SEKTÖRDEN HABERLER
“Yerli ve Milli Jeneratör Üretiminde Seri Üretime Geçiyoruz”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Hedef 2053: Termik Santrallerin Geleceği Çalıştayı"nda açıklamalarda bulundu. Uluslararası Enerji Ajansı'nın son raporunda, 2021'deki küresel emisyonların, önceki yıla göre yüzde 6,3 artığını belirten Dönmez, “Bu oran, pandemi sonrası tespit edilen en yüksek emisyon seviyesi. 2021 yılında meteorolojik dengesizlikler ve enerji piyasalarındaki sert dalgalanmalar, fosil yakıtlara olan talebi artırdı. Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaş, enerji piyasalarının ateşini daha da yükseltti. Bu dönemde kömür emisyonları en yüksek seviyeye ulaştı. ABD'de kömürden elektrik üretimi bir önceki yıla göre yüzde 19, Avrupa Birliği'nde yüzde 12 artış gösterdi. Bütün resim karamsar bir tablodan ibaret değil. Kömür kullanımındaki artışa rağmen yenilenebilir enerji kaynakları ve nükleer enerji, küresel elektrik üretiminde halen kömürden daha yüksek bir paya sahip. Bu durum bize şunu gösteriyor ki son dönemde sendelese de yeşil enerjiye yapılan yatırımlar artarak devam edecek. Bu dönemdeki artışların geçici olmasını sağlayacak tek unsur da bu. Yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve nükleer enerji gibi yatırımlarımızın yanı sıra, mevcut santrallerimizin daha az emisyonla üretim yapması için gereken temiz enerji yatırımlarını aralıksız sürdürüyoruz” diye konuştu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, Çayırhan Termik Santrali'nde çalışanlarla bir araya geldiklerini dile getirerek, “Çayırhan'da yürütülen Kömür Gazlaştırma ve Hidrojen Üretimi Ar-Ge'si temiz kömür teknolojilerinin geliştirilmesi adına güzel bir örnek. ODTÜ ile iş birliği yaparak 10 megavat termal ısı girdili kömür gazlaştırma tesisinin yapımı için proje çalışmalarına başladık. 4 farklı prosesten oluşacak tesis. Projeyi yürüten hocamız, uluslararası her türlü gelişmeyi takip edip EÜAŞ teknik personelimizle birlikte çalışmalara hızla devam etmektedir. Öte yandan EÜAŞ da yerli ve milli enerji teknolojilerinin geliştirilmesi adına önemli Ar-Ge faaliyetlerine imza atıyor. Türkiye'nin ilk yerli ve milli jeneratör üretiminin müjdesini daha önce kamuoyuyla paylaşmıştık. Bugün bu konuda bir müjde daha paylaşmak istiyoruz. Yerli ve milli jeneratör üretiminde artık seri üretime geçiyoruz. Jeneratör konusunu hamdolsun çözdük. Elektrik üretiminin diğer iki önemli aksamı, türbin ve kontrol sistemlerinin yerlileştirilmesinde de önemli bir mesafe kat ettik. Türbin tasarımlarımızı bitirdik. Yakında ilk yerli türbin üretimine geçeceğiz. İlk yerli türbinimizi ve seri üretimden çıkaracağımız ilk yerli jeneratörümüzü Sakarya Nehri üzerinde bulunan Hasan Polatkan Hidroelektrik Santrali'mizde kullanacağız” değerlendirmesinde bulundu.

Programa Bakan Dönmez'in yanı sıra Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) Genel Müdürü İzzet Alagöz ve sektör temsilcileri de katıldı.

Kaynak: CNN TURK

Elektrikli Araç Şarj İstasyonlarında İlk Lisanslar Verildi

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, Türkiye'deki ilk şarj ağı işletmeci lisanslarını verdiklerini açıkladı. EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin elektrikli araç piyasasında ve şarj ağı altyapısında henüz başlangıç aşamasında olduğunu belirtti.

