SEKTÖRDEN HABERLER
Dönmez: “Afşin Elbistan B Termik Santrali Kısmen Çalışmaya Başlayacak”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, depremlerden etkilenen Afşin Elbistan B Termik Santrali’nde hasar tespit çalışmalarının tamamlandığını belirterek, “Önümüzdeki pazartesiden itibaren Afşin-B santralimizde ilk etapta bakım onarım ve teknik personel olmak üzere kısmen çalışmaya başlayacaklar” dedi.
Dönmez, Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Kahramanmaraş merkezli depremlerin bölgede ciddi hasara neden olduğunu dile getirerek, elektrik ve doğalgaz şebekeleriyle ilgili yürütülen çalışmaların özellikle yüksek basınç hatlarında ve yüksek gerilim hatlarında tamamlandığını bildirdi.
Şehir içlerinde elektrik dağıtım şebekesine elektrik verme çalışmalarının devam ettiğini ve hasarlı bölgeler ile hasarlı binalar dışında da artık gelen talebi karşılayabilecek duruma gelindiğini söyleyen Dönmez, “Doğal gazda ise daha önce ifade ettiğim gibi önce şebekeleri test edeceğiz, gazlandıracağız. Ardından da her binaya, her bir daireye test işlemi uygulayarak gaz verme işlemini tamamlayacağız” diye konuştu.
Bakan Dönmez, Gaziantep’te binaların test ve kontrol işlemlerinin bir günde tamamlanabileceğini belirterek, “Ama Adıyaman'da, Kahramanmaraş'ta ve Hatay'da halihazırda enkazların kaldırılması ve buna bağlı olarak oluşan hasarların tespiti ve ardından da bakım çalışmaları devam ediyor. Bunlar enerji iletim ve dağıtım tarafında yaptığımız işler” ifadelerini kullandı.
Bölgede yoğun şekilde elektrik üretim tesislerinin bulunduğuna işaret eden Dönmez, “Hidroelektrik santrallerimiz var. Termik santrallerimiz de var. 3 tane büyük kömür santralimizden birisi Adana’da, diğeri Afşin-Elbistan bölgesinde olmak üzere Kahramanmaraş'ta hizmet vermekteydi. Adana Tufanbeyli’deki santralimizde herhangi bir sorun yok. İşletilmeye devam ediliyor. Ancak şu anda bulunduğumuz Afşin-Elbistan bölgesinde iki adet, birisi 1.360 MW’lik diğeri 1.440 MW’lik 4'er üniteden oluşan kömür santrallerimiz özellikle Elbistan merkezli depremde maalesef olumsuz etkilendiler. Her iki santralimiz de şu anda hizmet dışı” dedi.
Dönmez, Afşin Elbistan A Termik Santrali'nin Afşin Elbistan B Termik Santrali’ne kıyasla eski bir santral olduğuna dikkati çekerek, santralde hasar tespit çalışmalarının devam ettiğini söyledi. “Elektrik Üretim AŞ tarafından işletilen Afşin-B santralinde de hasar tespit çalışmaları tamamlandı. Önümüzdeki pazartesiden itibaren Afşin-B santralimizde ilk etapta bakım onarım ve teknik personel olmak üzere kısmen çalışmaya başlayacaklar” diyen Dönmez, bu santraller ve maden işletmelerinde çalışan insanların da depremden olumsuz etkilendiğini belirtti. Dönmez, santral ve işletme personelinden depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
Bakan Dönmez, deprem bölgesinde bulunan ve kömür tedarik eden ocaklardaki durumu da yerinde değerlendirdiklerini dile getirerek şöyle devam etti: “Maden işletmesinde bir sorun yok, aksaklık yok. Üretime hazır haldeler. Termik santraller hizmet dışı kaldığı için orada üretimde bir durma söz konusu. Öte yandan, burada çalışan iş makinalarımız özellikle Afşin santralini çalıştıran şirket, oradaki iş makinalarını Kahramanmaraş başta olmak üzere diğer deprem bölgelerine operatörleriyle birlikte arama kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarına yardımcı olmak için gönderdi. Çalışmalarını bitirdikten sonra işletme sahasına geri dönecekler.”
Bakanlık olarak depremi ilk andan itibaren takip ettiklerini vurgulayan Dönmez, EÜAŞ Genel Müdürünün bölgede görevlendirildiğini, tesis ve çalışan durumuyla ilgili koordinasyonun sağlandığını söyledi.

Kaynak: CUMHURİYET

EPDK’dan Lisans Sahiplerine Mücbir Sebep

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Kahramanmaraş merkezli depremlerin, elektrik piyasasındaki ön lisans veya üretim lisansı sahibi tüzel kişiler ile doğal gaz piyasasındaki lisans ve sertifika sahibi gerçek ve tüzel kişilerin bazı süreli yükümlülükleri açısından “mücbir sebep” olarak kabul edilmesine karar verdi.
Resmi Gazete’de yayımlanan kurul kararlarına göre Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 35’inci maddesi uyarınca ön lisans veya üretim lisansı sahibi tüzel kişilerin süreli yükümlülükleri açısından “mücbir sebep” kapsamında yer alacak. Bu kapsamda, 6 Şubat itibarıyla OHAL süresince yükümlülüklerin süreleri uzatılacak. Kararın kapsamı , “Ülke genelinde ön lisans süreleri ve üretim lisansı kapsamında inşaat öncesi dönem ile inşaat dönemi ya da yönetmeliğin geçici 15’inci maddesi kapsamındaki yükümlülük erteleme süreleri, depolamalı elektrik üretim tesisi başvuruları hariç olmak üzere, ön lisans veya lisans başvuruları ile tadil başvuruları kapsamında gerekli bilgi ve belgelerin tamamlanması için verilen süreleri, OHAL süresince uzamış olarak değerlendirilecek ve bu konuda ilgili ana hizmet dairesi yetkilendirilecek” olarak ifade edildi. Karara göre lisans sahipleri ilerleme raporu yükümlülüğünden de OHAL süresince muaf tutulacak.

Kaynak: HÜRRİYET

40 Ülkenin Enerji Bakanından Deprem Bölgesine Destek Sözü

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (UEA) Bakanlar Kurulu Toplantısı’nda yaklaşık 40 ülkenin enerji bakanları, “asrın felaketi" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası bölgenin toparlanması için destek sözü verdi.
UEA’nın Gaz Piyasaları ve Tedarik Güvenliği konulu Bakanlar Kurulu Toplantısı’na ilişkin yapılan açıklamada, bakanların Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle Türkiye'ye en derin taziyelerini ilettiği kaydedildi. Açıklamada, “Yaklaşık 40 ülkenin enerjiden sorumlu bakanları, Türkiye'deki afetle mücadele, iyileştirme ve toparlanma çabalarına desteklerini sürdüreceklerini taahhüt ettiler” ifadesi kullanıldı.
Çevrim içi düzenlenen toplantıya ABD, Kanada, Avrupa Birliği ülkeleri, Avrupa Komisyonu, İrlanda, Ukrayna dahil olmak üzere yaklaşık 40 ülkenin enerjiden sorumlu bakanları katıldı.

Kaynak: BLOOMBERGHT

Enerji Şirketleri Depremin Yaralarını Sarmak için Seferber Oldu

Türkiye'de enerji alanında faaliyet gösteren şirketler, “asrın felaketi” Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen vatandaşların yaralarını sarmak için seferber oldu.
Şirketler, gerek arama kurtarma, gıda, barınma, tekstil, enerji, akaryakıt tedariki, iş makinesi olmak üzere bölgeye yaptıkları ayni yardımlar gerekse de nakdi desteklerle depremzedelerin yaralarını sarmak için seferber olmuş durumdalar. Bu kapsamda Petrol Ofisi Grubu, arama kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarının kesintisiz sürdürülmesi için 100 milyon liralık akaryakıt desteği sağladığını duyurdu. 5 milyon litrelik akaryakıt, söz konusu bölgedeki 10 ilde bulunan akaryakıt istasyonlarındaki otomasyon sistemiyle kademeli olarak AFAD'ın bedelsiz kullanımına sunuluyor.
Tüpraş da depremlerin etkili olduğu bölgede Osmaniye, Gaziantep, Hatay, Malatya, Kahramanmaraş başta olmak üzere AFAD Koordinasyonuyla iş makinesi, ambulans, itfaiye, arama kurtarma ekiplerinin aydınlatma ihtiyaçları ve depremzedelerin ısınma gereksinimleri için yakıt desteği sağlıyor.
Bir diğer enerji şirketi Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret AŞ de söz konusu bölgelerde kullanılmak üzere, ekskavatör, kamyon, yakıt tankerleri, arazi araçları ve arama kurtarma ekiplerini sevk etti. Deprem felaketinin ilk anlarından bu yana kesintisiz akaryakıt tedariği için seferber olduklarını duyuran Aytemiz de kamu kurumları ile koordineli bir şekilde ısınma, aydınlatma gibi ihtiyaçlara yönelik yakıt ikmalini önceliklendiriyor, ihtiyaç listelerini yakından takip ediyor.
Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ), arama kurtarma ekipleri ve iş makineleriyle deprem bölgesindeki çalışmalarını sürdürüyor. Şirket, bakım onarım için 350, arama kurtarma için 200, Kriz Merkezi'nde 145 çalışanıyla ve 117 araç ve iş makinası ile hizmet verdiğini duyurdu. Battaniye, kışlık kıyafet, çadır, ısıtıcı, su ve temizlik malzemesi gibi ayni yardımlarda bulunan BOTAŞ, deprem bölgesinde 10 ayrı noktada 3 öğün yemek ikramı yapıyor. BOTAŞ International ise "Türkiye Tek Yürek Kampanyası Ortak Yayını"nda 100 milyon lira bağışta bulundu. Aynı programda Enerji Piyasaları İşletme AŞ de 10 milyon lira bağış ile katkı sağladı.
Dicle Elektrik de arama kurtarma faaliyetleri kapsamında profesyonel eğitim almış ekiplerini, başta faaliyet gösterdiği Diyarbakır ve Şanlıurfa olmak üzere çalışmalara dahil etti. Şirket insan gücü desteğinin yanı sıra jeneratör ve vinç gibi ekipman desteği için de tedarik çalışmalarını sürdürüyor. Diyarbakır ve Şanlıurfa'daki merkezlerini depremzedelerin hizmetine açan ve 3 binden fazla vatandaşa 24 saat barınma ve sıcak yemek hizmeti sunan şirket, Kahramanmaraş'ın bir hafta boyunca kumanya teminini karşıladı. Bölgenin ihtiyaç duyduğu battaniye, ısıtıcı ve çadır gibi temel yaşam malzemelerinin de tedarik ve dağıtımına yönelik çalışmalar da gerçekleştiren Dicle Elektrik bu doğrultuda ilk etapta afetlerde kullanılabilecek 30'un üzerinde çadırı deprem bölgesine sevk etti.
Dicle Elektrik, dağıtım bölgesinin yanı sıra depremden etkilenen illerdeki AFAD ve Kızılay çadırlarına da enerji sağlıyor. Bu kapsamda Adıyaman'da kurulan çadırlar için elektrik verilmesi için çalışmalarını gerçekleştiren Dicle Elektrik ekipleri, Kahramanmaraş başta olmak üzere yardıma gittiği tüm illerde bakım onarım çalışmalarına katkıda bulunuyor.
Şirketin 25 kişilik arama kurtarma ekibi de AFAD koordinasyonunda Diyarbakır'daki arama kurtarma çalışmalarına katılırken, 100 çalışan da gönüllülük esaslı olarak Adıyaman, Kahramanmaraş ve Hatay'daki yardım faaliyetlerinde yer alıyor.
Bölgede faaliyet gösteren elektrik dağıtım şirketlerinden Toroslar Elektrik Dağıtım AŞ de (Toroslar EDAŞ) bölgede, Başkent EDAŞ, AYEDAŞ ile yüklenici ve diğer dağıtım şirketlerinin destek ekipleriyle beraber toplam 2.073 saha çalışanı ve yüzlerce araçla sahada onarım faaliyetlerinin yürütüldüğünü duyurdu. Bunlara ek olarak, yakıt ikmalleri Toroslar EDAŞ tarafından gerçekleştirilen toplam 1.716 jeneratörle şebekeden beslenemeyen yerlere elektrik sağlanıyor, geceleri ise arama kurtarma çalışmalarına destek olunuyor.
Fırat Elektrik Dağıtım AŞ (Fırat EDAŞ) ise hizmet bölgesi içerisinde yer alan ve depremden etkilenen Malatya'da 212 ekip, 517 çalışan ve 149 araçla çalışmalarına sürdürdüğünü duyurdu. Fırat EDAŞ 110 çadıra jeneratör, 984 çadıra da şebekeden enerji desteği sağlarken, ekipler de arama kurtarma ve yardım dağıtımına destek veriyor.
SOCAR Türkiye ise depremlerden etkilenen vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanması için 70 milyon lira değerinde bağış fonu oluşturduklarını duyurdu. Şirket, AFAD'a 6,4 milyon lira tutarında temel ihtiyaç malzemesi iletti ve 4,5 milyon lira nakdi bağış gerçekleştirdi. AHBAP Derneği'ne ise 2 milyon lira tutarında nakdi bağış gerçekleştirdi. SOCAR Türkiye, "Türkiye Tek Yürek Kampanyası Ortak Yayını"nda ise 3,5 milyon lira bağışta bulundu.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesinde yer alan şirketler de bu yardım seferberliğine dahil oldu. Proje personeli ve bölge sakinleri tarafından depremden etkilenen bölgelere gönderilmek üzere toplanan yaklaşık 4 tonluk temel ihtiyaç malzemesi bölge yetkililerine teslim edildi. Santral inşaatında çalışan şirketler 200'den fazla personel ve vinç, kamyon ve traktör gibi yaklaşık 80 parça ekipmanı bölgeye gönderdi. 60'tan fazla otobüsün de Adana havalimanına doktorların taşınması için temin edildi. Rus petrol şirketi Lukoil ise depremzedelere yardım için AFAD'a 10 milyon lira bağışta bulundu.

Kaynak: AA

DÜNYADAN HABERLER
Artan Enerji Maliyetleri 141 Milyona Yakın Kişiyi Aşırı Yoksulluğa İtebilir

Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaşın ardından yaşanan enerji krizinin, dünya genelinde 141 milyona yakın insanı aşırı yoksulluğa sürükleyebileceği bildirildi.
Hollanda, İngiltere, Çin ve ABD'den araştırmacılar, artan enerji fiyatlarının 116 ülkede 201 harcama grubu üzerindeki doğrudan ve dolaylı etkilerinin incelendiği “Küresel enerji fiyatı krizinin hane halkı üzerindeki yükü” başlıklı yeni bir makale hazırladı.
Bilimsel dergi Nature Energy'de yayımlanan makalede, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın, hane halkı enerji maliyetlerini doğrudan etkileyen, diğer mal ve hizmetlerin maliyetlerini ise dolaylı olarak artıran bir enerji krizini tetiklediği aktarıldı. Enerji piyasalarının Kovid-19 salgınından bu yana sıkılaştığı belirtilen makalede, 24 Şubat 2022'de başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından bu durumun önemli ölçüde kötüleştiği ve küresel enerji krizine katkıda bulunduğu kaydedildi.
Makalede, küresel enerji fiyatlarının, devam eden jeopolitik çatışma, salgın sonrası hızlı küresel ekonomik toparlanma, fosil yakıtlara bağımlılığın devam etmesi ve enerji talebi ile arzı arasındaki ciddi uyumsuzluk gibi çeşitli faktörler nedeniyle yükseldiği ifade edildi.
Söz konusu krizin bazı ekonomileri resesyona sürüklediği, yüksek enflasyona neden olduğu ve dünyanın dört bir yanında hane halkları üzerinde yaşam maliyeti baskıları oluşturduğuna işaret edilen makalede, hane halklarının toplam enerji maliyetlerinin yüzde 62,6 ila yüzde 112,9 arttığı ve hane halkı harcamalarında yüzde 2,7 ile yüzde 4,8 arasında bir artışa katkıda bulunduğu kaydedildi.
Hane halkı grupları arasında enerji maliyetinin oluşturduğu yükün, tedarik zinciri yapısındaki, tüketim kalıplarındaki ve enerji ihtiyaçlarındaki farklılıklar nedeniyle değişiklik gösterdiği belirtilen makalede, yaşam maliyeti baskıları altında 78 milyon ila 141 milyon kişinin aşırı yoksulluğa sürüklenebileceği ifade edildi.
Makalede, düşük gelirli ülkelerde halihazırda ciddi enerji yoksulluğu ve gıda kıtlığı yaşayan yoksul hane halkları için enerji maliyetindeki artışın daha büyük bir enerji yoksulluğu riskine neden olabileceği aktarıldı.
Hane halkı için ortalama enerji maliyeti artışları dünya ortalamasının üzerinde olan 19 ülke bulunduğuna işaret edilen makalede, bunların 16’sının üst orta ve alt orta gelirli ülkeler olduğu kaydedildi.
Makalede, Estonya, Polonya ve Çekya gibi 3 yüksek gelirli ülkedeki hane halklarının, enerji maliyetlerinde küresel ortalamanın üzerinde artışla karşı karşıya olduğu, bunun ülke ekonomilerinin temel olarak enerji yoğun endüstrilere nispeten yüksek seviyede bağımlı bulunmasından kaynaklandığı ifade edildi. Dünya genelinde birçok hükümetin artan enerji fiyatları karşısında önlemler aldığı aktarılan makalede, küresel enerji krizinin, fosil yakıtlara büyük ölçüde bağımlı enerji sisteminin enerji güvenliği risklerini artırdığını ve iklim değişikliğini hızlandırdığını hatırlatması gerektiği belirtildi.

Kaynak: AA

AB, Yenilenebilir Hidrojeni Tanımladı

Avrupa Komisyonu, AB’de yenilenebilir hidrojenin tanımlanmasına yardımcı olacak iki kanun açıkladı. AB tarafından ilk açıklanan kanun, hidrojen, hidrojen bazlı yakıtlar veya diğer enerji taşıyıcılarının hangi koşullar altında biyolojik olmayan yenilenebilir yakıtlar (RFNBO’lar) olarak kabul edilebileceğini tanımlayarak, AB’nin Yenilenebilir Enerji Direktifi’nde hidrojen için “ilave olma” ilkesini açıklığa kavuşturuyor. Ayrıca, hidrojen üretecek elektrolizörlerin yeni yenilenebilir elektrik üretimine bağlanması gerekecek.
Avrupa Komisyonu’na göre, bu yasa, yenilenebilir hidrojen üretiminin halihazırda var olana kıyasla şebekeye sunulan yenilenebilir enerji hacminde bir artışı teşvik etmesini sağlamayı amaçlıyor.  Kurallar, 1 Ocak 2028’den önce faaliyete geçecek hidrojen projeleri için “eklenebilirlik” gerekliliklerinin bir geçiş aşamasını öngörecek.
Ayrıca hidrojen üreticileri, 1 Ocak 2030’a kadar hidrojen üretimlerini sözleşmeli yenilenebilir enerji kaynaklarıyla eşleştirebilecekler. Ancak, Avrupa Komisyonu’na üye devletler, 1 Temmuz 2027’den itibaren zamansal korelasyon hakkında daha katı kurallar getirme seçeneğine sahip olacak. Yenilenebilir hidrojen üretme gereklilikleri, yerli üreticiler ve AB’ye yenilenebilir hidrojen ihraç etmek isteyen üçüncü ülkelerden gelen üreticiler için geçerli olacak.
Yetkilendirilmiş ikinci yasa, yukarı akış emisyonları, şebekeden, işlemeden elektriğin alınmasıyla ilgili emisyonlar ve bu yakıtların son tüketiciye taşınmasıyla ilişkili emisyonlar dahil olmak üzere, yenilenebilir yakıtlar için sera gazı emisyonlarının yaşam döngüsünü hesaplamak için bir metodoloji sunuyor.
Metodoloji ayrıca, fosil bazlı yakıtlar üreten bir tesiste ortak üretim olması durumunda yenilenebilir hidrojen veya türevlerinin sera gazı emisyonlarının nasıl hesaplanacağını da açıklıyor.

Kaynak: TEMİZENERJİ

Almanya ve Avusturya'dan Enerji İş Birliği

Almanya ve Avusturya, gelecekte doğal gazda bir kriz durumunda büyük gaz depolama tesislerinin ortak kullanımını için anlaşma imzaladı. Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Avusturya ile Haidach ve 7 doğal gaz depolama tesislerinin kullanımı ve doldurulmasında ortak sorumluluk üstlenmek için bir anlaşma imzalandığı belirtildi. Açıklamada, yeni anlaşmanın, Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck ve Avusturya İklim Koruma Bakanı Leonore Gewessler tarafından bugün Viyana'da imzalandığı ifade edildi.
Anlaşma ile iki ülke, “enerji yönlendirmesi veya gaz kıtlığı durumunda bile” gaz depolama tesislerindeki gaza erişim konusunda birbirlerine güvence verdi. Söz konusu doğal gaz depolama tesislerinde hedeflenen dolum miktarlarının sorumluluğu da gelecekte iki komşu ülke arasında paylaşılacak.
Avusturya Salzburg yakınlarındaki Haidach kasabasında bir yeraltı doğal gaz deposu ve anlaşmadaki diğer 7 doğal gaz depolama tesislerinde 5 milyar metreküpe kadar doğal gaz depolanabiliyor. Rusya-Ukrayna savaşı öncesi söz konusu tesisler Rus enerji şirketi Gazprom tarafından kullanılıyordu.

Kaynak: HABERTÜRK

Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı’ndan Uyarı

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, Çin’in tüketiminin artmakta olduğu ortamda göreceli olarak çok az yeni LNG'nin piyasaya gelmekte olduğuna işaret ederek gelecek yıl enerji arzında yetersizlik olabileceği uyarısında bulundu.
Avrupa hükümetlerinin enerji güvenliğini sağlamak adına geçen yıl pek çok doğru karar aldıklarını ifade eden Birol, ılıman geçen kışın ve Çin’deki zayıflığın etkisiyle bu kışın şanslı bir şekilde atlatıldığını belirtti.
Ancak gelecek kışın o kadar kolay geçmeyebileceği uyarısında bulunan Birol, bu yıl piyasaya ek 23 milyar metreküp LNG gelmesi beklendiğini ve bunun yüzde 80’inin Çin’e gitmesi büyük olasılık olduğunu vurguladı. Birol, “Avrupa yeterli LNG terminali inşa etmiş olsa bile, ithal edecek yeterli gazı bulamayabilir, bu nedenle Avrupa'da gelecek kış bu kış kadar kolay olmayacak. Rahatlamak ve kutlama yapmak için doğru zaman değil” dedi.

Kaynak: CNNTÜRK

HAFTANIN RAPORU

Hidroelektrik Enerjinin Değişen Rolü

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) yeni raporuna göre, enerji sektöründeki mevcut eğilimler, hidroelektrik enerjisinin rolünde değişikliklere yol açarak bu varlıkların tasarlanma, işletilme ve bakım yöntemlerinin ayarlanması ihtiyacını doğurdu. IRENA'nın hidroelektrik işbirlikçi çerçevesi bağlamında üretilen “Hidro Gücün Değişen Rolü: Zorluklar ve Fırsatlar" raporu hidroelektrik enerjisinin potansiyelinin nasıl gerçekleştirileceğine dair ortaya bir vizyon koyuyor. IRENA'ya göre, eğer dünya Paris Anlaşması’nda belirlenen iklim hedeflerine ulaşacaksa, hidroelektrik kurulu kapasitesinin 2050’ye kadar iki katına çıkması gerekiyor. Raporda, en olgun yenilenebilir teknoloji olmasına rağmen, hidroelektrik, yenilenebilir kaynakları en üst düzeye çıkarmak için üstesinden gelinmesi gereken birtakım zorluklarla karşı karşıya olduğunun altını çiziyor.

Raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK