SEKTÖRDEN HABERLER
“Enerjideki İyileştirmelerle Yıllık 100 Milyon Ton İlave Sera Gazı Emisyonundan Kaçınıldı”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, enerji ve iklim konulu Büyük Ekonomiler Forumu'na Vahdettin Köşkü'nden canlı bağlantıyla katıldı. Devlet ve hükümet başkanlarını şahsı, milleti ve ülkesi adına en kalbi duygularıyla selamlayan Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden'a bu anlamlı etkinliği düzenlemesi ve daveti için teşekkür etti. Erdoğan, iklim değişikliği ve çevre sorunlarının insanlığın ortak meselesi olduğunu, dolayısıyla bunlar karşısında verilecek cevapların küresel dayanışmanın ürünü olması gerektiğini anlattı. İklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini her gün yaşadıkları bir denklemde hiç kimsenin bu sorunlara kayıtsız kalamayacağını, Türkiye olarak iklim değişikliği ve çevre sorunlarıyla mücadeleyi en öncelikli meselelerden biri olarak gördüklerini ifade eden Erdoğan, bu anlayışla Paris Anlaşması'nı onaylayıp, 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefini ve yeşil kalkınma devrimini ilan ettiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26. Taraflar Konferansı'nda da aynı kararlılıkla çelik üretimi, sıfır emisyonlu araçlar, kara yolu ulaşımı ile orman kaybı ve arazi bozulumunu tersine çevirmeye yönelik önemli taahhütlerde bulunduklarına dikkati çekerek, "Ortak evimiz dünyanın geleceği için Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadele politikasını ve sektörel stratejilerini güçlendirmek gayesiyle ulusal ve uluslararası tüm paydaşların katılımıyla İklim Şurası'nı gerçekleştirdik. Ulusal katkı beyanımızı güncelliyoruz. Yol haritamızı teşkil edecek uzun dönemli iklim stratejimizi ve eylem planımızı bu yılın sonunda açıklayacağız" diye konuştu.

Avrupa Yeşil Mutabakatı ile uyumlu olarak Yeşil Eylem Planı'nı kabul ettiklerini, yeşil liman sayısını artırdıklarını dile getiren Erdoğan, ormanları ve korunan alanları genişlettiklerini, Türkiye'nin çölleşme ve erozyonla mücadelede dünyanın lider ülkelerinden biri olduğunu kaydetti. Ulaştırma kaynaklı emisyonun azaltılması ve gübre yönetimi noktasında da üzerlerine düşen görevleri yerine getirdiklerini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu yılın sonuna kadar Türkiye'nin ilk elektrikli otomobili TOGG'u üretim bandından indirerek hizmete sunacağız. Sürdürülebilir ve iklim dostu ulaşım türlerini yaygınlaştırıyoruz. BM ve birçok küresel kuruluş tarafından takdir edilen, eşim Emine Erdoğan tarafından himaye edilen 'Sıfır Atık' hareketi ile çevre koruma, geri dönüşüm ve emisyon azaltımı hususunda çok büyük mesafeler aldık. Teknoloji ve çığır açıcı araştırma-geliştirmenin öneminin bilinciyle yeşil büyüme teknoloji yol haritası çalışmalarımızı yürütüyoruz. Yeşil hidrojen çalışmalarımızı da kararlılıkla sürdürüyoruz. Finansman ve teknoloji transferi, bu sürecin kilit başlığı olarak öne çıkıyor. Bu hususta en büyük sorumluluk, elbette asırlardır sorunun bu noktaya gelmesinde payı olan ülkelere düşmektedir."

İklim değişikliğiyle mücadelede bir diğer aracın yenilenebilir enerji olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye yenilenebilir kurulu gücü itibarıyla dünya on ikincisi ve Avrupa beşincisidir. Jeotermal kurulu gücünde Avrupa'da ilk sırada, hidroelektrik santrali kurulu gücünde ise Avrupa'da ikinci sırada yer alıyoruz. Enerji alanında gerçekleştirdiğimiz iyileştirmelerle yıllık 100 milyon ton ilave sera gazı emisyonundan kaçınılmıştır" değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna'da yaşanan savaşın enerji güvenliğinin önemini bir kez daha gözler önüne serdiğini bildirdi. Enerji verimliliği, temiz enerjiye geçiş ve enerji dönüşümünün enerji güvenliğinin ayrılmaz parçası olduğunun altını çizen Erdoğan, "Türkiye olarak uzun süredir zaten bu anlayışla pozisyon alıyorduk. Bu sayede kurulu elektrik gücümüzün yüzde 54'ünü yenilenebilir enerji santrallerinde müteşekkil kıldık. 2021 yılında kurduğumuz 3,5 GW kapasiteli santrallerin yüzde 97'si yenilenebilir enerji santralidir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, temiz enerjiye dönüşüm ve iklim değişikliğiyle mücadele sürecinde tüm ortaklarla iş birliği ve dayanışmaya hazır olduklarını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