2021 sonu verilerine göre Türkiye'de yaklaşık 6 bin 500 elektrikli araç ve 3 bin 500'e yakın şarj ünitesi bulunduğunu kaydeden Yılmaz, "Yerli otomobilimiz, TOGG'un yaratacağı ivmelenmeyle, şarj istasyonlarının sayısında da bir artış gerekeceği ortada. Dünya ortalamalarına baktığımızda her 10 elektrikli araca bir şarj ünitesi ihtiyacını görüyoruz. 2030'da 1 milyonun üzerinde elektrikli araç sayısına ulaşacağımız öngörüldüğünde, en az 100 bin civarında şarj ünitesi ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bu anlamda güçlü bir şarj ağı altyapısı, elektrikli araç ekosisteminin gelişmesi için olmazsa olmaz" diye konuştu.

Yılmaz, şarj hizmeti piyasasına yönelik yaptıkları düzenlemelerin önemli bir farkındalık yarattığını ve sektöre dinamizm kazandırdığını gözlemlediklerini aktardı. 18 Nisan itibarıyla şarj ağı işletmeci lisanslarına yönelik başvuruları almaya başladıklarını anımsatan Yılmaz, "Yatırımcılarımızın bu alana yoğun ilgisini görüyor ve memnuniyetle karşılıyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan hibe paketinin de bu alana olan ilginin artmasını sağladığını belirtmek isterim. Gerek bizim düzenlemelerimizle gerekse de açıklanan hibe paketiyle, özellikle hızlı şarj altyapısının yaygınlaştırılmasına yönelik çaba gösteriliyor" ifadelerini kullandı.

Yılmaz, çevreyi korurken diğer taraftan da orta ve uzun vadede ülke ekonomisi için önemli kazanımlar elde edilebilecek bir alanda kritik adımlar atıldığını belirterek şöyle devam etti:

"Kurumumuzca yapılan düzenlemeler kapsamında, şirketler alacakları şarj ağı işletmeci lisansı ile şarj ağı işletebilecek. Kurulumuzda ilk etapta dosyalarını tamamlamış 5 adet lisans başvurusunu değerlendirdik ve ilk lisanslarımızı verdik. Şarj ağı işletmeci lisansı sahipleri, elektrikli araç kullanıcılarına, kendi kuracakları ünitelerle hizmet sunabilecekleri gibi sertifika vermek yoluyla, bir nevi akaryakıt sektöründeki bayilik sistemine benzer bir şekilde de hizmet götürebilecek. Burada sertifika sistemi üzerinden küçük ölçekli yatırımcılarımıza da çeşitli iş modellerinin ve fırsatların doğuyor."

Elektrikli araç ekosisteminin dijital teknolojilerin yoğun kullanıldığı bir alan olduğunu aktaran Yılmaz, EPDK tarafından kurulacak Serbest Erişim Platformu'nda elektrikli araç kullanıcılarının mobil bir uygulama üzerinden halka açık şarj istasyonlarının coğrafi konumları, şarj ünitesi ve soket sayıları, tip ve güçleri, ödeme yöntemleri ve müsaitlik durumlarını görüntüleyebileceklerini anlattı.

Yılmaz, bu sayede kullanıcıların elektrikli araçlarıyla daha konforlu ve ekonomik seyahat etme imkanına kavuşacaklarını belirterek "Elektrikli araçların yakıt maliyetleri benzin ve dizel yakıtlı araçlarla kıyaslandığında çok daha avantajlı bir durumda. Mevcut fiyatlarla, elektrikli araçların evden şarj edilmesi halinde oluşan yakıt maliyeti, benzin ve dizel yakıtlı araçların yakıt maliyetinin yaklaşık üçte biri seviyelerinde" dedi.

Araçtan şebekeye elektrik teknolojisi, akıllı şebekeye destek olacak diğer ileri teknolojik uygulamalar, batarya değiştirme istasyonları, mobil şarj istasyonları, kablosuz şarj, yol üstü şarj üniteleri, elektrikli yollar, aydınlatma direği üniteleri gibi inovatif alanlara yönelik gelişmeleri yakından takip ettiklerini söyleyen Yılmaz, şunları kaydetti:

"Enerji piyasasına yönelik dijital dönüşümü tetikleyen, yapay zeka, nesnelerin interneti, makine öğrenimi, bulut, büyük veri ve benzeri uygulamalar da mercek altına aldığımız diğer yenilik alanları. Düzenlemeye tabi şirketlerimizin bu teknolojileri kullanarak verimlilik ve hizmet kalitesinde iyileştirme sağlaması için gerekli düzenleme altyapısı bulunuyor."

Kaynak: AA

Yeşil Dönüşümde Türkiye "Avantajlı Konuma" Sahip

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği(Elder) Yönetim Kurulu Başkanı, Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı ve Enerjisa Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler, İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomi Forumu’nda (WEF) toplantının gündemine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Rusya’nın dünyanın en büyük petrol, doğal gaz ve kömür ihracatçılarından olduğunu hatırlatan Zaimler, Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası enerji jeopolitiğinin bu yıl Davos’ta ağırlığını hissettirdiğini söyledi.

Zaimler, toplantılarda artan enerji arz güvenliği endişelerinin, yükselen emtia fiyatlarının, insanların ödeme güçlerinin ve iklim hedeflerinin tartışıldığını belirtti. Bu dönemde yenilenebilir enerjinin öneminin arttığını ifade eden Zaimler, şöyle devam etti:

“Bütün bu problemlere enerji üzerinden bakarsanız, bir tane reçete var: yenilenebilir enerji kaynaklarını maksimize etmeniz lazım. Artan ihtiyaçlarla beraber bu yeni sistemleri, bu yenilenebilir yeni enerji sistemlerinin devreye girmesi için bütün iletim ve dağıtım şebekelerini yapmanız lazım. Büyük ölçüde de verimlilik projelerini yapmanız lazım. Bu üçünü yaptığınız zaman büyük ölçüde istihdam da yaratabiliyorsunuz. Bu aynı zamanda beraberinde bir ekonomik büyüme de getiriyor.”

WEF toplantılarında iklim hedeflerinin de ele alındığının altını çizen Zaimler, Paris Anlaşması ile açılan COP 26'ya giden yolda 2030’a kadar konulan hedeflerin ve yatırımların artan enerji maliyetleri nedeniyle yapılamayacağının ortaya çıktığını söyledi.

Zaimler, “Bunun için çok ciddi bir finansman gerekiyor. Bunun için de gelişmiş olan ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasında ciddi farklılıklar var” diye konuştu.

Mevcut küresel enerji görünümünün bölgesel etkilerine de değinen Zaimler, “Orta Doğu’nun Yeşil Dönüşümü adlı bir oturuma katıldım. Son 70 senede sıcaklık 2 derece artmış ve yağışlar beşte birine düşmüş. Bu ülkeler petrol, doğal gaz, hidrokarbon zengini ülkeler” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin yenilenebilir enerji görünümüne de değinen Zaimler, “Türkiye yenilenebilir enerjide öncü, dünyada da aynı zamanda hatırı sayılır ülkelerden biri. Ama bugünkü durum hem iklim hedeflerinin tutturulabileceği hem arz güvenliğinin sağlanabileceği hem de insanların bunun bedelini karşılayabileceği seviyede değil” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin yeşil enerji konusunda atacağı adımların ilerisi için büyük önem taşıyacağını belirten Zaimler, “Bizim yenilenebilir projelerimizi hızlandırmamız lazım, ki politikalarımız bu yönde. Ama bunların önünü hızlı bir şekilde açmamız lazım. Aynı zamanda verimlilikle ilgili projeleri acilen devreye almamız lazım” değerlendirmesinde bulundu. Zaimler, “Bugün zor gibi görünün konular doğal kaynaklarımızın zenginliği düşünüldüğünde bütün bu ülkeler arasında Türkiye’yi şanslı bir konuma getiriyor” dedi.

Türkiye’nin enerji yoğunluğunu azaltarak daha çok katma değeri yüksek, daha teknolojik ürünlerin üretilmesine ağırlık vermesi gerektiğini belirten Zaimler, “Daha fazla gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) yaratmamız, insanların cebine daha fazla ücret koyarak satın alma gücümüzü artırmamız lazım” diye konuştu.

Zaimler, sözlerine şöyle devam etti: "Enerji fiyatlarının pahalılığı diğer bir konu. Sübvansiyon bunun önündeki en büyük engellerden birisi. Bugün enerjinin gerçek bedelini ödemediğiniz zaman orada verimlilik ortadan kalkıyor. Enerjinin gerçek bedeli arz ve talebe göre belirlenmediği zaman, arz güvenliğini sağlayacak, maliyetleri aşağı çekecek, iklim hedeflerini tutturacak yatırımların da yapılmasının önüne geçiyorsunuz. Avrupa Birliği’ndeki ülkeler de yeşil enerji yatırımına giriyorlar. Bu yatırımların önünü mevzuatı açmak yönünde çok önemli kararlar alıyorlar. Bu yatırımların önünü açmak için biraz mevzuatın da önünü açmak lazım."

Kaynak: AA

Türkiye Nisan'da Enerjiye 7,8 Milyar Dolar Ödedi

Türkiye’nin enerji ithalatı faturası Nisan ayında bir önceki yıla göre yüzde 135 oranında arttı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Ticaret Bakanlığı tarafından oluşturulan geçici dış ticaret istatistiklerine göre, 2022 yılı Nisan ayında Türkiye'nin toplam ithalatı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 35 artarak 29 milyar 480 milyon dolar oldu.

Bu tutarın 7 milyar 781 milyon 946 bin dolarlık kısmını, enerji ithalatı olarak özetlenen "mineral yakıtlar, mineral yağlar ve bunların damıtılmasından elde edilen ürünler, bitümenli maddeler, mineral mumlar" oluşturdu. Geçen yılın Nisan ayında Türkiye enerjiye 3 milyar 309 milyon 962 bin dolar ödemişti.

Böylece enerji ithalatı faturası Nisan ayında bir önceki yılın Nisan ayına göre yüzde 135,1 oranında arttı. Yılın ilk dört ayında ise enerji ithalatının faturası yüzde 173,3 artışla 32 milyar 779 milyon 816 bin dolara ulaştı. 

Kaynak: ENERJİ GÜNLÜĞÜ

SEDAŞ’ın Kadın Enerjisi “Next” Projesinde Atölye Buluşması

Sakarya Elektrik Dağıtım AŞ’nin (SEDAŞ) hayata geçirdiği “Kadın Enerjisi – Next” projesinin ikinci buluşması keyifli bir organizasyon eşliğinde gerçekleşti. SEDAŞ Teknik Eğitim Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe; Akkök Holding Hukuk Direktörü Çağla Zıngıl, Akkök Holding ve Akenerji İnsan Kaynakları Direktörü Duygu Erzurumlu, SEDAŞ İnsan Kaynakları ve Kurumsal Yetkinlikler Direktörü Sinem Yorulmaz, Sepaş Enerji Kurumsal Gelişim ve Satınalma Müdürü Selmin Bağrıaçık, Sepaş Enerji Pazarlama, Kurumsal İletişim ve Müşteri Yönetimi Müdürü Gizem Sezer Altınok, SEDAŞ İnsan Kaynakları Müdürü Emine Oğcu Çetinkaya ile holding enerji grup şirketlerinden yöneticiler katıldı.

Açılış konuşmasını yapan SEDAŞ İnsan Kaynakları ve Kurumsal Yetkinlikler Direktörü Sinem Yorulmaz, kadınların iş hayatında daha fazla etkinleşmesinin ve güçlenmesinin gelecek nesiller açısından büyük önem taşıdığını belirterek, “Akkök Holding çatısı altında Akenerji ve Sepaş Enerji ile yürüttüğümüz Kadın Enerjisi projesinin Next etabında, kız öğrencilerinin lise ve üniversite eğitimlerinde elektrik bölümlerine yönlendireceğiz. Holding enerji grubu çalışanlarının, 7. ve 8. sınıf ile 11. ve 12. sınıfta okuyan kız çocuklarını lise ve üniversite tercihlerinde elektrik bölümlerinde eğitim almaları için teşvik ediyoruz. Enerji sektöründeki “erkek işi” algısı gibi bu türden kalıp yargılar, iş hayatına girmeden çok önce başlıyor. Kız çocuklarımız ve öğrenim hayatları devam eden genç kadınlar, gelecek planlarını yaparken enerji sektörünü yeteri kadar değerlendirmeye almıyorlar. Kadınlar, enerji sektörü içinde başarılı bir kariyer imkanına sahip olamayacaklarına ilişkin bir inanca sahip oluyorlar. Tüm bu ezberleri bozmak ve enerji sektörüne bambaşka bir bakış açısı getirmek için Kadın Enerjisi projelerine başladık. Next projesi, enerji sektöründeki kadın görünürlüğü ve etkinliğini artırma hedefimiz doğrultusunda küçük yaşlardan itibaren dönüşüm başlatma amacıyla önem taşıyor. Tohumları şimdiden ekip, gelecekte karşılığını almayı hedefliyoruz” dedi.

İstanbul, Ankara, Kocaeli, Sakarya, Bolu ve Düzce İllerinin yanı sıra Hatay ve Balıkesir’den de başvuruları kabul edilerek programa katılan 42 kız öğrenci, üst düzey yöneticilerle bir araya gelerek enerji sektörünü yakından tanıma fırsatı yakaladılar. “SEDAŞ Tanıtımı ve Enerji Sektörü Kariyer Fırsatlarının Paylaşılması” ve “Teknik Eğitimli Kadın Çalışanlar Sektörde Ne İş Yapar?” isimli sunumlarla başlayan etkinlik teknik akademi ve atölye uygulamalarıyla devam etti. Öğrenciler, eğlenceli çalışmalarla elektrikte üretim, iletim ve dağıtım süreçleri, yeni teknolojiler ve güvenli kullanım için dikkatli olunması gerekenler hakkında bilgilendirildiler.

Next projesi, teşvik edici uygulamalarla kız öğrencilerini lise ve üniversite eğitimlerinde elektrik bölümlerine yönlendirmeyi amaçlıyor. Her yıl 150 kız öğrenciye ulaşmayı hedefleyen proje ile saha gezileri, uygulamalı teknik eğitimler ve mentorluk yoluyla gelişim, staj ve burs imkanları sunulacak. Ayrıca katılımcılara Akkök Holding enerji grubu şirketlerinde işe alımlarda öncelik hakkı tanınacak.

Bursa'daki Trafolar Türk Dünyası Kültür Başkenti Temasıyla Renklendi

Bursa'da, Uludağ Elektrik Dağıtım AŞ'nin (UEDAŞ) 5 yıl önce başlattığı "Trafolar Konuşuyor" adlı proje kapsamında trafolara 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti temasıyla resimler yapıldı.|

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Uludağ Enerji Üst Yöneticisi İsmail Ergüneş ve UEDAŞ Genel Müdürü Gökay Fatih Danacı, Hanlar Bölgesi'nde gerçekleştirilen uygulamayı yerinde inceledi. Aktaş, burada yaptığı değerlendirmede, bir yandan Bursa'nın modern yönünü geliştirirken diğer yandan tarihi ve kültürel değerleri ayağa kaldırmaya çalıştıklarını bildirdi.

Bursa'nın bir kültür şehri olduğunu belirten Aktaş, şöyle konuştu: "Tarihin izlerini taşıyan bu şehrin kültürünü yaşatmak için özel gayretimiz var. Bursa’nın her köşesi ayrı bir güzelliğe sahip. Bunun yanında Bursa, Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren gelişen, Türkiye’nin en önemli şehirlerinden biri. UEDAŞ, 'Trafolar Konuşuyor' diye bir proje geliştirmişti ve buna dair bulunduğu konum içerisinde önemli çalışmalara imza atıyordu. 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti temalı trafoyla alakalı işlemleri gerçekleştiriyoruz. Buradan baktığımızda, Bursa'nın değerlerini yansıtan bir eser var. Bu yüzden UEDAŞ ailesine çok teşekkür ediyorum."

Ergüneş ise enerji dağıtımının yanı sıra sosyal sorumluluk projeleriyle de hayatın her yerinde olduklarına dikkati çekti.

Aydınlatma direkleri ve trafoların bir şehrin estetiği olduğunu vurgulayan Ergüneş, "Dolayısıyla biz bu güzel şehre bu güzellikleri sunmayı, işimizin parçası olarak görüyoruz. Başkanımız gibi biz de bu şehre hizmetkar olmaktan mutluluk duyuyoruz. 2017 yılından beri projeyi uyguluyoruz. Bugüne kadar 61 trafoyu boyadık. Kadına şiddet, madde bağımlılığı, emniyet kemeri gibi sosyal içerikli mesajları öne çıkardığımız bu tür sosyal hizmet projelerini yerine getirmeye gayret ediyoruz" ifadelerini kullandı.

DÜNYADAN HABERLER
G7'den OPEC'e Petrol Arzını Artırma Çağrısı

G7 enerji, iklim ve çevre bakanlarının Berlin’deki toplantısı sonrasında yayınlanan bildiride, ülkelerin “2035 yılına kadar ağırlıklı olarak karbondan arındırılmış elektrik sektörlerine ulaşma hedefini” taahhüt ettikleri belirtildi. G7 enerji bakanları, petrol ve gaz üreticisi ülkeleri sorumlu şekilde hareket ederek üretimi arttırmaya ve sıkılayan uluslararası pazarlara yanıt vermeleri talebinde bulunurken Rusya'nın Ukrayna'da sürdürdüğü savaşın petrol fiyatlarını son 10 yılın en yüksek seviyesine çıkardığı ortamda OPEC üyelerine üretimi artırmaları çağrısı yaptılar. 

G7 enerji ve çevre bakanları, AB'nin doğal gazda Rusya'ya bağımlılığının azaltılmasının "özel aciliyeti" olduğunu kaydederken, LNG arzının artırılmasının boru hatlarında potansiyel arz aksaklıklarının etkisini azaltmakta önemli rol oynayabileceğini vurguladı. Ayrıca, G7 ülkelerinin yerli, kesintisiz kömürlü elektrik üretiminin aşamalı olarak durdurulması hedefine yönelik somut ve zamanında adımlar planlandığı da belirtildi.

Kaynak: REUTERS

Güney Afrika’nın Temiz Enerji Geçişi için 30 Yıla ve 250 Milyar Dolara İhtiyacı Var

Dünya Ekonomik Forumu’nda yayınlanan bir rapora göre, Güney Afrika’nın kömür ağırlıklı ekonomisini daha yeşil bir temele taşımak için önümüzdeki 30 yılda en az 250 milyar dolara ihtiyacı bulunuyor. Toplam yatırımın yaklaşık yarısı olan 125 milyar dolar, rüzgâr ve güneş enerjisi projelerini hızlandırmak için gerekli. İstişare belgesinde, ülkenin şu anda enerji ihtiyacının büyük kısmını karşılayan kömürle çalışan santrallerin rafa kaldırılacağı belirtildi.

Rapor, Güney Afrika’daki Stellenbosch Üniversitesi’ndeki akademisyenler tarafından, Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda yoksulluğu sona erdirmek amacıyla büyük ölçekli özel sermayeyi harekete geçirmeye yardımcı olmak üzere 2017’de kurulan Karma Finans Görev Gücü ile birlikte hazırlandı.

Güney Afrika, dünyanın en büyük 12. iklim ısınma gazları yayıcısı. Kasım ayında ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Avrupa Birliği, Güney Afrika’nın kömürden geçişini hızlandırmasına yardımcı olmak için 8,5 milyar dolarlık bir paket teklif etmeyi kabul etti, ancak kesin ayrıntılar ve zaman çizelgeleri hala tartışılıyor.

Kaynak: AL JAZEERA

Dünya Bankası, Çin’in Yeşil Projesini Onayladı

Dünya Bankası, Çin’in 26 milyon 909 bin dolar değerindeki, ‘Yeşil ve Karbon-Nötr Şehirler Projesi’ni onayladı. Çin Maliye Bakanlığı’ndan verilen bilgilere göre, Dünya Bankası Yönetim Kurulu’nun basitleştirilmiş prosedürü (AOB) kapsamında "Çin-GEF7: Yeşil ve Karbon-Nötr Şehirler Projesi” onaylandı. 26 milyon 909 bin dolar değerindeki projenin tamamını Çin Küresel Çevre Fonu (GEF) finanse edecek. Çin Uluslararası Radyosu'nun haberine göre söz konusu proje, biyoçeşitliliğin korunmasını katılımcı şehirlerin kalkınma sürecine entegre etmeyi ve karbon nötrlüğüne ulaşan bir yol oluşturmayı amaçlıyor. Projenin maliyetinin tamamı GEF tarafından verilen hibe ile karşılanacak. 

Projenin uygulayıcı kurumları Chongqing, Chengdu ve Ningbo kentleri ve Çin Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu’nun yan kuruluşu olan Çin Kentsel Gelişim Merkezi olarak açıklandı. Projenin uygulama süresi de 2022-2027 yılları arasında olacak. 

Söz konusu proje üç bölümden oluşuyor. Bunlar biyolojik çeşitliliğin korunmasını ve karbon nötrlüğünü teşvik etmeye odaklanan kentsel yüksek kaliteli kalkınma çerçevesinin oluşturulması, biyoçeşitlilik ve iklim değişikliği için entegre çözümleri, doğa ve karbon nötrlüğüne yönelik planlama ve yatırımın desteklenmesi bilgi paylaşımı, kapasite geliştirme ve proje yönetiminin desteklenmesi.

Kaynak: ENERJİ GÜNLÜĞÜ

İngiltere'de Enerji Krizi Nedeniyle Spor Salonları ve Yüzme Havuzları Kapanabilir

Elektrik fiyatlarındaki hızlı artış, fitness kulübü sahiplerini çalışma saatlerini azaltarak, havuzlarındaki sıcaklıkları düşürerek ve tam aydınlatmayı bırakarak tasarruf etmeye zorluyor. Ayrıca, spor salonuna gidenlere son zamanlarda kulüp duşlarında harcadıkları zamanı azaltmaları tavsiye ediliyor.

Uzmanlar, 2019'dan bu yana ülkedeki elektrik fiyatlarının yüzde 100'den yüzde 150'ye yükseldiğini, bunun da özellikle COVID-19 pandemisi karantinaları sırasında fitness merkezlerinden borç yükümlülüklerinin artmasına yol açtığını ve yılsonuna kadar kapanmalarına yol açabileceğini belirtiyor.

Analistler, artan elektrik fiyatları nedeniyle İngiltere havuzlarını ısıtmanın maliyetinin, 2019'daki 631 milyon dolar seviyesinden yılsonuna kadar iki katından fazla artarak 1,58 milyar dolara yükselebileceğini hesapladı.

Fitness ve yüzme kuruluşu UKActive tarafından yapılan bir ankete göre, bir spor salonunun her 10 sahibinden yaklaşık dokuzu, önümüzdeki altı ay içinde sağladıkları bir dizi hizmeti kesmek zorunda kalacak ve bunların üçte ikisi personeli azaltacak.

Kaynak: FT

HAFTANIN RAPORU

Avrupa’daki şirketler AB Yeşil Mutabakatına Hazır Mı?

PwC Türkiye tarafından yapılan Avrupa Yeşil Mutabakat Araştırması’na göre Avrupa’daki şirketlerin yüzde 60’ı, Avrupa Birliği (AB) Yeşil Mutabakatı’ndan haberdar değil. AB Yeşil Mutabakatı için hazır olan şirketlerin oranı yüzde 49 iken, yüzde 66’sı ise önümüzdeki yıllarda daha sürdürülebilir olmak için yatırım sermayesi ayırmış durumda. Araştırmaya göre, tedarik zincirlerindeki önemli kısımlarda değişiklik yapmayı planlayan şirketlerin oranı ise yüzde 51.

İlk iklim nötr kıta olmak ve Avrupa ekonomisini kökten değiştirmek için AB’nin hazırladığı iddialı ve kapsamlı bir plan olan Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın başarılı olmasında vergiler ve teşvikler kritik bir rol oynuyor. 2021 yılının Temmuz-Ekim aylarında aralarında AB üyesi olmayan ancak AB’nin yeni iklim ve çevre standartlarından etkilenecek olan Norveç, İsviçre ve İngiltere’nin de yer aldığı 13 Avrupa ülkesindeki yaklaşık 300 işletmeye Yeşil Mutabakat’a nasıl hazırlandıklarını soran PwC’nin araştırmasına göre, şirketlerin yarısından çoğu AB Yeşil Mutabakatı’na hazır değil. Şirketlerin en çok hazırlıksız olduğu alanlar arasında ise ulaşım, üretim ve su tüketimi öne çıkıyor ve çok sayıda şirket yenilenebilir enerji, emisyon azaltımı ve su tasarrufu konularında henüz eyleme geçmediklerini paylaşıyor.

Raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK