ucuza elektrik satmaktadır. Şirketlerin EPDK'nin belirlediği oranlar üzerinde kar etmesi mümkün değildir. Görevli tedarik şirketleri 125 kuruşa mal ettiği elektriği mesken düşük kademeye 79 kuruş, mesken yüksek kademeye 135 kuruş, sanayiye 156 kuruş ve ticarethaneye 189 kuruşa satmaktadır. Görevli tedarik şirketlerinin, EÜAŞ'tan 32 kuruşa elektrik alıp sanayiye 1 lira 75 kuruş, ticarethane 2 lira 74 kuruş, hanelere 1 lira 37 kuruş (210 kilovatsaat altı), 2 lira 6 kuruş (yüksek kademe) fiyatlar ile satış yaparak yüzde 330-546 kar yaptığı şeklindeki bilgi doğru değildir. Bu şirketler, düzenlenen tarife içindeki müşterilere yapacakları enerji satışından elde edecekleri kar oranı 'Net Kar Marjı' ile sınırlandırılmış olup bu oran 2021-2025 dönemi için yüzde 2,38 olarak belirlenmiştir. Yani iddia edildiği gibi 32 kuruşa elektrik satın alınarak astronomik düzeyde kar elde edilmesi kesinlikle söz konusu olamaz. Devletimiz bütün nihai müşterileri EÜAŞ üzerinden bu yıl da desteklemeye devam edecek. 2022 yılında EÜAŞ'ın görevli tedarik şirketleri ve dağıtım şirketlerine satmayı düşündüğü yaklaşık 60 milyar kilovatsaatlik elektrik enerjisini piyasa fiyatı olan 150 kuruş yerine 32 kuruşa satarak nihai tüketiciler yaklaşık 70 milyar lira desteklenmektedir."
Kaynak: AA

Elder, bir sivil toplum kuruluşu olmanın sorumluluğuyla, elektrik dağıtım sektöründe faaliyet gösteren 21 elektrik dağıtım şirketinin tamamını temsil eden çatı kuruluş olarak, kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla detaylı bir açıklama yaptı. Açıklamada şu noktalara dikkat çekildi:
“Elektriğin üretilmesinden vatandaşlarımıza ulaştırılmasına kadar ki uzun değer zincirinin en son halkası ve vatandaşlarımızın ilk muhatabı olarak, elektrik tarifelerinde yıl başında yapılan fiyat artışının tüm vatandaşlarımıza, esnafımıza ve sanayicimize getirdiği yükleri biliyor, tepkilerini anlayışla karşılıyoruz. Faturalardaki artış karşısında vatandaşlarımızın yaşadıklarını, sürecin en yakından şahidi olan 100 bin kişilik elektrik dağıtım ailesi olarak bizler de hissediyoruz.
Ülkemiz için elektrik enerjisinin ne kadar hayati bir önemi olduğunu biliyoruz. Elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için çaba gösteren bir sektörüz.
Maalesef bu dönemde elektrik dağıtım şirketlerine karşı haksız ithamlarda bulunulduğunu, elektrik dağıtım şirketlerinin bu fiyat artışlarının gerekçesi olarak gösterilerek birçok eksik ve yanlış bilgiye dayanan yorumlar ve açıklamalar yapıldığını görüyoruz.
Türkiye’nin her yerinde faaliyet gösteren 21 elektrik dağıtım şirketinin hepsi lisansa tabi olup, tüm faaliyetleri, gider ve gelirleri Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından düzenlemeye ve denetlemeye tabidir.
Hatta bu şirketlerin işlettikleri varlıkların hepsinin mülkiyeti kamuya ait olup, lisans süreleri boyunca Elektrik Dağıtım Şirketleri bu varlıkları işletmek, yeni yatırımlarla genişletmek ve tüketicilere kaliteli hizmet sunmaktan sorumludur. Bu kapsamda Türkiye’deki 21 elektrik dağıtım bölgesi 14 farklı yatırım grubu tarafından işletilmektedir. Bu Elektrik Dağıtım Şirketleri ve yatırım gruplarının bazıları halka da açık olup, ikisi uluslararası olmak üzere 20’den fazla yatırımcı bu sektöre yatırım yapmıştır.
“Elektrik dağıtım şirketlerinin” ve aynı yatırımcı grubunun altında bulunan ve aynı bölgede faaliyet gösteren “Görevli Tedarik Şirketlerinin (GTŞ)” faaliyetleri, özel sektör marifetiyle yürütülen kamu hizmeti niteliğindedir. Dağıtım ve görevli tedarik şirketleri yasal olarak birbirlerinden ayrışmışlardır.
Bu faaliyetler tamamen düzenlemeye tabidir. Elektrik dağıtım şirketlerinin gelirleri, elektrik tarifelerinden bağımsız bir şekilde, Düzenleyici kurum EPDK tarafından, rasyonel maliyetleri hesaplanarak ve tüketici faydası gözetilerek şeffaf bir şekilde beş yıllık dönemler için belirlenmektedir.
Özetle; elektrik tarifeleri ile ilgili elektrik dağıtım şirketlerinin hiçbir belirleyici rolü yoktur.
EPDK’nın belirlediği düzenlemeye tabi elektrik maliyetini etkileyen ve faturalar üzerinde görünen 3 bileşen şunlardır:
1-Enerji Bedeli: “Enerji üretim maliyeti” faturanın ana maliyet unsuru olup; mesken faturaları içindeki payı ortalama yüzde 60’tır. Bu maliyet elektrik talebi, elektrik arzı ve emtia fiyatlarına göre çok değişken seyretmektedir. Özellikle elektrik üretimi için ithal edilen doğal gaz ve kömürün uluslararası fiyatları ve döviz kuru en önemli maliyet unsurudur. Yağışlara bağlı hidroelektrik üretimi ve yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen enerjinin miktarı ise elektrik üretimini etkileyen diğer bir unsurdur. Görevli Tedarik Şirketlerinin tahsilat ve finansman maliyetini de içeren hizmet bedeli ile beş yıllığına EPDK tarafından enerji üretim maliyeti üzerinden belirlenen yüzde 2,38 net kar marjı da enerji bedeli içindedir.
2- Dağıtım Bedeli: Ulusal İletim Şirketimiz TEİAŞ’ın yüksek gerilim iletim sistemi işletme ve yatırımı için 3 yıllığına ve Elektrik Dağıtım Şirketlerinin şebeke işletme ve yatırımları için 5 yıllığına belirlenen maliyetlerin toplamıdır. Bu maliyetler her yıl TÜFE ile güncellenir.
Mesken abone grubunun faturaları içindeki iletim maliyetinin payı ortalama yüzde 4, elektrik dağıtım maliyetinin payı ise ortalama yüzde 18’dir.
3-Vergi ve Fonlar: Sanayi abone grubu için yüzde 1 ve diğer abone grupları için yüzde 5 olarak enerji bedeli üzerinden oransal olarak belirlenen “Belediye Tüketim Vergisi”; ve tüm bedeller üzerinden oransal olarak belirlenen yüzde 18’lik KDV’nin toplamından oluşur. Vergi ve fonların mesken abone grubu faturalarının içindeki toplam payı ortalama yüzde 18’dir.
Bu üç bileşenin toplamı olarak da son kullanıcıların elektrik faturası oluşmaktadır.
Ocak ayında maliyetlerin artmasındaki en büyük etken elektrik üretim maliyetlerinin ciddi şekilde yükselmiş olmasıdır.
Geçtiğimiz dönemde ülkemizde yaşanan kuraklık sebebiyle, elektrik üretimi içerisinde en yüksek paya sahip olan hidroelektrik santrallerinden sağlanan elektrik miktarı düşmüştür. Bu durum, elektrik üretiminde, ithal kaynaklar olan doğal gaz ve kömürün payını artırmıştır.
Enerji maliyetlerindeki yükselişin en büyük sebebi ithal edilen, uluslararası fiyatlara ve dövize endeksli doğal gaz ve kömür alım maliyetlerindeki ciddi artışlardır. Son 1 yıl içerisinde doğal gaz fiyatları 10 kata kadar, ithal kömür fiyatları ise 5 kata kadar döviz bazında artış göstermiştir. Elektrik üretim kaynaklarındaki bu maliyet artışı, fatura bedellerinin de yükselmesine neden olmuştur.
Kamuoyunu doğru bilgilendirmek için yaptığımız bu açıklama kapsamında, basında ve sosyal medyada değinilen hususlar hakkında şu doğruları da belirtmek isteriz:
Faturalama
•Dağıtım ve Görevli Tedarik Şirketleri fiyat belirleyemezler, fiyat artışı talebinde bulunamazlar. Faturalara herhangi bir bedeli keyfi bir şekilde yansıtamazlar, fatura kalemlerinde bir oynama yapamazlar. Tarifeler EPDK tarafından tüm değer zincirindeki maliyetlere bakılarak üçer aylık dönemlerde belirlenmekte ve kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılmaktadır.
•Ocak ayındaki faturalarda sık sık gündeme geldiği üzere, faturalarda toplam tüketimin 31 Aralık 2021 tarihine kadar olan bölümü 2021 son çeyrek boyunca geçerli olan eski tarife birim fiyatından, 1 Ocak 2022 tarihinden sonraki bölümü ise 2022 ilk çeyrek boyunca geçerli olan yeni tarife birim fiyatından hesaplanmaktadır. 1 Ocak öncesine ait dönem için herhangi bir fark yansıtılması söz konusu değildir. Bu her üç ayda bir yapılan standart bir uygulamadır.
•Abonelerin tüketim miktarları baz alınarak hesaplama yapılan kademeli tarifede; günlük 7 kWh’ye (kilovatsaat)kadar olan tüketimler birinci kademe olan düşük kademeden, bu limitin üzerinde kalan tüketimler ise ikinci kademe olan yüksek kademeden hesaplanarak faturalandırılmaktadır.
•EPDK mevzuatına göre okuma periyotları 25 ve 35 gün arasında olmak zorundadır. Örnek vermek gerekirse; 25 günlük okumalarda düşük kademeli tarife miktarı 25x7=175 kWh (kilovatsaat), 35 günlük okumalarda ise 35x7=245 kWh (kilovatsaat) olarak hesaplanır.
•Bu uygulamaların dışında hareket eden şirketlere ağır cezalar uygulanır.
Özelleştirme Bedelleri
•EPDK tarifeleri belirlerken yatırımcıların 2013 yılında tamamlanan özelleştirmeler için ödedikleri bedeller için hiçbir şekilde karşılık ayırmaz ve döviz kurlarındaki değişimleri hiçbir şekilde dikkate almaz. Bu bedeller tarifelere konu edilmez.
EÜAŞ Fiyatları
•Elektrik dağıtım şirketleri genel aydınlatma ile şebeke işletmesi için gerekli enerji ihtiyaçlarını EÜAŞ’tan temin ederler. Bu elektrik dağıtım şirketleri için hiçbir şekilde bir gelir kalemi değildir.
•Görevli tedarik şirketleri ise tarifesi düzenlemeye tabi olan tüketiciler için serbest piyasa, ikili anlaşmalar ve EÜAŞ’ın toptan satış tarifesi üzerinden elektrik enerjisi satın alır. 2021 yılında enerji ihtiyaçlarının çok düşük bir miktarı EÜAŞ’tan temin edilebilmiştir. 2022 yılında ise EÜAŞ’tan satın almaları öngörülen elektrik miktarı toplam ihtiyaçlarının sadece yüzde 20’si olup, yılın ilk iki ayında bu oranın sıfır olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.
•Görevli tedarik şirketlerinin gelirleri, alım fiyatları ile faturadaki satış fiyatı arasındaki marjdan oluşmamaktadır.
•Dolayısıyla EÜAŞ tarifesi seviyesinin piyasa maliyetlerinin altında belirlenmesi faturaları düşürmek suretiyle tüketicileri destekleyici mahiyette, yani bir “sübvansiyon” iken, Görevli Tedarik Şirketlerinin gelirlerini artırıcı bir etkisi yoktur. Bilakis maliyet tabanlı kar marjından dolayı Görevli Tedarik Şirketlerinin gelirlerini olumsuz etkilemektedir.
Dağıtım Yatırımları
•Elektrik dağıtım şirketlerinin ana faaliyeti şebeke (trafo, kablo, direk, aydınlatma, sayaç vb.) yatırımlarıdır. Bu yatırımlar faaliyet gösterilen bölgenin büyümesine ve gelişmesine bağlı olarak artan elektrik talebi ile şebekenin yenileme ve iyileştirme ihtiyaçlarına göre planlanır. Bu planların EPDK tarafından onaylanmasını müteakip, elektrik dağıtım şirketleri bu yatırımlar için gerekli finansal kaynağı temin ederler; malzeme ve işgücü planlamasını yaparak bu yatırımları gerçekleştirirler.
•Bu yatırımlar için ihtiyaç duyulan tüm maliyetler EPDK tarafından en ince detayına kadar belirlenmektedir. Bu yatırımların planlara uygun ve eksiksiz bir şekilde yapılıp yapılmadığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı adına TEDAŞ tarafından yerinde denetlenmektedir.
Bugünümüz ve yarınımız için;
Elektrik Dağıtım Özelleştirilmelerinin tamamlandığı 2013 yılını da kapsayan 2011-15 tarife döneminde, dağıtım yatırımları 25 milyar TL iken, 2016-20 döneminde aynı fiyat bazında 50 milyar TL yatırım gerçekleştirilmiştir. İçinde bulunduğumuz 2021-25 döneminde ise yine aynı fiyat bazında 75 milyar TL’lik dağıtım yatırımı planlanmıştır.
Özelleştirmelerin tamamlandığı 2013 yılı referans alınarak 2014-2020 döneminde Türkiye genelinde kayıp oranları azaltılmış, bugünkü fiyatlarla 65 milyar TL tutarında verimlik sağlanarak bu maliyet faturalardan düşülmüştür.
Elektrik Dağıtım sektörü 57 bini doğrudan 43 bini de dolaylı olmak üzere 100 bin kişilik istihdam sağlamaktadır.
Sektör çalışanları bir kamu hizmeti yaptıklarının bilinciyle vatandaşlarımıza hizmet götürmek için, tüm zorluklara rağmen her türlü hava koşulunda ve sahada 24 saat hizmet sunmaktadırlar. Son zamanlarda hiçbir sorumlulukları olmadığı halde sektörün bu vefakar çalışanlarına fiyat artışları nedeniyle gösterilen tepkileri de üzülerek görmekteyiz. Ancak kesintisiz enerji için en zor iklim şartlarındaki saha çalışmalarını gören vatandaşlarımızın çalışanlarımıza gösterdiği anlayış ve manevi destek kelimelerle tarif edilemez.
1999 yılından beri elektrik sektöründe faaliyet gösteren bir Sivil Toplum Kuruluşu olmanın sorumluluğuyla hareket eden Elder olarak hedefimiz; elektrik dağıtım sektörüne ilişkin enerji politikalarına, düzenlemelere ve yasal çerçeveye katkı sunmak; sektörümüzün insan ve teknoloji kaynaklarını geliştirmektir.
Bugünümüz ve yarınımız için;
•Elektrik üretim maliyetlerimizi azaltmak adına yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızı azami derecede kullanmalı, bu üretim teknolojilerini ülkemizde geliştirmeliyiz.
•Verimliliği her alanda; üretim santrallerinde, iletim ve dağıtım şebekelerinde esas almalı, kayıpları en aza indirmeliyiz.
•Elektriği tüketirken de verimliliği esas almalı, gerekirse bunun için yatırım yapmalıyız.
Yetkin insan kaynağımızı ve doğru teknolojileri etkin şekilde kullanarak dünyanın içinden geçtiği bu zor dönemde, ülkemizde hep birlikte uygulayacağımız doğru ve yapıcı politikalarla elektrik maliyetlerimizi azaltacağımıza inancımız sonsuzdur.
Kaynak: ELDER

Gelecek yıldan itibaren bir parseldeki toplam inşaat alanı 5 bin metrekareden büyük yapıların, kullandığı enerjinin en az yüzde 5'ini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılaması zorunlu olacak.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca hazırlanan yönetmelik değişikliğiyle normal binalara göre enerji verimliliği daha fazla olan ve kullandığı enerjinin belirli bir kısmını yenilenebilir enerji kaynaklarından temin eden "Neredeyse Sıfır Enerjili Binalar" konseptine geçiş, aşamalı olarak zorunlu hale getiriliyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Antalya'da düzenlenen "Yeşil Kalkınma Yolunda Türkiye" temalı istişare toplantısının sonuç bildirgesinde "İklim dostu yeşil binaların yapımına öncelik verilmesi ve bu kapsamda teşviklerin artırılması"na ilişkin madde doğrultusunda yapılacakları duyurdu. Bu kapsamda yapılacak en önemli düzenlemelerden birini, Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği'nde gerçekleştirilecek değişiklik oluşturuyor.
AA muhabirinin Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğünden aldığı bilgiye göre, önümüzdeki günlerde yayımlanması planlanan yönetmelik değişikliği ile "Neredeyse Sıfır Enerjili Binalar" konseptine geçiş aşamalı olarak yapılacak.
Buna göre 1 Ocak 2023'ten itibaren, bir parseldeki toplam inşaat alanı 5 bin metrekareden büyük olan tüm binalar enerji performans sınıfı en az 'B' olacak şekilde inşa edilecek. Ayrıca bu binaların, kullandığı enerjinin en az yüzde 5'ini güneş enerjisi paneli, rüzgar enerjisi, ısı pompası gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılaması zorunlu olacak.
Bu yapıların halen "C" olan asgari enerji performansının "B"ye çıkarılması ile ısı yalıtımında kullanılan yalıtım malzemesi kalınlıklarında da en az 2 santimetre artış olması gerekecek. Bu kapsamda asgari ısı yalıtım malzemesi kalınlıkları İstanbul'da 5 santimetreden 7-8 santimetreye, Ankara'da ise 6 santimetreden 8-9 santimetreye çıkacak. Ayrıca pencerelerin ısı yalıtım değerleri iyileştirilecek.
Bu sayede binaların, ısıl konfor şartları bozulmadan ortalama yüzde 25 daha az enerji tüketmeleri sağlanacak. Yapılan düzenleme gereği, 1 Ocak 2023'ten itibaren projeleri buna göre hazırlanmayan binalara ruhsat düzenlenemeyecek.
Yapıların 2023'ten sonra bu şartlara uygun inşa edilmesiyle Türkiye'nin enerji ithalatı faturasında yıllık 5 milyar TL düşüş sağlanması, 2025'ten itibaren ise yıllık düşüşün 7,5 milyar liraya ulaşması hedefleniyor. Yayımlanacak yönetmelik değişikliği ile uygulamanın 1 Ocak 2025'ten itibaren 2 bin metrekare üzeri tüm binalara yaygınlaştırılması ve kullanılan enerjinin en az yüzde 10'unun yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlaması zorunluluğu da getirilmesi planlanıyor.
Kaynak: AA

Meram Elektrik Dağıtım AŞ (MEDAŞ), hizmet bölgesini etkisi altına alan şiddetli kar yağışına karşı saha çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Zorlu hava koşullarında yaşanabilecek olumsuzluklara karşı MEDAŞ ekipleri, günün her anı kar nöbeti tutuyor.
Hava muhalefetinin yoğun olduğu bölgelere yönlendirilen toplam 900 kişilik ekip ve 210 araç ile sahada bulunan MEDAŞ’ın yaptığı açıklamaya göre, zorlu hava şartlarında enerji sürekliliği için çalışmalarına devam ediyor. MEDAŞ tarafından, il ve ilçe merkezleri ile bölgedeki kırsal kesimlerde de etkisi devam eden şiddetli kar yağışı nedeniyle yaşanabilecek arızalara en hızlı şekilde müdahale edildiği belirtildi. MEDAŞ ekipleri dış etkenlere bağlı olarak hatlarda oluşan arızaları giderip kesintisiz enerji sağlayabilmek için durmaksızın çalışmalarını sürdürüyor.
Aynı zamanda abonelerin aramasına gerek kalmadan SMS ile arıza/kesinti bilgilendirmesinde bulunan MEDAŞ, 150 kişilik çağrı merkezi ekibiyle gelen ihbarları ilgili birimlere ileterek hızlı çözüm üretiyor.

Akdeniz Elektrik Dağıtım AŞ (AEDAŞ) Isparta’da olumsuz hava koşulları sonrası yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin açıklama yaptı. Rutin denetimlerin aksatılmadan yapıldığının vurgulandığı açıklamada, “Yatırımların denetlenmediği iddiaları gerçek dışıdır. Rutin denetimler yapılmış, hatalı hiçbir işlem bulunmadığından herhangi bir cezai yaptırım söz konusu olmamıştır” denildi.
Olumsuz hava koşullarının enerji iletim ve dağıtımında arızlara yol açtığının belirtildiği açıklamada, “Akdeniz Elektrik Dağıtım AŞ’nin (AEDAŞ) görev bölgesinde yer alan Isparta’da, 3 Şubat Perşembe günü başlayan ve normal mevsimsel koşullara göre 45 günde yağacak olan karın, 11 saat gibi bir sürede bölgeyi etkisi altına alması, ne yazık ki enerji iletim ve dağıtım hatlarında arızalara yol açmıştır. Bu süreçte AEDAŞ ekipleri, kamu ve özel sektör iş birliği ile gece gündüz demeden bölgeyi enerjilendirmek için var gücü ile çalışırken ne yazık ki bazı basın yayın organlarında ve sosyal medyada ‘şirketimize’ ve ‘hissedarlarımıza’ yönelik ağır bir saldırı söz konusu olmuştur. Yıllardır enerji sektöründe var olan, açık ve şeffaf bir şekilde gerçekleştirilen özelleştirme ihalelerinde en yüksek teklifi vererek elektrik dağıtım sektörüne adım atan Cengiz ve Koloğlu Grubu ile elektrik dağıtım alanında hizmet veren şirketimize yönelik olarak; “hiçbir belge, bilgiye dayanmadan, tamamen bir algı oluşturmaya yönelik olarak yapılan” yayınlara karşı “yasal yollara” başvurma hakkımız saklı kalmak şartıyla, kamuoyunu bilgilendirme ihtiyacı doğmuştur” ifadelerine yer verildi.
Hatalı hiçbir işlem bulunmadığının altının çizildiği açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Elektrik dağıtım sektöründe özelleştirme sürecinin tamamlanmasının ardından bu alanda Türkiye genelinde faaliyet gösteren 21 dağıtım şirketi düzenli olarak denetlenmekte, yatırım programları EPDK tarafından 5’er yıllık dönemler halinde belirlenerek devreye alınmaktadır. Bu süreç içerisinde diğer şirketlerde olduğu gibi AEDAŞ’ta da rutin denetimler yapılmış, hatalı hiçbir işlem bulunmadığından herhangi bir cezai yaptırım söz konusu olmamıştır.”
Bölgeye yapılan yatırımlara ilişkin de bilgilerin aktarıldığı açıklamanın devamında, “Özelleştirme sürecinin tamamlandığı 2013 yılından bu yana AEDAŞ, EPDK’nın onayı ve kontrolü ile hizmet bölgesindeki tüm yükümlüklerini eksiksiz olarak yerine getirmiştir. Antalya, Burdur ve Isparta’nın enerji altyapısını güçlendirmek, bölgeye kesintisiz enerji sağlamak için 2013-2020 yılları arasında yapılan yatırımların toplamı 4 milyar TL’yi bulmuş, 4. Uygulama Dönemi’nin ilk yılı olan 2021’de de bölgede 825 milyon TL’lik yatırım gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, 2021 yılı içinde yine EPDK’nın denetim ve kontrolünde gerçekleşen periyodik bakım çalışmaları için toplamda 95,4 milyon TL tutarında harcama yapılmıştır. Yine EPDK’nın onayı ile 2021-2025 yılları arasını kapsayan 4. Uygulama Dönemi’nde; Antalya, Burdur ve Isparta illerine yapılacak yatırım tutarı 4 milyar 500 milyon TL üzerinde olacaktır” denildi.
Meteoroloji ekibiyle temas halinde bir çalışma yürütüldüğünün ifade edildiği açıklamanın devamı ise şu şekilde:
“Elektrik dağıtım hizmetinde atmosferik olayların etkisi büyük olduğundan, kar, tipi, fırtına, sel gibi olağanüstü hava koşullarına karşı hazırlıklı olmak için AEDAŞ’ın kendi bünyesinde özel bir meteoroloji ekibi ile Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile yakın temas halinde çalışmaktadır. Isparta’da 3 Şubat Perşembe günü başlayan yoğun kar yağışından önce AEDAŞ, meteorolojiden gelen uyarılar çerçevesinde bölgedeki araç ve saha personelini güçlendirerek ilk tedbirleri almıştır. Ancak kar yağışının beklenin de üzerinde olması ve normalde 45 günlük karın 11 saatte yağması nedeniyle havai şebeke üzerinde meydana gelen kar ve buz yükü, proje usul esaslarına göre yapılan şebeke tasarımının çok üzerinde bir yüklenmeye sebebiyet vermiştir. Bu durum da bazı dağıtım ve havai hat unsurlarının ağır hasar almasına yol açmıştır. Kırsal kesimde kar kalınlığının bazı bölgelerde 1-1,5 metreyi bulması, dağıtım hatlarında kar ve buz yükü nedeniyle doğan hasarlara ulaşmayı zorlaştırırken arızalara müdahaleleri güçleştirmiştir. Isparta’da 2021 yılında toplam arıza sayısı 1.100 iken, yoğun kar yağışı nedeniyle 3 Şubat Perşembe günü toplam 12 bin arıza ve hasar oluşmuştur. Bölgede 10 yılda gerçekleşen toplam arıza ve hasar sayısı 1 günde yaşanmıştır.”
Sahada ekiplerin yoğun bir mesai gerçekleştirdiğinin belirtildiği yazılı açıklamada şu ifadeler de yer aldı:
“3 Şubat tarihinden itibaren bölgede yaşanan kesintilere karşı, kamu- özel sektör elbirliği ile özverili bir çalışma sergilemiştir. TEDAŞ koordinasyonunda Türkiye’nin farklı bölgelerinde dağıtım hizmeti veren Boğaziçi, Çamlıbel, Enerjisa, ADM, GDZ, Meram, Uludağ, Osmangazi, Sakarya EDAŞ ve TREDAŞ tarafından bölgeye destek amaçlı personel takviyesi yapılmıştır. 653 personel, 273’ü aşkın araç ve 61 jeneratör ile aralıksız devam eden kar yağışına karşın olabildiğince kısa sürede abonelerin yüzde 95’inin bulunduğu bölgelere yeniden enerji verilmiştir. Ekipler gece gündüz demeden çalışarak Isparta il merkezinde ve ilçe merkezlerinin tamamını enerjilendirmiştir. Tüm ekipler bu süreçte canlarını dişlerine takarak çalışmış, hatta çalışmalar sırasında 2 personelimiz donma tehlikesi geçirerek hastaneye kaldırılmıştır. Ekiplerimiz evinde cihaza bağlı yatan bir vatandaşımıza hızlıca jeneratör desteği ulaştırarak hayatını kurtarmışlardır. Bu sırada kırsal kesimdeki köyleri enerjilendirmek ve oluşan sorunları çözebilmek için 150’ye yakın köy muhtarı ile düzenli olarak iletişim kurulmuştur. Kamu kurum ve kuruluşlarının ana yol ve ara bağlantı yollarını açmasına paralel olarak kent merkezine uzak köylere de ulaşılarak kesintiler giderilmiştir. Bu zorlu süreçte Sayın Bakanımız’ın da belirttiği üzere vatandaşlarımızın her zaman yanındayız. Fatura okumalarımızın 14 Şubat’tan önce gerçekleşmeyeceğini özellikle belirtiriz. Faturalarda son okuma tarihinden itibaren ilave 30 gün verilecek ve gecikme bedeli alınmayacaktır.”
Açıklamanın devamında, “Kar felaketi nedeniyle enerji hatları büyük hasar gören Isparta’mızı aydınlatmak için var gücümüzle çalışırken kamu ve özel sektörümüzün değerli temsilcileri, ‘birlik ve beraberlik ruhu’ ile her an yanımızda yer almıştır. Bu zorlu süreçte, Isparta’nın her noktasının enerjilendirilmesi için gece gündüz demeden, yanımızda olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Sayın Fatih Dönmez başta olmak üzere tüm Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkilileri, İçişleri Bakanlığı, Isparta Valiliği, Isparta Belediyesi, TEDAŞ, TEİAŞ, AFAD yetkilileri ve muhtarlarımıza, ekipleriyle ‘sahada’ bizi güçlendiren Boğaziçi, Çamlıbel, Enerjisa, ADM, GDZ, Meram, Uludağ, Osmangazi, Sakarya EDAŞ, TREDAŞ’a; en önemlisi de gösterdikleri anlayış için Isparta’daki tüm vatandaşlarımıza teşekkürlerimizi sunarız” denildi.

ABD Başkanı Joe Biden, ülkedeki elektrik şirketlerinin temsilcileriyle yaptığı görüşmede, yenilenebilir enerji konusundaki çalışmaların ekonomi planının en önemli parçalarından biri olduğuna ve hane halklarının enerji faturalarının düşürülmesinde yenilenebilir enerjinin önemine vurgu yaptı.
ABD Başkanı Biden, Beyaz Saray'da ülkedeki önde gelen elektrik firmalarının temsilcileriyle bir araya geldi ve enerji faturalarının düşürülmesinden yenilenebilir enerji çalışmalarına kadar çeşitli konuları ele aldı.
"Yeniden Daha İyi Yapalım" başlıklı ekonomi planının ülkedeki istihdam ve yatırım alanlarına yeni fırsatlar getireceğini ve iklim değişikliğiyle mücadele için hayati önemde olduğunu ifade eden Biden, "Yenilenebilir enerji, 'Yeniden Daha İyi Yapalım' planımın en önemli unsurlarından biri" ifadesini kullandı.
Temiz enerji kaynaklarının ABD'nin geleceği için çok önemli olduğunu vurgulayan Biden, bazı Amerikan firmalarının son yıllarda temiz enerji kaynakları kullanmak için büyük yatırımlar yaptığını anlattı.
Elektrikli araçların da bu süreçte önemli bir rol oynayacağına dikkat çeken Biden, yönetiminin bu yöndeki çabaları desteklediğine dikkat çekti. Biden, yenilenebilir enerji çalışmalarının hane halklarının ödediği enerji faturalarının düşürülmesi konusunda en önemli unsur olduğunun altını çizerek, "Bu, tamamen ailelerin ödediği enerji faturalarının düşürülmesi ve enerji hatlarının korunmasıyla ilgili bir durum" değerlendirmesinde bulundu.
"2035 yılına kadar yüzde 100 temiz elektrik sistemine geçmek temel amacımız, bunun vaadini verdik ve gerçekleştirmeye çalışıyoruz" diyen Biden, yenilenebilir enerji alanına yapılacak yatırımları güçlü şekilde desteklemeye devam edeceklerini belirtti.
ABD Enerji Bakanlığı’nın verilerine göre 2020 yılında ülkedeki ortalama hane halkı enerji harcaması 117 dolar olarak gerçekleşti ve yıllık bazda elektrik fiyatları yüzde 6,3 düzeyinde arttı.
Aralık ayında Temsilciler Meclisi’nden geçen fakat Senatoda bazı Demokrat isimlerin de hayır oyu kullanmasıyla takılan 2,2 trilyon dolarlık plan, Biden'ın yenilenebilir enerji ile ilgili en önemli adımı olarak değerlendiriliyor. Söz konusu planın Senatodan geçebilmesi için daha önce tasarıyı engelleyen Demokrat senatörler Joe Manchin ve Kyrsten Sinema ile birçok kez görüşen Biden, bu süreçte çeşitli sektör temsilcilerini de Beyaz Saray'da ağırlıyor.
Kaynak: BLOOMBERG HT

İtalya'da enerji faturalarındaki artışlara karşı hükümetten destek talep etmek için çok sayıda şehirde belediyeler ışık söndürme eylemi yaptı. Roma, Floransa, Milano, Napoli, Venedik gibi şehirlerin de dahil olduğu 3 bine yakın belediyede yerel yönetim binaları ve anıtların ışıkları yarım saatliğine söndürüldü. Belediyeler Birliği tarafından organize edilen eylemle hükümetten elektrik ve doğal gaz gibi enerji fiyatlarındaki artışa karşı daha fazla destek talep edildi.
İtalya'da hükümet, enerji krizinin faturalara yansımasını hafifletebilmek için 2021 sonu ve 2022 başında yaklaşık 11 milyar Euro'luk destek paketleri hazırlamıştı. Hükümet, 2022'nin ikinci çeyreği için de yeni bir destek paketi üzerinde çalışıyor.
Basında yer alan haberlere göre gelecek hafta açıklanması planlanan yeni destek paketi 5-7 milyar Euro'luk yeni yardımlar içerecek. Başbakan Mario Draghi liderliğindeki geniş koalisyon hükümetinin bazı ortaklarının paketin 10 milyar Euro'ya ulaşması için bastırdığı, hükümetin ek kaynak arayışında olduğu belirtiliyor.
Işık söndürme eylemini organize eden Ulusal Belediyeler Birliği (Anci), belediyelerin elektrik ve gaz faturalarında yüzde 33'lük bir artışla karşı karşıya olduğunu söyleyerek, 550 milyon Euro'ya denk gelen bu artışı hükümetin karşılamasını talep ediyor. Belediyeler Birliği Başkanı Antonio Decaro, bu destek olmazsa şehir içi ulaşım, okulların ısıtılması, yol bakımı, çöplerin toplanması ve sokakların aydınlatılması gibi belediye hizmetlerinde aksaklık yaşanabileceği uyarısında bulundu. Decaro, eylemin yalnızca sembolik olduğunu, sokak lambalarını da söndürmek gibi güvenliği riske atabilecek adımlardan kaçındıklarını vurguladı. Işık söndürme eylemine katılan kentlerden Roma'nın Belediye Başkanı Roberto Gualtieri, "Aileleri, işletmeleri ve yerel yönetimleri etkileyen enerji maliyetindeki artışlara karşı Anci'nin sembolik girişimine katılıyoruz. Hükümetin destek için müdahalede bulunacağından eminiz" dedi.
Kaynak: BBC

Dünya liderleri, küresel ısınmayı sınırlamaya yardımcı olmak için fosil yakıtların kullanımını azaltma sözü verirken petrol, doğal gaz ve kömür piyasalarındaki şiddetli karışıklık, daha temiz enerji kaynaklarına geçişi zorlaştırabilir.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edeceğine dair korkuların artmasıyla küresel petrol fiyatları, varil başına 90 dolara yaklaşarak yedi yılın en yüksek seviyesine yükseldi. Avrupa, dünya çapında enerji piyasalarını alt üst eden şiddetli bir doğal gaz krizinin pençesinde. Ve tüm fosil yakıtların en kirlisi olan kömüre yönelik küresel talep rekor seviyelere ulaştı. Enerji uzmanları, buradan çıkarılacak daha geniş bir ders olduğunu söylüyor. Hükümetler ve işletmeler rüzgar, güneş enerjisi gibi düşük karbonlu enerji kaynaklarına yatırım yapsalar bile, dünya gelecek yıllarda fosil yakıtlara derinden bağımlı kalacak görünüyor. Bu kapsamda izlenmesi gereken dört büyük trend şöyle:
1- Daha yüksek petrol fiyatları, daha fazla sondaj: 2020’de ortaya çıkan koronavirüs pandemisi sonrasında, petrol ve gaz projelerine yapılan küresel yatırım yüzde 30 azaldı ve toparlanması yavaş oldu. Ancak küresel petrol talebi daha hızlı toparladı ve ekonomilerin toparlanmasıyla bu yıl rekorlara ulaşması bekleniyor. Kazakistan’daki arz kesintileri ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edeceği korkuları da dahil olmak üzere son jeopolitik kargaşa, petrol fiyatlarını 2014’ten bu yana en yüksek seviyelerine çıkardı. Batılı petrol şirketleri pandemi başladığından beri daha az kuyu kazıyor olsa da yüksek fiyatlar bu hesabı değiştirebilir. Exxon Mobil, 2021 için 23 milyar dolar kar bildirdikten sonra yeni petrol kuyuları ve diğer projelere yapılan harcamaları bu yıl yüzde 45’e kadar artıracağını duyurdu. Bu, yedi yıldaki en iyi sonucu. Londra merkezli bir düşünce kuruluşu olan Carbon Tracker, geçen hafta, yüksek petrol fiyatlarının enerji şirketlerinin iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik uluslararası çabaları baltalayabilecek yeni sondaj projelerine milyarlarca dolar yatırım yapmasına yol açabileceği konusunda uyardı. Ancak yüksek petrol fiyatları temiz enerji için her zaman kötü haber değil. Örneğin, insanları benzine ihtiyaç duymayan elektrikli araçları almaya zorlayarak petrol talebini de azaltabilirler. BloombergNEF’e göre, geçen yıl elektrikli otomobiller Avrupa’daki tüm yeni satışların yüzde 20’sini ve Çin’deki yeni satışların yüzde15’ini oluşturdu.
2-Gaz krizi, Avrupa’yı zor durumda bırakıyor: Son aylarda dünya hem elektrik santrallerinde hem de ev ısıtmasında kullanılan bir yakıt olan doğal gazın fiyatlarındaki ani artışlarla mücadele etti. Pandemi başladığından beri küresel talep arzdan daha hızlı toparlandı. Çin ve Brezilya’daki hidroelektrik barajlarından daha düşük üretim, gaz ithalatının artmasına neden oldu. Kriz, özellikle doğal gaz fiyatlarının bir yıl öncesine göre beş kat daha yüksek olduğu Avrupa’da şiddetli oldu. Gaz krizinin Avrupa Birliği içindeki iklim değişikliğiyle mücadele politikaları üzerindeki birliği baltalayabileceğine dair işaretler de var. Yetkililer şu anda 2030 yılına kadar emisyonları azaltmayı amaçlayan yeni ve kapsamlı bir dizi temiz enerji önlemini tartışıyorlar. İspanya gibi bazı ülkeler, Avrupa’nın gaz piyasalarına maruz kalmasını azaltmak için fosil yakıtlardan daha hızlı uzaklaşma çağrısında bulundu. Ancak, Polonya gibi diğer ülkeler, krizin ortasında daha katı iklim eyleminde gecikme çağrısında bulundu.
3-Kömür tüketimi rekor düzeylere ulaştı: Dünya çapında, artan doğal gaz fiyatları kömüre destek sağladı. Uluslararası Enerji Ajansı, küresel kömür tüketiminin 2021’de rekor seviyeye ulaştığını ve 2022’de daha da artma yolunda olduğunu söyledi. Bunun nedeni kısmen Çin ve Hindistan gibi ülkelerde elektrik talebinin artması ve yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımın ayak uyduramamasıydı. Ancak, yüksek doğal gaz fiyatları aynı zamanda birçok elektrik kuruluşunu kömüre çevirmeye teşvik etti.
4- İnişli çıkışlı bir dönüşüm: Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Fatih Birol, yakın tarihli bir makalesinde, “İklim değişikliği politikaları mevcut küresel enerji krizinden sorumlu değil. Ancak, bu net sıfır emisyona giden yolun sorunsuz olacağı anlamına gelmez” diye uyardı. Sorunun, birçok ülkenin son yıllarda petrol ve gaz gibi fosil yakıtlara yaptığı yatırımları azaltmasına rağmen, enerji talebinin hala artıyor olması olduğunu söyledi. Ülkeler rüzgar, güneş veya nükleer gibi daha temiz kaynaklara yeterince para harcayamıyor. Dünya, küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelerin 1,5 santigrat derece üzerinde sınırlamak istiyorsa, temiz enerjiye yapılan küresel yatırımın 2030 yılına kadar mevcut seviyelerin üç katına çıkması gerekecek.
Kaynak: NY TIMES

Rusya-Ukrayna gerginliği nedeniyle soğuk kış aylarında doğal gaz arz endişesi yaşayan Avrupa’ya Japonya’dan destek geldi. Japonya Sanayi Bakanı Hagiuda Koiçi, bazı sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) kargolarının halihazırda Avrupa’ya yönlendirildiğini açıkladı.
Japonya'nın kendi ihtiyaçlarını etkilemediği sürece, Avrupa'ya enerji sağlanmasına yardımcı olacaklarını kaydeden Bakan Koiçi, kargoların şubat sonu veya mart aylarında Avrupa’ya ulaşmasının beklendiğini ifade etti. Avrupa’nın doğal gaz ihtiyacının yüzde 40’ını Rusya karşılıyor. ABD, kış aylarında bölgede istikrarlı enerji arzı sağlamak için Japonya'dan Avrupa'ya enerji tedarik etmesini istemişti.Kaynak: REUTERS
Avrupa Gaz Talebinin, Ucuz Kömür Nedeniyle Düşmesi Bekleniyor
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), devam eden yüksek fiyatların kömürü elektrik üretimi için daha rekabetçi hale getirmesi nedeniyle Avrupa gaz talebinin bu yıl düşmesinin beklendiğini açıkladı. IEA, Asya’daki talep büyümesinin yavaşlayabileceğini tespitinde de bulundu. Geçen yıl, Avrupa gaz tüketimi tahmini yüzde 5,5 artarak 552 milyar metreküpe (bcm) yükselmişti. Ancak, IEA, üç aylık gaz piyasası raporunda, talebin bu yıl yaklaşık yüzde 4,5 azalarak 527 bcm’ye düşmesinin beklenildiğine dikkat çekti. Raporda, “Gazla çalışan elektrik üretiminin, yenilenebilir enerji kaynaklarının güçlü artışı nedeniyle düşmesi bekleniyor. Yüksek gaz fiyatları, kömürle çalışan üretime kıyasla rekabet gücünü artırmaya devam ediyor” denildi.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
IEA Enerji İstatistikleri Kursu
15 Mart 2022
26. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı – ICCI 2022
16 - 18 Mart 2022
Solar İstanbul
23 - 26 Mart 2022
DistribuTech International
23 - 25 Mayıs 2022
CIRED Porto Workshop 2022 - E-mobility and Power Distribution Systems
02 - 03 Haziran 2022
Reuters Events: Global Energy Transition 2022
14 Haziran 2022, Brooklyn, New York