Elder’in 14. Sektör Toplantısı’nda Gündem ‘Enerjideki Dönüşüm’ Oldu

Enerji sektörü, Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği’nin (Elder) 14. Sektör Toplantısı’nda bir araya geldi. Ankara’da Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) konferans salonunda gerçekleştirilen, tüm Elder Yönetim Kurulu üyeleri, Türkiye genelinde hizmet veren 21 dağıtım şirketi ve görevli tedarik şirketleri yöneticileri ile kamu ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmalarını; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz ve Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder) Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler yaptı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez,  açılış konuşmasında Kovid-19 salgını sürecinde elektrik dağıtım sektörünün büyük bir sınav verdiğini belirterek, “Birçok sektör durma noktasına gelirken dağıtım sektörümüz 7/24 hep sahadaydı. Bu dönemde ertelenen yatırımlarımız olmadı” dedi. Elektrik dağıtım sektörünün 2021 yılında yaşanan küresel tedarik sorunlarına rağmen yatırımlarını büyük oranda gerçekleştirdiğini söyleyen Bakan Dönmez, “2016-2020 yılları arasında toplam 74,3 milyar TL’lik elektrik dağıtım yatırımı yapıldı. 2021-2025 yıllarını kapsayan dördüncü uygulama dönemi için bu rakamı 124 milyar TL olarak belirlendi” ifadesini kullandı.

Müşteri memnuniyetine de değinen ve çağrı merkezleri ile ilgili rakamları paylaşan Bakan Dönmez, “2018-2021 yılları arasında elektrik dağıtım çağrı merkezlerimize yaklaşık 266 milyon arama ulaştı. Bu günlük 182 binden fazla aramaya denk geliyor. 2021 yılında elektrik dağıtım şirketlerimizin çağrı merkezlerine ulaşılabilirlik oranı yüzde 99,5 oldu. Cevaplama oranı da yüzde 97,7’ye yükseldi. Görevli tedarik şirketlerimizin ulaşılabilirlik oranı da yüzde 99,8. Elektrik dağıtım ve görevli tedarik sektörlerimizin çağrı merkezi performansları uluslararası standartların da üzerinde. Bu başarıda payı olan bütün çalışanlarımızı, ekip liderlerini, ilgili birim sorumlularını tebrik ediyorum” dedi.

Bu yılki sektör toplantısının ilk başlığının iş sağlığı ve güvenliği olduğunu belirten ve bu alanda karşılanabilecek her türlü olayla ilgili en ince detayına kadar çalışma yapıldığını belirten Dönmez, bu konudaki hedeflerini ‘Vizyon Sıfır” olarak açıkladı.

“Bundan sonra belki de en fazla konuşacağımız başlıklardan biri de geleceğe hazırlık olacak. Yeni dağıtım şebekesi modelleri ve teknolojileri üzerine konuşacağız” diyen Bakan Dönmez, önümüzdeki yılların en önemli konu başlıklarından birinin elektrikli otomobiller olacağına işaret ederek 2030 yılına kadar elektrikli araç soket ve şebeke altyapısı için 1 milyar dolarlık yatırım yapılacağını söyledi. Dağıtık enerji üretiminin özellikle ana şebekeye binen yükün azaltılması açısından önemli olduğunu kaydeden Dönmez, 2030 yılına kadar dağıtık üretim ve yenilenebilir enerji teknolojileri için 2 milyar dolarlık şebeke yatırımı yapılacağını bildirdi.

Türkiye’nin bir “enerji hub’ı” olması için küresel rekabetçilik arenasında kolaylaştırıcı, öngörülebilir, stratejik ve sürdürülebilir eylemleri hayata geçirdiklerini söyleyen TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız ise “Bu zorlu süreç aslında şimdiye kadarki oyunun baştan yazılmasını gerektiriyor. Biz Türkiye olarak, büyük enerji ailesi olarak bu yeni oyunun kurallarını yazanlardan, oyunu en iyi oynayanlardan olmaya kararlıyız” ifadesini kullandı.

EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz da, elektrik dağıtım işinin hayati derecede önemli olduğunu belirterek, “Özellikle pandemi döneminde daha iyi kavradığımız bu hayati işin; kesintisiz ve kaliteli olarak sürdürülmesi başta dağıtım şirketlerimiz olmak üzere hepimizin sorumluluğunda olduğunu gördük. Tarihte ilk kez topyekûn bir enerji kriziyle karşı karşıya olduğumuz değerlendirmelerini sizler de takip ediyorsunuz. Tabir-i caizse: “şaha kalkan” küresel petrol, doğal gaz ve kömür fiyatları net enerji ithalatçısı olan ülkemizi de derinden etkiledi. Bu süreçte devletimiz, fiyat artışlarının tüketicilere mümkün olduğunca yansıtılmaması için yapılabilecek her şeyi yaptı. Bu sayede enerji fiyatlarındaki büyük artışlar, elektrik faturalarına asgari düzeyde yansıtılabildi” dedi.

Elder Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler de açılışta yaptığı konuşmada hayatın doğal akışında kullanılan tüm enerji türleri içinde elektriğin çok özel bir yere sahip olduğuna işaret ederken, “Öncelikle elektriğin bizlere ulaşmasında çok büyük emeği olan, fedakârca çalışan 100 bini aşkın arkadaşıma huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum” diyerek sözlerine başladı. 

Elder olarak sosyolojik temelli bir araştırma yaptırdıklarını ve enerji sektöründeki değişimi tetikleyen dinamikleri incelediklerini söyleyen Zaimler, “Bu araştırmada gördük ki; bir çağ değişimi sinyali veriliyor. Alışageldiğimiz ekonomik modellerle, tedarik ve üretim sistemleriyle, dahası yaşam biçimleriyle yeniçağa ayak uydurma şansımız azaldı. Aynı durum toplumun dinamosu olan enerji sektörü için de geçerli. Bu olguyu tetikleyen üç temel dinamikten bahsedebiliriz. İlki kaynak sorunu. Sanayi devrimiyle tüm dünya daha fazla üretmeye ve büyümeye odaklanırken, kaynakların sonsuz olduğunu düşündük. Şimdi anlıyoruz ki, sonsuz değiller. İşte bu yüzden yepyeni bir üretim, tüketim ve yaşam modeline geçmek zorundayız. İkinci temel dinamik artan etkileşim. Bugün herhangi bir açıklamanın arkasına saniyeler sonra sosyal medyada binlerce farklı görüş belirten mesajlar gelebiliyor. Artık bunu yok saymak mümkün değil. Üçüncü olarak da yatırımlarımızı tetikleyen bir başka dinamik var. O da hızlı kentleşme ve bireyselleşme ile nüfus hareketlerindeki ve demografideki değişim. Artık aile yapısı çekirdek aileye dönmüş; ortalama hane ferdi 3.7’ye düşmüş durumda. Toplumun yüzde 11’i yalnız yaşıyor. Bir şehrin nüfusu yılda sadece yüzde 1 büyürken bile, elektrik dağıtım şebekesinin büyümesi yüzde 2-3’leri bulabiliyor. O şehirde yeni gelişen yerleşim bölgelerine de elektriği taşımak gerekiyor. Dağıtım şirketleri olarak öncelikli görevimiz, ülkemizin büyümesinin dinamosu olarak yatırım yapmak. Dağıtım sektörü ve Elder olarak kendimizi enerji dönüşümünün taşıyıcısı olarak görüyoruz” dedi” değerlendirmesinde bulundu.

Özelleştirme sürecinin tamamlandığı 2013 yılında elektrik abonesi sayısının 36,4 milyon olduğunu kaydeden Zaimler, 9 senede 11 milyon yeni abone eklenerek bu sayının 47,3 milyona ulaştığını belirtti. Yatırımların büyük bir oranın yeni bağlantı olarak adlandırılan alanlarda gerçekleştirildiğini söyleyen Elder Yönetim Kurulu Başkanı Zaimler, “2011-2015 yılları arasında 43 milyar TL, 2016-2020 arasında 74 milyar TL yatırım gerçekleştirildi. 2021 yılında ise sektörün toplam yatırımı 20 milyar TL oldu. 2025’e kadar da bu seviyelerde devam edecek. Bu rakamlar tamamen 21 dağıtım şirketinin kendi finansman kaynakları ile gerçekleştirdiği yatırımlar. İçinde bulunduğumuz bu beş yıllık dönemde yapılacak yatırımlar, şehirlerin ihtiyaçlarına göre belirlenerek EPDK tarafından onaylanmış ve uygulama süreci başlamıştır” ifadesini kullandı.

Elder Yönetim Kurulu Başkanı Zaimler, dağıtım şirketlerinin elektriği tüketicilere kesintisiz, kayıpsız, kaliteli ve ekonomik şekilde ulaştırmadan sorumlu olduğunu belirterek, “Elektrik dağıtım şirketlerinin görevi elektrik gibi bir kaynağı, mucizeyi, kullanıcıya ulaştırmak iken, elektriğin bu büyüsü ortadan kaybolmakta, faturalara ve arızalara indirgenmektedir. Dağıtım şirketlerinin gelirleri fiyatlardan tamamen bağımsızdır. Dağıtım veya görevli tedarik şirketleri fiyat belirleyemezler, fiyat artışı talebinde bulunamazlar. Faturalara herhangi bir bedeli keyfi bir şekilde yansıtamazlar, fatura kalemlerinde bir oynama yapamazlar. EPDK, 21 dağıtım şirketinin hepsine belirli kalite göstergelerinde iddialı hedefler verir. Bu hedefleri gerçekleştiremezlerse ceza alan şirketler, üstün performans gösterdiklerinde ise ödüllendirilirler.  Bu da sürekli gelişmeyi sağlar. Nitekim, özelleştirmelerin tamamlandığı 2013 yılında ortalama kayıp oranı yüzde 18,2 iken, bu mekanizma ile yüzde 11,9’a gerilemiştir. Bunun ülkemiz ekonomisinde cari açığımızı azaltıcı bir etkisi olduğu gibi, hiç dikkat çekmeyen bir kazancı da, önlenen 27 milyon tonluk karbon salınımıdır” diye konuştu.

Elektrik dağıtım sektörü olarak, elektrik gibi görünmez bir enerjiyi hayatın içine dâhil ederek görünür kılan ve elektriği hayatın enerjisine dönüştüren bir rol üstlendiklerini dile getiren Zaimler sözlerini şöyle tamamladı:

“Burada misyonumuz elektriği erişilebilir kılmak, insanlarımızın hayatının ve Türkiye’nin geleceğinin dönüşümüne öncülük etmektir. Süreçlerimizi şeffaf ve hakkaniyetli bir şekilde ele alıyor, adeta Türkiye’nin otomatik bir saat gibi çalışmasında ihtiyacı olan momentumu sağlıyoruz. Bu noktada sektörün tüm paydaşlarının üzerine düşen bazı görevler olduğunu da hatırlatmak istiyorum. Elektriğin dengesi yalnızca sektörümüzü etkilemiyor. Tüm Türkiye’nin dengesi için kritik. Dolayısıyla sistemin herkes için hakkaniyetli şekilde ilerlemesi de ortak akıl ile hep birlikte hareket etmemize bağlı. Elektriğin dengesi de, sürdürülebilirliği de, algı iletişiminin yapılacağı yer olmamalıdır. Enerjimizi algı yönetmek için değil, Türkiye’yi ileri taşımak için kullanmalıyız.”

Güneş Enerjisi Kapasitesinin 2030’a Kadar 30 GW’ı Aşacağı Öngörülüyor

Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu Türkiye Bölümü (GÜNDER) ve SolarPower Europe raporlarından derlenen bilgilere göre, Mayıs ayında küresel güneş enerjisi kurulu gücünün 1 TW’a ulaşmasıyla güneşte “TW çağı” başlamış oldu. Kovid-19 salgını nedeniyle santral ekipman tedarik zincirindeki aksamalara rağmen son 3 yılda güneş enerjisi alanında yatırımlar hız kesmeden devam etti. Geçen yıl 168 GW artarak 940 GW’a yükselen küresel güneş enerjisi kurulu gücünün, 2025’e kadar 2,3 TW’a çıkması bekleniyor. Türkiye’de ise mevcutta 8,3 GW olan güneş enerjisi kurulu kapasitesinin 2030’a kadar çatı ve saha tipi projelerle 30 GW’ı aşacağı öngörülüyor. Ayrıca ortalama günlük güneşlenme süresi 7,5 saat olan Türkiye’de, çatı üstü güneş santrali potansiyelinin 20 GW seviyesinde olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’de büyük ölçüde lisanssız güneş santrallerinin oluşturduğu kurulu güç “dağıtık” yapısıyla öne çıkarken, 78 ilde farklı ölçeklerde güneş enerjisi santralleri bulunuyor.

Kaynak: TEMİZ ENERJİ

2021’de Enerji Kurulumlarının Yarısı Rüzgar

2021'de Türkiye'nin yeni kurulan elektrik üretim kapasitesinin yarısını rüzgar enerjisi oluşturuyor. Yenilenebilir enerji politikasına odaklanan bir düşünce kuruluşu olan REN21'in 2022 Yenilenebilir Enerji Küresel Durum Raporu'nda (GSR 2022) Türkiye, özellikle rüzgar enerjisinden elektrik üretiminde öne çıkıyor. Rapora göre, Türkiye, 2021 yılı itibariyle toplam 10 bin 800 MW rüzgar enerjisi kapasitesi ile dünya genelinde onuncu sırada yer alıyor. Yine, 2021 yılında Türkiye 1400 MW rüzgar enerjisi kapasite artışı ile bir rekor kırdı.Bu rekor artışlarla birlikte rüzgar enerjisi toplam elektrik üretiminin yüzde 9,8'inden fazlasına katkıda bulunuyor ve 2021'de Türkiye'nin yeni kurulan elektrik üretim kapasitesinin yarısını rüzgar enerjisi oluşturuyor.

Son on yılda Türkiye, rüzgar enerjisi kapasitesini 10 kat artırırken, hem yerli hem de yabancı üreticilerin üretim tesislerini içeren güçlü bir endüstri tedarik zinciri geliştirdi.

Rapora göre ayrıca 2021'in sonlarında, Türkiye'deki yeni kurulumların maliyeti, beş yıl öncesine göre ortalama yüzde 32 daha düşük gerçekleşti. Yeni kurulacak rüzgar enerjisi santrallerinden elektrik üretimi, karbon fiyatı hesaba katılmasa dahi, ithal kömürden daha ucuz hale geldi.

Kaynak: ENERJİ GÜNLÜĞÜ

YEDAŞ’tan, Öğrencilere Karne Hediyesi

Yeşilırmak Elektrik Dağıtım AŞ (YEDAŞ) sosyal sorumluluk projeleri kapsamında Samsun, Ordu, Çorum, Amasya ve Sinop illerinde bulunan milli eğitim müdürlüklerine bağlı okullara toplam 33 bilgisayar laboratuvarı açarak toplamda 459 bilgisayar, bilgisayar masası ve sandalyesi hediye ederek öğrencilerin kullanımına sundu.

Müşteri memnuniyeti temelinde, yenilikçi, kurumsal bir yapı ile ‘toplam kalitede rol model’ oluşturan YEDAŞ, Kurumsal Sosyal Sorumluluk projelerindeki başarıları nedeniyle adından söz ettirmeye devam ediyor. Kaliteli ve kesintisiz enerji hizmetini kendine vizyon edinen şirket, bölgesindeki ekonomik, çevresel ve sosyal alanlarda Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) Projeleri ile bölgesine hizmet vermeye devam ediyor.

YEDAŞ Genel Müdürü Hasan Yasir Bora, sosyal sorumluluk anlayışı ile hareket ederek bu yönde projeler geliştirmeye devam ettiklerini belirtti. Bora, “Hizmet vermiş olduğumuz 5 ilde, İl Milli Eğitim Müdürlükleri ile yapmış olduğumuz görüşmeler sonunda ihtiyacı olan okullara bilgisayar hediye etmeye karar verdik. Okullarda eğitim gören tüm öğrencilerin bilgisayar kullanma alışkanlığı kazanmasını amaçlıyoruz. Öğrencilerimize karne hediyesi vermenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu nedenle bilgisayar laboratuvarları yeni eğitim ve öğretim yılında kullanıma hazır olacak" diye konuştu.

Genel Müdür Bora, “Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS), sürdürülebilir, uzun vadeli bir model olmaktır. Şu anda YEDAŞ markası oluştu. İnteraktif bir şekilde bu sürekliliğin devamı için çalışanlarımızla fikir alışverişinde bulunuyoruz. Gerçekleştirdiğimiz KSS projelerimizle 3 milyon kullanıcımıza ulaştık. Web sitemiz dahil olmak üzere, sosyal medya ve çeşitli etkinliklerle bölge insanına ulaşmayı başardık. Tüm KSS projelerimizi ‘sürdürülebilir’ bir şekilde yönetiyoruz. Başarının bir hedef değil, bir yolculuk olduğunu biliyoruz” dedi.

YEDAŞ Genel Müdürü Hasan Yasir Bora konuşmasına şöyle devam etti: “Sürdürülebilir bir yapı içerisinde hazırladıkları çevresel, ekonomik ve sosyal alanlarda yer alan, bölgenin ihtiyacı yada kazancı olması konusunda oluşturduğumuz KSS projelerinin aldığı ödüller, elbette bizleri sevindirdiği kadar, bölge insanının da tam notunu alıyor. Doğru ve yerinde tespitler yaparak, bölgemizin sesi, ihtiyaç duyulan eksiklerin tamamlayıcısı olduk. Biz Türkiye’nin ve Avrupa’nın en iyi şirketleri arasında yer almak için kurumsal bir yapı çerçevesinde, hazırladığımız kalite politikamızı çalışanlarımızla paylaşarak yolumuza devam ediyoruz. Her zaman söylediğim gibi, amacımız rol model olabilmektir. Toplam kalitenin amaçlanmasıdır. Tüm paydaş firmalarımızın da bizimle aynı yolda ilerlediğini ve gelinen noktada paydaşlarımızın da önemli yeri bulunmaktadır. Biz büyük bir aileyiz ve bu ailenin içindeki her birey, kaliteli, kurumsal ve sürdürülebilir bir yapının gerekliliğini yerine getirmektedir. Böylesine önemli ve güzel bir projenin içinde olmaktan son derece mutluluk duyduk. Emeği geçen herkese teşekkür ediyor, öğrencilerimizin güzel günlerde kullanması ümidiyle bilgisayar laboratuvarlarımızın hayırlı olmasını diliyorum.”

Enerjinin Yıldızları’na Oymapınar Hidroelektrik Santrali’nde Baraj Dersi

Enerji sektörünün nitelikli eleman ihtiyacına çözüm üretmek, genç istihdama katkı sunmak hedefi ile 2018 yılında hayata geçen Enerjinin Yıldızları Projesi’nin Antalya, Burdur ve Isparta’daki ayağını üstlenen Akdeniz Elektrik Dağıtım AŞ (AEDAŞ), sektörün yıldızlarını saha eğitimleri ile de destekliyor. Antalya Kepez Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde AEDAŞ’ın katkılarıyla hayata geçirilen Yüksek Gerilim Dalı’nda eğitim gören 12’nci sınıf öğrencileri, Oymapınar Hidroelektrik Santrali’ne düzenlenen teknik gezide akan suyun elektrik enerjisine dönüşüne yerinde tanıklık etti.

Uygulamalı eğitim planı çerçevesinde Antalya’da Manavgat Irmağı üzerinde kurulu olan santralde düzenlenen derste, ‘enerjinin yıldızları’ ilk defa bir barajı ziyaret ederken çalışma prensiplerini öğrendikleri elektrik üretim aşamalarını, yerinde gözlemleme şansına sahip oldu. 15 öğrenci ve 3 öğretmenin katıldığı geziye eşlik eden santral yetkilileri, hidroelektrik santrallerinin nasıl çalıştığını detaylı olarak anlatarak, öğrencilerden gelen sorulara yanıt verdi.

Sektörün nitelikli eleman ihtiyacına çözüm üretebilmek hedefiyle hayata geçirilen Enerjinin Yıldızları Projesi’nin önemine değinen AEDAŞ Genel Müdürü İlkay Baydar, “Enerjinin Yıldızları Projesi kapsamında; birikimlerimizi, gelecekteki meslektaşlarımıza aktarmaya çalışıyoruz.  Yüksek Gerilim Dalı’na eğitim alan öğrencilerimiz, başta Elektrik Piyasası dersi olmak üzere şebeke bakımı, malzeme eğitimi, havai hat uygulama, iş sağlığı ve güvenliği, aydınlatma, kayıp kaçak, müşteri operasyonları, sayaç ve ölçü eğitimi, santrallerin çalışma sistemleri gibi konuları hem teorik hem de uygulamalı olarak görüyor. Oymapınar Hidroelektrik Santrali’ne düzenlediğimiz gezi de uygulamalı eğitimin önemli bir parçası. Gezimize katılan öğrencilerimiz, evde, işyerinde, sanayide kullanılan elektriğin hangi safhalardan geçerek üretildiğini, modern tesislerin ve bu tesislerin işletmelerinin nasıl yapıldığını tanıklık etmiş oldu” değerlendirmesinde bulundu.

Bu arada AEDAŞ Genel Müdürü İlkay Baydar, hafta içinde Kepez Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde Yüksek Gerilim Dalı öğrencilere yönelik özel bir ziyaret de gerçekleştirdi. Laboratuvar ve sınıfları gezerken öğrencilerin sorularını da yanıtlayan İlkay Baydar, “Kalkınmanın, ilerlemenin iyi yetişmiş, nitelikli genç nüfuslara bağlı olduğuna inanıyorum. AEDAŞ olarak bilgi birikimimiz ile tecrübemiz ile her zaman siz gençlerimizin yanında olmak istiyoruz. Enerjinin Yıldızları projemizin hedefi de bu. Yüksek Gerilim Dalı’nı seçen siz değerli arkadaşlarımıza kapılarımız her zaman açık. Diplomalarınızı aldıktan sonra AEDAŞ’ta işiniz hazır” dedi.

Enerjinin Yıldızları Projesi, elektrik dağıtım sektörünün öncü şirketlerinden Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ (BEDAŞ), Akdeniz Elektrik Dağıtım AŞ (AEDAŞ) ve Çamlıbel Elektrik Dağıtım AŞ’nin (ÇEDAŞ), Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ile yapılan işbirliği çerçevesinde 2018 yılında hayata geçirildi. Proje kapsamında 2021-2022 Eğitim-Öğretim yılında 11 ve 12. sınıflarda okuyan 136 öğrenciden 57’si ise Antalya Kepez Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ndeki Yüksek Gerilim Dalı’nda eğitim alıyor.

DÜNYADAN HABERLER
Almanya Elektrik Üretiminde Gaz Yerine Kömür Kullanacak

Almanya Ekonomi Bakanı Rusya'nın kesinti yapabileceğine dair kaygılar nedeniyle elektrik üretiminde doğal gaz kullanımını sınırlandıracaklarını açıkladı, aksi takdirde kış aylarında zor durumda kalacaklarını belirtti. Ekonomi Bakanı Robert Habeck yaptığı yazılı açıklamada, “Doğal gaz tüketimini azaltmak için elektrik üretiminde daha az gaz kullanmalıyız” dedi.

Habeck doğal gaz kullanımının sınırlandırmasıyla oluşacak açığı kömür kullanımıyla kapatmaya çalışacaklarını söyledi. Almanya en kirletici fosil yakıt olan kömürün enerji üretiminde kullanımını 2030'da tamamen durdurmayı planlıyordu. Yeşiller Partisi eş başkanı olan Habeck durumun çok ciddi olduğunun altını çizerek karar için, “Bu çok acı, ama doğal gaz kullanımının azaltılması bu durumda tek kelimeyle gerekli” ifadelerini kullandı. Rusya doğal gaz şirketi Gazprom geçen hafta Alman Siemens Enerji şirketinin Kuzey Akım 1 boru hattındaki bir teknik sorunu gidermekte gecikmesini gerekçe göstererek arzda kesintiye gitmişti. Habeck Rusya'nın bu hareketinin teknik olmaktan öte siyasi olduğu yorumunu yaptı.

Almanya bir süredir doğal gaz depolarını doldurarak ısınma ihtiyacının artacağı kış aylarına hazırlıklı olmaya çalışıyor. Ekonomi bakanlığı doğal gaz kullanımının azaltılması için evsel tüketime de sınır getirmeyi planlıyor. Ülkedeki doğal gaz depolarının doluluk oranı halen yüzde 57 civarında. Hükümet bu yaz doğal gaz için bir çeşit mezat modeli kurarak doğal gazın endüstriyel kullanıcılarını tasarrufa teşvik etmeyi amaçlıyor. Bu plan kapsamında endüstriyel tüketicilerin mali tazminat karşılığı doğal gaz kullanımını düşürmesi istenecek, açığa çıkan doğal gaz depoya aktarılacak. Hükümet ayrıca Alman doğal gaz piyasa alan yöneticisi Trading Hub Europe için devlete ait yatırım ve kalkınma bankası KfW aracılığıyla 15 milyar euroluk ek kredi limiti açmayı planlıyor.

Kaynak: CNN TURK

Biden’dan Petrol Şirketlerine Mektup

ABD Başkanı Joe Biden, ülkede galon başı ortalaması 5 doların üzerine çıkarak rekor kıran benzin fiyatlarına çözüm için petrol şirketlerine bir mektup yazarak, üretimi artırma çağrısında bulundu. Biden, ülkedeki benzin fiyatlarına yönelik, ülkenin en büyük petrol tedarikçilerinden ExxonMobil, Chevron, BP ve Shell'in de aralarında bulunduğu şirketlere bir mektup yazdı. Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlangıcından bu yana ülkedeki benzin fiyatlarının galon başına ortalama 1,70 dolar arttığına işaret eden Biden, Amerikan halkının yaşadığı finansal sıkıntıların sorumlusunun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin olduğunu kaydetti. Biden, öte yandan petrol rafinerilerinin kar marjlarının da bu süreçte rekor seviyede artmasının halkın üzerindeki ekonomik baskıyı artırdığını vurgulayarak, "Şirketlerinizin hala petrol, mazot ve diğer rafineri ürünlerinin üretimini ve tedarikini artırmak için acil adım atma şansı var" ifadesini kullandı. Mektubunda Biden, yakın zamanda rafineri kapasitelerinin artırılması için tüm federal yetkilerini kullanacağını belirtti.

Kaynak: BLOOMBERG HT

IEA: Küresel Petrol Talebi 2022’te Yüzde 2 Artacak

Uluslararası Enerji Ajansı(IEA), dünya petrol talebinin 2023’te yüzde 2’den fazla artarak günlük 101,6 milyon varil (bpd) ile rekor seviyeye ulaşacağını bildirdi. Paris merkezli IEA, aylık raporunda Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle uyguladığı yaptırımlar nedeniyle arzın kısıtlandığını da dikkat çekti. IEA, “Çeşitli uluslararası kurumlar son zamanlarda olumsuz görünümler yansıttığı için ekonomik korkular devam ediyor” tespitinde bulundu.

2023’te talebin 2022’ye kıyasla günde 2,2 milyon varil veya yüzde 2,2 artacağı ve pandemi öncesi seviyeleri aşacağı tahmin ediliyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’ndaki IEA’ya göre (OECD) gelişmiş ekonomiler, 2022’de en fazla talep artışından sorumlu olacak. Çin, COVID-19 karantinalarından çıkarken 2023’teki kazanımlara öncülük edecek.

Kaynak: REUTERS

AB ile Mısır Arasında Enerji Anlaşması

Avrupa Birliği (AB) ile Mısır arasında, 2027 yılına kadar sürecek başta enerji alanlarında iş birliğini kapsayan Ortaklık Öncelikleri Belgesi imzalandı. Mısır Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Lüksemburg'da düzenlenen imza törenine, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell katıldı. Açıklamaya göre, imzalanan ortaklık ve iş birliği süreci 2027'ye kadar sürecek. İmza töreni AB-Mısır Ortaklık Konseyi 9. Dönem Toplantısı çalışmalarının ardından düzenlendi.

AB Mısır Ofisi'nin Twitter hesabından yapılan paylaşımda ise Borrell'in görüşmelere ilişkin "ortaklığımız müthiş fırsatlara sahip, biz doğru yoldayız" değerlendirmesinde bulunduğu belirtildi.

Öte yandan Mısır'ın al-Ahram gazetesi de Şukri'nin, Mısır'ın AB ile tüm alanlarda iş birliğini güçlendirme arzusu içinde olduğunu dile getirdiğini yazdı.

"Mısır dünyanın tanık olduğu tehlikeli ekonomik zorluklara karşı durmaya çabalıyor" diyen Şukri, ülkesinin enerji sağlama gücü sayesinde bu alanda olumlu bir ortak olacağını vurguladı. Ortaklık Konseyi Toplantısı'nda ayrıca, AB'den gıda sıkıntısına çare olabilmek adına Mısır'a 100 milyon Euro yardım yapılacağı duyurulmuştu.

Kaynak: BLOOMBERG HT

HAFTANIN RAPORU

Küresel Hidrojen Üretimi, 2050 Yılına Kadar Net Sıfır Hedeflerinin Gerisinde Kalacak

Küresel enerji danışmanlığı DNV, yenilenebilir ve düşük karbonlu hidrojenin emisyonları azaltmada çok önemli olduğunu, ancak 2050 yılına kadar küresel nihai enerji karışımının yalnızca yüzde 5’ini oluşturacağını ve iklim hedeflerine ulaşmak için gerekenin altında kalacağını söyledi. Norveç merkezli risk yönetimi uzmanı, ilk bağımsız hidrojen görünüm raporunu sunarken 2050 yılına kadar küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlamak için Paris Anlaşması’nı karşılamak ve hidrojenin hesaplamalarına göre yüzde 13’e ulaşması gerektiğini ifade etti.

DNV’nin şimdi tahminine göre, yüzde 5’lik küresel pay, bu saf hidrojenin yüzde 60’ı ve amonyak ve sentetik yakıtlar gibi bileşiklerin her birinin beşte birini oluşturduğu 200 milyon tondan fazla hidrojen anlamına geliyor. Raporda, net sıfır hedeflerine ulaşmak için artan hidrojen alımı, daha güçlü politika zorunlulukları, artan talep tarafı teşvikleri ve daha yüksek karbon fiyatları gerektireceği de belirtildi.

Raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK