SEKTÖRDEN HABERLER
“2021, Enerji Verimliliğinde En Yüksek Yatırım ve Verimliliğin Sağlandığı Yıl Oldu”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, en hızlı geri dönüşü olan sabit sermaye yatırımının verimlilik olduğunu belirterek, "2021, enerji verimliliğinde en yüksek yatırımın ve en yüksek tasarrufun sağlandığı yıl oldu. Yine geçtiğimiz yıl enerji verimliliği uygulamalarıyla 15,61 milyon ton karbon emisyonunu da engellemiş olduk" dedi.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğince (MÜSİAD) düzenlenen, MÜSİAD Uluslararası Enerji Zirvesi'nin açılışında bir konuşma yapan Dönmez, enerjide üç temel eğilimin orta vadeli dönemi şekillendireceğini söyledi. Bunlardan ilkinin emtialardaki yukarı yönlü eğilim olduğunu dile getiren Dönmez, "Bu sene değişik olaylarla küresel resesyon olsa da bazı uzmanlara göre resesyonlar değil finansal krizler enerji açığını kesebiliyor. Dolayısıyla yeni bir yüksek fiyatlı emtialar dönemi görünüyor. Bunun basit bir sebebi var. Talep daha hızlı ve daha canlı. Tek bir çözümü var, daha fazla yatırım" diye konuştu.

Dönmez, Türkiye'nin uzun süredir canlı bir yatırım ortamına sahip olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

"Bugün artık kurulu gücü 100 bin MW’ı geçen bir Türkiye var. Bugün artık yenilenebilir enerjide, enerji verimliliğinde, enerji teknolojilerinde, nükleer enerjide attığı adımlarla kendi enerji dönüşümünü sürdüren bir Türkiye var. Enerjide öz yeterliliğimizi sağladıkça Türkiye üretim, dağıtım ve piyasalarda merkez olma hedefine daha somut bir şekilde yaklaşacak. İkinci eğilim ise iklim değişikliğiyle mücadele ve enerji güvenliği dengesi. Son olarak etkisini son dönemde etkisini iyice hissettiğimiz jeopolitik eğilimler. Yakın coğrafyamız sürekli kriz üretmeye yatkın bir yapıya sahip. Fakat son dönemde Rusya-Ukrayna savaşı ile jeopolitik daha da sert geri döndü. Jeopolitiğin tek bir panzehiri var. Kendi insanınız ve teknolojinizle kendi kaynaklarınızı maksimum oranda kullanmak. Bir devletin görevi yer altı ve yer üstü kaynaklarını sonuna kadar değerlendirmektir. Bugün kendi kaynaklarını daha çok kullanan ülkeler daha avantajlı oldu. ABD kendi gaz kaynaklarıyla Avrupa'ya sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) gönderiyor. İsrail, Avrupa'nın enerji jeopolitiğinde yer almak için adımlar atıyor."

Dönmez, enerji sektöründeki dinamiklerle birlikte tüketici davranışlarının da değiştiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Geçtiğimiz yıla kadar sanayicileri kendi elektriklerini üretme konusunda ikna edemezken, küresel enerji fiyatlarından dolayı şu anda güneş projelerinde büyük bir artış var. Lisanssız güneş enerjisi kapasitesinde bu sene 3 bin MW’a yakın artış öngörüyoruz. Sanayicilerimiz bu hamleleriyle enerji maliyetlerinin bir kısmını 15-20 yıl sabitlemiş oldu. Aynısını verimlilikte tüketiciyle yapmamız lazım. Bu sene yine artan fiyatlardan dolayı verimlilik projelerine de büyük bir ilgi oldu. En hızlı geri dönüşü olan sabit sermaye yatırımı verimliliktir. Enerji verimliliğini özellikle hanelerde yaygınlaştırma arzusundayız. Bugün konut stokumuzun neredeyse yarısı yalıtımsız."

Türkiye'nin Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında 2021'de 1,33 milyar dolar yatırım yaptığını ve karşılığında 372 milyon dolarlık tasarruf sağladığını belirten Dönmez, "Bu yıl 1,06 milyon ton eşdeğer petrol (TEP) birincil enerji tasarrufuyla ilk defa 1 milyon TEP sınırını aştık. 2021, enerji verimliliğinde en yüksek yatırımın ve en yüksek tasarrufun sağlandığı yıl oldu. Yine geçtiğimiz yıl enerji verimliliği uygulamalarıyla 15,61 milyon ton karbon emisyonunu da engellemiş olduk. Son 5 yıllık döneme baktığımızda enerji verimliliğine toplamda 6,45 milyar dolar yatırım yaptık. Toplamda 1,56 milyar dolarlık bir tasarruf sağladık" bilgisini paylaştı. Dönmez, bu tasarruflarla Türkiye'nin 850 bin TEP ham petrol ve 5,4 milyar metreküp gaz ithalatını engellediğini ifade etti.

Kaynak: AA

“Denizlerde Keşfedilmemiş, Sondaj Yapılmamış Bir Alan Bırakmayacağız”

Türkiye'nin hidrokarbon arama çalışmalarına katılacak dördüncü sondaj gemisi hem teknik donanımı hem de fiziki özellikleriyle Mavi Vatan’daki filonun "en güçlüsü" olarak görev yapacak. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Melih Han Bilgin, "Üzerindeki ekipmanların teknolojisi de daha yeni. Gemimiz hiç kullanılmadı, ilk defa 2022 yılında uluslararası sular için sertifikalandırıldı. Şu bilinmelidir ki Türkiye'de denizlerde keşfedilmemiş, sondaj yapılmamış bir alan bırakmayacağız" dedi

Güney Kore'deki Okpo Limanı'ndan yola çıktıktan sonra 19 Mayıs'ta Mersin'in Taşucu Limanı'na ulaşan dördüncü sondaj gemisinde, çıkacağı seferler öncesi hazırlık işlemleri başladı. Fatih, Kanuni ve Yavuz'un ardından hidrokarbon arayan filonun dördüncü üyesi olacak gemi, ekipmanların yerleştirilmesi, teknik işlemler, sertifikalandırma ve boyama çalışmaları için yaklaşık 2 ay limanda kalacak. Yedinci nesil olmasının yanı sıra 238 metre uzunluğu, 42 metre genişliği ve çift güvenlik sistemiyle öne çıkan gemi, filosunun teknik açıdan hem en donanımlısı hem de en uzunu olarak Mavi Vatan’daki hidrokarbon arama çalışmalarına güç katacak. Çift kule ile aktif konumlandırma sistemine sahip 200 mürettebat kapasiteli gemi, 12 bin 200 metreye kadar sondaj yapabilme yeteneğiyle mavi sularda etkin araştırma yürütülmesinde önemli rol oynayacak.

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Melih Han Bilgin, AA muhabirine, geminin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nda Mersin'e ulaşmasının çifte bayram yaşattığını söyledi. Geminin, dünyadaki sayılı 7'nci nesil gemilerden olduğunu belirten Bilgin, şöyle konuştu:

"Filomuza yeni katılan sondaj gemimiz diğer bütün gemilerimizden daha büyük, uzun ve yüksek bir gemi. Üzerindeki ekipmanların teknolojisi de daha yeni. Gemimiz hiç kullanılmadı, ilk defa 2022 yılında uluslararası sular için sertifikalandırıldı. 7'nci nesil geminin üzerinde çift emniyet sistemi var ve bunun sayesinde daha güvenli, verimli operasyon yapabiliyor. 7'nci nesil sondaj gemisi, dünyadaki 4-5 sondaj gemisinden biri. Milletimizin envanterine, hizmetine sunulmuş durumda."

 

Bilgin, geminin uzun bir yolculuk süreci geçirdiğini anlatarak, "114 metre sondaj kulesi yüksekliğine sahip gemi, Süveyş Kanalı'ndaki köprülerin altından geçmeye uygun olmadığı için Ümit Burnu'nu dolaştı. Yaklaşık 30 bin kilometre yol kat etti ve 70 gün süren bir yolculuğun ardından ülkemize ulaştı. Çok fırtınalardan, ağır deniz koşullarından geçerek geldi" ifadelerini kullandı.

Geminin ilk görevine ağustosun ilk haftasında başlamasının planlandığını dile getiren Bilgin, hazırlık sürecinin Taşucu Limanı'nda yürütüleceği bilgisini verdi. TPAO Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Bilgin, geminin ilk görev yeriyle ilgili çalışmalar yapıldığına işaret ederek, "Görev yeriyle ilişkili olarak değişik alternatifler üretilmiş durumda. Gemimiz, en uygun görev yerine 2-2,5 ay içinde uğurlanacak" dedi.

Kaynak: HABERTÜRK

Sanayiciler Elektrik için Çatıya Tırmanıyor

Sanayi tesisleri elektriğini güneşten elde etmek için sıraya girdi. Çatı tip GES kurulumunda bu yıl 1.000 MW’ın aşılması, 2023’te 1.500 MW’a ulaşılması bekleniyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’nin güneş enerjisinde kurulu gücü 2014’te 40 MW iken, Mart 2022 itibariyle 8 bin 29 MW’a yükseldi. Söz konusu kurulu güç içinde 7 bin 45 MW’ı lisanssız güneş enerji santrali (GES) olarak kayıtlara geçti.

Son yıllarda yapılan düzenlemelerin ve elektrik fiyatlarında yaşanan artışların etkisiyle sanayicilerin güneş enerjisi santrallerine (GES) olan ilgisi de giderek artıyor. Düzenlemeler öncesi sanayi tesislerinin GES başvurusu 670 MW seviyesindeyken, o tarihten sonra 10 kattan fazla artarak başvurular 7 bin 609 MW’a çıktı.

Son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı, teşvik sisteminde yapılan değişiklikle, lisanssız GES ve rüzgar enerjisi santralleri (RES) yatırımları 4. Bölge teşvik kapsamına alınması da ilgiyi katladı. Avrupa’ya ihracat yapan firmaların da sınırda karbon vergisinden muaf olabilmek için üretimde güneş elektriği kullanmaya yönelmesi de bu alandaki talep artışının nedenleri arasında. Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu Türkiye Bölümü (GÜNDER) Başkanı Kutay Kaleli, son aylarda özellikle çatı tipi GES’lere yönelik talep patlaması yaşandığını belirterek şunları söyledi:

“Öncelikle 1 MW üstü projelerin kurulumu yapılıyor. Zamanla 500 kW, 300 kW’lık GES’lerde de artışı bekliyoruz. Sadece bu yıl çatı tip GES kurulumunda 1.000 MW’ın üzerine çıkarız. 2023’te de 1.500 MW’lık bir kurulum bekliyoruz. Bunların da yüzde 90’ına yakınını sanayi tesisleri olacak gibi görünüyor.”

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ da Enerji Bakanlığı’nın bu konuda önemli adımlar attığını vurgularken, desteklerinden ötürü Bakan Fatih Dönmez’e teşekkür etti. Demirdağ, yapılan son düzenlemelerin GES yatırımlarının maliyetini çıkarma sürelerini iyice kısalığını vurguladı. GES yatırımları üzenindeki ülke dışı faktörlerin etkisine de değinen Halil Demirdağ “Rusya-Ukrayna krizinden sonra dünya (en ucuz şey, sahip olduğunuz şeydir) gerçeğini yaşayarak öğrendi. Burada da sanayicimiz başta olmak üzere çatı tipi GES kurulumları arttı. Yatırımcılar artık GES kurulumu için sırada bekler halde” dedi.

Kaynak: DÜNYA

Rüzgarda Tedarik Zinciri Türkiye’ye Taşınacak

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı İbrahim Erden, Türkiye'nin rüzgar enerjisi sanayisinin diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına göre en endüstrileşmiş sektör olduğunu belirterek, batılı sektör devlerinin operasyonlarını Türkiye'ye kaydırmak istediklerini açıkladı.

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı Erden, TÜREB Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında, rüzgar sektöründe faaliyet gösteren büyük ölçekli birçok firmanın salgın döneminde artan maliyetler sebebiyle Çin’den tamamen bağımsız olmasa bile tedarik zincirini çeşitlendirmek ve salgın döneminde yaşanan riskleri minimize etmek isteğini söyledi. TÜREB olarak krizi fırsata çevirmek adına rüzgar enerjisi endüstrisine yönelik bir yol haritası belirlendiğini dile getiren Erden, rüzgarda kapasite arzının artırılması ve sanayide derinleşmede iki ana hedefleri bulunduğunu, Bilbao’da düzenlenen rüzgar kongresinde ve heyetler arası görüşmelerde bunun ilk adımlarını attık ve bazı kararlar aldıklarını belirtti.

Erden, “İzmir’de 6-7 sanayi tesisimize bakanlıklar, ilgili kurum ve kuruluşlarla bir teknik gezi düzenleyeceğiz. Hamburg’da düzenlenecek rüzgar enerjisi toplantısına katılacağız. Tedarik zincirinin Türkiye’ye kaydırılması amacıyla Hamburg’da benzer görüşmelerin fazlasını ana komponent üreticileriyle yapmayı amaçlıyoruz. Ayrıca Türkiye’nin rüzgar enerjisi sanayisi alt yapısının tanıtılmasına yönelik etkinlik yapmayı ve bu yılın sonuna doğru da İzmir’de kongremizi gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz. Bunların 2022 sonunda rüzgar sektörümüzde yüzde 85’i ihracat odaklı 1,5 milyar avrodan fazla ciroya ulaşacağımız resmi göreceğimize inanıyorum ” diye konuştu.

Erden, rüzgar enerjisinde faaliyet gösteren sanayi şirketlerinin üst düzey temsilcilerinin tedarik zincirlerini Türkiye’ye kaydırmak istediklerine dair düşünceleri bulunduğunu belirterek, şöyle dedi:

“Bu düşüncelerini bu yıl içinde gerçekleştirdiğimiz toplantılarda bizimle paylaştılar. Türkiye rüzgar enerjisi üretiminde güvenilir bir merkez olarak ortaya çıkıyor. Türkiye’nin rüzgar enerjisi sanayisi diğer yenilenebilir enerji kaynaklara göre en endüstrileşmiş sektör. Çin’de yoğunlaşmış r rüzgar enerjisi tedarik zincirinin Kovid-19 sonrası dönemde Türkiye’ye yönlendirilmesi konusunda batılı sektör devlerinin düşünceleri var. Operasyonlarını Türkiye’ye kaydırmak istiyorlar. Biz de TÜREB olarak önceki yönetimlerle başlayan ve bizimle devam eden rüzgar enerjisinde sanayi envanterini ortaya çıkarmak istiyoruz. Elimizde ne olduğunu görmek, bizim rüzgar enerjisinde yatırımları hızlandırmamıza yardımcı olacak.”

Kaynak: TEMİZ ENERJİ

UEDAŞ’ın Arama Kurtarma Enerjisi

Güney Marmara’da elektrik dağıtım hizmeti veren UEDAŞ, sürdürülebilir sosyal sorumluluk kapsamında hayata geçirdiği arama kurtarma takımını sahaya indirdi.  Herhangi bir doğal veya insan kaynaklı afet durumunda acil yardıma ihtiyacı olan bölgeye destek olabilmek için şirket çalışanlarının gönüllülük esasıyla kurduğu ekip, AFAD ve ilkyardım eğitimlerini tamamladıktan sonra saha tatbikatlarına da hız kazandırdı. 24 kişiden oluşan arama kurtarma ekibi, Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı Atlas köyü- Dağyenice Göleti arasındaki 9 kilometrelik alanda doğada arama kurtarma tatbikatı gerçekleştirdi.

Ekibin olası bir afet durumunda destek olabilecek donanıma eriştiğini belirten UEDAŞ Genel Müdürü Gökay Fatih Danacı , “Ekibimiz 24 kişiden oluşuyor hepsi şirket çalışanımız, burada amaçladığımız sosyal etkinlik kapsamında arama kurtarma faaliyetlerinde yer alabilmek. Şirketimizin kurduğu bu takımımız AFAD ile akredite oldular. Bu bizim için çok önemliydi. Bunun dışında yaptığımız eğitimlerde de birçok eğitim aldılar. Bu sırada sahada da işlemleri yapmaya devam ettiler. Bugün yine saha içinde işlemleri yapacaklar organize oldular. Bir araya gelmekten mutluyuz. İlk defa bir dağıtım şirketi böyle bir organizasyonun içinde bulunuyor. Bu faaliyetin içinde bulunmaktan arkadaşlarla birlikte olmaktan çok mutluyuz” diye konuştu.

OEDAŞ, İklim Kriziyle Mücadelede Skorunu Yükseltti

Afyonkarahisar, Bilecik, Eskişehir, Kütahya ve Uşak illerinin elektrik dağıtım hizmetini sağlayan Osmangazi Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (OEDAŞ), iklim kriziyle mücadeleye katkı sunma hedefiyle sürdürdüğü faaliyetleri kapsamında elde ettiği başarılarına bir yenisini ekledi. 2020 yılında yayımladığı ilk CDP (Carbon Disclosure Project) raporuyla da bu alanda sektörünün öncüsü olan OEDAŞ şimdi de 2021 yılında yayınladığı CDP iklim değişikliği raporu ile “D” olan skorunu “B”ye yükseltti. Bu skora ek olarak CDP’nin ‘Tedarikçi İlişkileri Derecelendirmesi’ (Supplier Engagement Rating) SER’de “A” derecesini elde eden OEDAŞ, Türkiye’de enerji sektöründe faaliyet gösteren şirketler arasında en yüksek skora ulaştı. OEDAŞ SER’de bu skoru elde eden sekiz Türk şirketinden biri oldu.

OEDAŞ Direktörü Muzaffer Yalçın, 15 Mayıs Dünya İklim Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada sürdürülebilirlik odaklı çevre politikaları ve CDP skorları hakkında bilgi verdi. İklim kriziyle mücadelede enerji dönüşümünün kritik rol üstlendiğini söyleyen Yalçın, “Biz de bu dönüşümdeki kritik rolümüzün bilinciyle hareket ediyor, Avrupa Yeşil Mutabakatına paralel çevre politikaları uyguluyoruz. Bu anlayışla sağladığımız hizmetleri en düşük çevre etkisi ve karbon ayak izi ile gerçekleştirecek şekilde sunmaya gayret ediyor, tüm paydaşlarımızı da bu sürecin bir parçası haline getiriyoruz. Bu çalışmalarımız neticesinde değer zinciri değerlendirmesinde elde ettiğimiz A skoru ile de bu alanda ülkemizin öncü şirketlerinden biri olduk. Bunun yanı sıra dünyanın en yaygın çevre girişimlerinden biri olan CDP’nin iklim değişikliği derecelendirmesinde yalnızca bir yıl gibi kısa sürede notumuzu “B”ye yükselttik. Bundan sonra değer zinciri skorumuzu korumayı ve iklim değişikliği skorumuzu da A seviyesine taşımayı hedefliyoruz. Çevre bilincinin geliştirilmesini, çevre ve doğal kaynakların korunmasını temel alan politikalarımızla hedefimize ulaşacağımıza inanıyoruz” dedi. 

Sera gazı emisyonlarını ve iklim değişikliği stratejilerini içeren CDP raporlarını hazırlayan OEDAŞ, bu süreçte aynı zamanda çevre ve toplum sağlığına ilişkin farkındalık eğitimleri de düzenliyor. Pandemi dolayısıyla uzaktan eğitim olarak planlanan eğitimlerde OEDAŞ çalışanlarına küresel ısınma, iklim değişikliğinin nedenleri gibi konularda bilgi veriyor.

DÜNYADAN HABERLER
AB, Enerjide Rusya'ya Bağımlılığı Azaltmak için "REPowerEU" Planını Hazırladı

AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, Brüksel'de enerji arz güvenliğini artırmak ve Rusya'ya bağımlılığı azaltmak için hazırlananın "REPowerEU" adlı plana ilişkin basın toplantısı düzenledi. Rusya-Ukrayna Savaşı'nın küresel enerji piyasalarının işleyişini bozduğuna işaret eden Von der Leyen, savaşın AB'nin özellikle Rusya'dan ithal edilen fosil yakıtlara bağımlılığını ortaya koyduğunu anlattı. Von der Leyen, "Artık enerjide Rusya'ya bağımlılığımızı olabildiğince hızlı bir şekilde azaltmalıyız" dedi.

Hazırladıkları planın bunu gerçekleştirmeyi hedeflediğine işaret eden Von der Leyen, Rus fosil yakıtlarının yerinin doldurulması için talep tarafında enerji tasarrufu, arz tarafında çeşitlendirmeyle temiz enerjiye geçişin hızlandırılması gerektiğini belirtti.

Von der Leyen, "REPowerEU planı enerji tasarrufunu artırmamıza, fosil yakıtları aşamalı biçimde kaldırmayı hızlandırmamıza ve yeni bir ölçekte yatırımlar başlatmamıza yardımcı olacak." değerlendirmesinde bulundu. Mevcut enerji krizini atlatmanın en hızlı ve en ucuz yolunun enerji tasarrufu olduğunu dile getiren Von der Leyen, "Bu nedenle 2030 için AB enerji verimliliği hedefini yüzde 9'dan yüzde 13'e çıkaracağız" ifadesini kullandı.

Temiz enerji dönüşümünü hızlandırmak için harekete geçeceklerini vurgulayan Von der Leyen, "AB'nin 2030 yenilenebilir enerji hedefini yüzde 40'tan yüzde 45'e çıkarıyoruz" dedi. Von der Leyen, "Yenilenebilir kaynaklar ve şebekeler gibi altyapılarla ilgili izin prosedürlerini hızlandırmayı teklif ediyoruz" diye konuştu.

Güneş enerjisi yatırımlarına da hız vereceklerini vurgulayan Von der Leyen, 2025 yılına kadar ticari ve kamu binalarına, 2029 yılına kadar da yeni konutlara çatı güneş paneli kurulması yükümlülüğü getirilmesini teklif ettiklerini aktardı.

Von der Leyen, AB liderlerinin ortak doğal gaz, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ve hidrojen tedariki konusunda anlaştıklarını anımsatarak, REPowerEU planıyla ortak bir tedarik mekanizması ve tedarikçi ülkelere ortak erişim yolu belirlediklerini, böylece AB ülkelerinin, ihtiyacı olan enerji ürünleri birbirleriyle rekabet etmeden tedarik edebileceklerini anlattı. Enerjide bağımlılığı azaltmanın büyük reformlar ve yatırımlar gerektireceğine işaret eden Von der Leyen, "300 milyar Euro’ya yakın bir kaynağı harekete geçiriyoruz" dedi. Bunun 225 milyar avrosunun kredi, yaklaşık 75 milyar Euro’nun ise hibe olduğuna dikkati çeken Von der Leyen, 10 milyar Euro’nun üye ülkeler arasındaki doğal gaz ve LNG bağlantılarında, 2 milyar Euro’nunRus sevkiyatının yerine kurulacak petrol altyapısında kullanılacağını bildirdi. Von der Leyen, söz konusu finansmanın yüzde 95'inin temiz enerjiye geçişi hızlandırmada kullanılacağını söyledi.

REPowerEU planı kapsamındaki hedefler şöyle sıralandı:

Enerji tasarrufunun artırılması sağlanacak ve vatandaşların enerji tüketim davranışlarını değiştirmeleri teşvik edilecek. Enerji tasarrufuna mali destek verilebilecek. Yapıların izolasyonu, enerji verimli ürünler ve ısı sistemlerine düşük KDV imkanı sağlanacak. LNG tedarikinde kaynaklar çeşitlendirilecek. Yenilenebilir yatırımlar hızlandırılacak. GES kurulu kapasitesi 2025'e kadar iki kat artırılacak. Yapıların çatısına güneş paneli kurulumu aşamalı biçimde zorunlu olacak. Isı pompası ve jeotermal ısınma sistemlerinin kullanım oranı iki kat artırılacak. Yenilenebilir yatırımların onay süreçleri hızlandırılacak. Sanayideki petrol, doğal gaz ve kömür içeren süreçler değiştirilecek. Ulaşımda enerji tasarrufuna ve verimliliğine öncelik verilecek. Söz konusu hedefler için 2027'ye kadar 210 milyar Euo ilave yatırım gerekecek. Hedeflerin yakalanması için 225 milyar Euro’luk finansman sağlanacak.

AB ülkeleri doğal gazın yüzde 40'ını, petrolün de yaklaşık yüzde 30'unu Rusya'dan tedarik ediyor. Planla Rusya'dan enerji ithalatının düşürülmesi hedefleniyor.

AB Komisyonu, artan enerji fiyatlarına karşı üye ülkelerin atabilecekleri adımları içeren bir belge yayımladı. Belgeye göre, kısa vadede ortak doğal gaz alımlarıyla rekabetçi fiyatlarla tedarik yapılabilecek, yüksek gelir ve kar elde eden enerji üreticilerinin "arızi karları" tüketicileri desteklemeye tahsis edilebilecek, perakende elektrik fiyatları düzenlenebilecek. Çok sınırlı ara bağlantıya sahip bölgelerde elektrik fiyatını düşürmek için elektrik üretiminde yakıt maliyetlerine yönelik sübvansiyonlar getirilebilecek. Gaz arzında kesinti yaşanması durumunda birlikte hareket edilecek. Üye ülkeler dayanışma gösterecek. Tam kesinti yaşanması halinde gazda tavan fiyat uygulanabilecek.

Kaynak: AA

Dört AB Ülkesinden Dev Enerji Projesi

Almanya, Hollanda, Belçika ve Danimarka, Avrupa'nın yeşil dönüşümünü hızlandırmak ve Rusya'ya olan enerji bağımlılığına son verilmesine yardımcı olmak için Kuzey Denizi'ndeki rüzgar enerjisi kapasitesini 2050 yılına kadar 10 katına çıkarmak için yeni bir projeyi hayata geçirmeyi planlıyor. Söz konusu dört ülke, kapasitelerini 2030'a kadar dört kat artırarak 65 GW’a, 2050'ye kadar da 10 misline çıkararak 150 GW’a çıkarmayı amaçlıyor. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, "Bu, Avrupa Birliği'nde iklim nötrlüğüne ulaşılması için gerekli olan tüm deniz üzeri rüzgarın yarısından fazlasını dört ülke olarak karşılayabileceğimiz anlamına geliyor" dedi.

2050 yılında ulaşılması hedeflenen 150 GW’ın 230 milyon haneye elektrik sağlaması amaçlanıyor. Böyle bir kapasite için en güçlülerinden 15 bin ila 20 bin rüzgar türbini gerekiyor. Yeni rüzgar çiftlikleri dört ülkenin Kuzey Denizi sahili açıklarına kurulacak.

Proje için imzaların atıldığı etkinlik, Danimarka'nın Esbjerg limanında düzenlendi. Etkinlikte konuşan Frederiksen, söz konusu projenin Kuzey Denizi'ni "Avrupa'nın yeşil enerji fabrikası" haline getireceğini söyledi. Etkinliğe Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Belçika Başbakanı Alexander De Croo ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen de katıldı.

Kaynak: DW

AB, Gaz Depolarını Kışa Kadar Dolduracak

AB Konseyi, Avrupa Parlamentosu (AP) ile üye ülkeler arasında ülkelere doğal gaz depolama sınırı getiren mevzuata ilişkin yapılan müzakerelerde anlaşma sağlandığını açıkladı. Buna göre, üye ülkeler yer altı doğal gaz depolarını bu yılın kış dönemine kadar en az yüzde 80 doluluk seviyesine çıkaracak. Söz konusu doluluk oranının daha sonraki yılların kış dönemi öncesinde ise en az yüzde 90 seviyesinde olması gerekecek.

Aynı zamanda AB, 2022 yılında doğal gaz depolarının ortak biçimde doldurulması için de ortak çalışma yapacak. Doldurma yükümlülüğünün önemli depolama kapasitesine sahip olan ülkeleri olumsuz etkilemesinin önlenmesi sağlanacak. Kapasitesi yüksek ülkelerin yıllık gaz tüketiminin yüzde 35'ini depolaması yeterli olacak. Doğal gaz depolama kapasitesi olmayan ülkelerin diğer ülkelerdeki rezervlere erişimi sağlanacak. Yeraltı depolama tesisi olmayan üye ülkeler, dolum sorumluluğunun mali yükünü paylaşacak. Dolum takip sistemi ile sezon boyunca gaz kapasitelerindeki değişiklikler yakın biçimde takip edilecek. Söz konusu dolum zorunluluğu, AB gaz sistemleriyle doğrudan bağlantısı olmayan Malta, İrlanda ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne uygulanmayacak.

AB'nin doğal gaz tedarikinde ilk sırayı yüzde 40 ile Rusya alıyor. AB geçen yıl Rusya'dan 155 milyar metreküp doğalgaz ithal etti. AB'nin doğal gaz depo doluluk oranları geçtiğimiz kış mevsiminde normal seviyelerin çok altında kalmıştı.

Kaynak: BLOOMBERG HT

Portekiz Tek Bir Sahada Dört Enerji Teknolojisi Kullanacak

Portekiz kamu elektrik üretim şirketi EDP tek bir elektrik üretim alanında iki tür yenilenebilir enerji kaynağı ile iki tür enerji depolama teknolojisini kullanacak. Şirket tarafından yapılan açıklamaya göre 255,6 MW gücündeki pompaj depolama teknolojisine sahip Alqueva hidroelektrik santralinin rezervuar alanında 5 MW gücünde bir yüzer güneş enerjisi santrali kurulacak. Bu santralin 1 MW’lık bölümü de 2 MWh kapasiteli bir lityum-iyon enerji depolama birimi ile entegre edilecek.

Yıllık 7 GWh düzeyinde elektrik üretimi gerçekleştirilmesi öngörülen güneş enerjisi santralinin bölgedeki iki şehirdeki konutların toplam elektrik tüketiminin yüzde 25’ini karşılaması öngörülüyor. İnşa çalışmalarına yaz aylarında başlanması planlanan santralin 2022 sonunda devreye alınması hedefleniyor.

Bununla birlikte şirket aynı rezervuar alanında 70 MW gücünde ikinci bir güneş enerjisi santrali kurulumu için de ülkenin enerji yönetiminden üretim lisansı sağlamış durumda.

Şirket sahip olduğu 25,6 GW güç ile geçtiğimiz yıl elektrik üretiminin yüzde 78’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamıştı.

Kaynak: YEŞİL EKONOMİ

HAFTANIN RAPORU

WMO’nun Raporu: 2021’de Neredeyse Tüm İklim Krizi Göstergelerinde Rekor Kırıldı

Dünya Meteoroloji Örgütü'nün (WMO) son raporuna göre, sera etkisi yapan gazların konsantrasyonu, deniz seviyesinin yükselmesi, okyanusların ısınması ve asitlenmesi 2021 yılında rekor kırdı. WMO iklim krizinden kaynaklı aşırı hava olaylarının 2021'de dünya çapında su ve gıda krizlerine neden olduğunu ve milyonlarca kişinin yaşadığı yerden ayrılmasına yol açtığını açıkladı.

Her yıl iklim değişikliği değerlendirmesi yapan ve Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı olarak çalışan WMO, 2021 yılı raporunda sera gazı emisyonlarının, deniz seviyelerinin, okyanus ısısının ve okyanus asitlenmesinin rekor seviyeye ulaştığını tespit etti.

WMO, raporda dünyada karbon ve metan gazı salımlarının rekor seviyeye ulaştığını ve bunun bir dizi iklim felaketine yol açtığını kaydetti. Raporda kuraklık ve sel gibi hava olaylarının ise küresel gıda fiyatlarını yükselttiğini ve bunun 2022'de de hissedilmeye devam ettiği ifade edildi.

Raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK