SEKTÖRDEN HABERLER
“YEKDEM Güncellemesinde Son Aşamaya Gelindi”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) Abdullah Tancan Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında uygulanan alım fiyatlarında güncelleme yapılacağını açıkladı.

Abdullah Tancan Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği tarafından düzenlenen 6.Türkiye Jeotermal Kongresi açılışında yaptığı konuşmada çalışmada son aşamaya gelindiğini de belirtti. Güncellemenin günün koşulları, yeni maliyetler, uygulama sonuçları ve tüketicilerin katlanabileceği maliyetler gibi etkenlerin dikkate alınarak yapılacağını vurgulayan Bakan Yardımcısı Tancan, güncelleme ile tüm yenilenebilir enerji kaynaklarında yeni bir yatırım ivmesi oluşturmak istediklerini ifade etti.

Tancan sözlerinin devamında yenilenebilir enerjide kaynak ile birlikte teknolojinin de yerli olması gerektiğinin de altını çizdi. Bununla birlikte Abdullah Tancan jeotermal enerjinin sadece elektrik üretiminde değil diğer alanlarda kullanımının artmasını hedeflediklerini de kaydetti. Bu alanda da bir yasal düzenleme çalışmasında son aşamaya gelindiği bilgisini veren Abdullah Tancan, şehirlerin ısıtılması ile seracılık gibi tarımsal alanlarda da jeotermal enerjinin azami ölçüde kullanılmasını hedefleyen bu çalışmanın taslağının kısa süre içerisinde yayınlanacağı bilgisini paylaştı.

Kaynak: YEŞİLEKONOMİ

Tüketim Kademesi Nedeniyle Tüketicilerin Herhangi Bir Zararının Oluşması Mümkün Değildir

Bazı yazılı basın ve internet haber sitelerinde yer alan “yüksek kademeden faturalandırma nedeniyle depremzedelere astronomik faturalar gönderildiği” yönündeki haberler üzerine kamuoyunu ve tüketicileri doğru bilgilendirmek adına Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder) tarafından açıklama yapıldı. Açıklamada şöyle denildi:

“6 Şubat günü peş peşe gerçekleşen iki büyük deprem sonrasında yaşanan afet sürecinde gerek elektrik dağıtım gerekse görevli tedarik şirketleri, düzenleyici kurum tarafından belirlenen düzenlemelere uygun olarak çalışmalarını yürütmektedir. Bölgede görev yapan elektrik dağıtım ve görevli tedarik şirketleri, OHAL sonrasında çıkan karar ve düzenlemeleri de yakından takip etmekte ve yasal çerçeve içinde faaliyetlerini sürdürmektedir.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından yayımlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin “Sayaç okuma ve okuma bildiriminin içeriği” başlıklı 32’nci maddesine göre; dağıtım şirketlerinin, sayaçları düzenli okuma sorumluluğu bulunmaktadır. Depremden kaynaklanan olağanüstü koşullar nedeniyle okuma ve faturalama işlemleri bir süre ötelenmiş, sonrasında ise depremden direkt olarak etkilenmeyen il ve ilçelerde işlemler tekrar başlatılmıştır.

Buna göre okuma dönemindeki gün sayısından bağımsız olarak; mesken aboneleri günlük 8 kilovatsaate kadar, ticarethane aboneleri ise günlük 30 kilovatsaate kadar düşük enerji bedeli üzerinden hiçbir değişiklik yapılmadan faturalanmaya devam edilmektedir. Okuma dönemi boyunca günlük ortalama endeks değerleri kullanıldığından okuma döneminin uzaması nedeniyle tüketicilerin herhangi bir zararının oluşması mümkün değildir.

Uygulamayı bir mesken tüketicisi örneği üzerinden açıklamak gerekirse;

  • 25 günlük okuma döneminde toplam 250 kilovatsaat tüketmiş bir tüketicinin günlük ortalama tüketimi 10 kilovatsaattir. Buna göre ortalama günlük tüketimin ilk 8 kilovatsaati düşük tarifeden, kalan 2 kilovatsaati ise yüksek tarifeden hesaplanarak faturalanmaktadır.
  • 35 günlük daha uzun bir okuma döneminde ise toplam 350 kilovatsaat tüketmiş bir tüketicinin de günlük ortalama tüketimi 10 kilovatsaattir. Buna göre yine aynı yöntemle faturalama yapılmakta ve yine günlük tüketimin ilk 8 kilovatsaati düşük tarifeden, kalan 2 kilovatsaati ise yüksek tarifeden hesaplanarak faturalanmaktadır.
  • Her iki durumda da birim fiyatlar aynı kalırken sadece fatura tutarı, daha uzun okuma dönemi ve daha fazla tüketimden dolayı daha yüksek gerçekleşmektedir.

Yaşanan olağanüstü afet koşulları sonrasında operasyonların düzene girmesi sonucunda tüketiciler bundan sonraki süreçte eski okuma dönemlerine göre faturalarını alacaklardır.

Faturalara esas tutarlar, EPDK tarafından yayımlanan tarife tablolarında yer alan kilovatsaat cinsinden birim bedellerin fatura dönemi boyunca tüketilen elektrik miktarı ile çarpılması suretiyle hesaplanmaktadır. Söz konusu birim bedeller ile mesken ve ticarethane abonelerine uygulanan tüketim kademeleri 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren değiştirilmemiş ve sabit bırakılmıştır. EPDK tarafından belirlenen bedeller dışında eksik ya da fazla bir tutar tahakkuk edilmesi de mümkün değildir.”
“Konteyner ve Çadırlara Elektrik Faturası Düzenlenmesi Hiçbir Şekilde Söz Konusu Değildir”

Elektrik dağıtım hizmeti veren şirketlerin üye olduğu Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder), deprem bölgesinde konteyner kent ve çadır kentlere takılan elektrik sayaçlarının, şebekenin takibi ve işletilmesi amacına yönelik olduğunu, depremzedelere herhangi bir faturalandırma yapılmayacağını duyurdu. Elder’den yapılan açıklamada şöyle denildi:

  • Bazı gazete ve internet sitelerinde “Kahramanmaraş'ta depremzedelerin kaldığı çadıra 'elektrik sayacı' takıldığı ve sayaç takılmayan çadırlara elektrik yok iddiası” başlığı ile yer alan haberlerde yanıltıcı bilgiler bulunduğundan 21 dağıtım şirketinin çatı kuruluşu Elder olarak açıklama yapma gereği doğmuştur.
  • 6 Şubat tarihine meydana gelen depremler sonrasında elektrik dağıtım şirketlerimiz hem sahada hem de arama kurtarma çalışmalarında afetzedelerimizin yanında yer alarak, ağır hasar alan bölgenin yeniden ayağa kalkması için yoğun çalışma göstermiştir. Bu sırada her an ulaşılır olmak, olası sorunlara anında müdahale edebilmek için elektrik dağıtım şirketlerimiz AFAD kriz merkezlerinde 24 saat yönetici bulundurmaktadır.
  • Kriz merkezlerinin almış olduğu kararlar doğrultusunda depremzedeler için AFAD, kamu kurum ve kuruluşlar, STK ve vatandaşlarımız tarafından kurulan çadır kent ve konteyner kent gibi geçici barınma alanları için elektrik enerjisi talepleri dağıtım şirketleri tarafından karşılanarak elektrik verilmektedir.
  • Bu noktada önemle belirtmek isteriz ki, haberlere konu edilen çadır ve konteynerlere takılan sayaçlardan ölçülen elektrik tüketimi tamamen elektrik şebekesinin takibi ve işletilmesi amacı ile olup depremzedelere yönelik herhangi bir faturalandırma yapılması hiçbir şekilde söz konusu değildir.
Tesla, Türkiye’de Şarj Ağı Lisansı Aldı

Yakın bir gelecekte Türkiye pazarına girmeyi hedefleyen ABD'li elektrikli araç üreticisi Tesla, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'ndan (EPDK) şarj ağı işletmeci lisansı aldı. Böylece, Tesla'nın da arasında olduğu 119 şirket aldıkları lisanslar kapsamında ülke genelinde şarj istasyonları kurarak elektrikli araçlara şarj hizmeti sunma hakkını elde etmiş oldu. Bu kapsamda, tüm lisans sahibi şirketler gibi Tesla da Türkiye'de kuracağı şarj istasyonlarında tüm elektrikli araç modellerine hizmet verecek ve şarj hizmeti fiyatını birim enerji (kWh) bedeli üzerinden belirleyecek.

EPDK’dan yapılan açıklamada, Türkiye'de elektrikli ulaşım alanında yapılan düzenlemelerle dünyada ilk kez şarj ağı işletmeci tanımı mevzuat kapsamına alınarak ilgili tüzel kişiler lisanslandırıldığı ve yasal alt yapı oluşturulduğu aktarıldı.

Açıklamada, “Elektrikli araç şarj istasyonlarına ilişkin yapılan düzenlemeler gerek sektör temsilcileri gerekse yurt dışındaki Kurum ve Kuruluşlar tarafından ilgi ve beğeniyle karşılanmıştır. Yatırımcıların bu alana yoğun bir ilgisi gözlenmektedir. Elektrikli araç sahipleri, şarj ağı işletmeci lisansı sahibi tüzel kişilerin otoparklar, AVM'ler, benzin istasyonları gibi birçok noktada kuracakları şarj istasyonları ile oluşturacakları şarj ağlarından şarj hizmeti alabilecek ve artan akaryakıt fiyatları karşısında daha ekonomik bir seyahat yapabilecektir. EPDK'nın tüm paydaşlarla beraber sektörü ve pazarı geliştirme noktasında çalışmaları devam etmektedir” denildi.

EPDK açıklamasına göre, elektrikli araç kullanıcılarının şarj hizmeti alabileceği şarj noktaları incelendiğinde, bugün itibarıyla ticari olarak şarj hizmeti verilen 3 bin 728 adet şarj noktası bulunuyor. Bu kapsamda, Türkiye’deki şarj hizmeti verilen elektrikli araç şarj noktalarının 646’sını hızlı (DC) şarj, 3 bin 82’sini ise yavaş (AC) şarj noktaları oluşturdu.

2021’in sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı, toplam 7 bin 694 adede ulaştı. Satışlarda yaşanan önemli ivmelenmeyle 2022 yılı Aralık ayı sonu itibarıyla bu sayı toplamda 14 bin 896 adet oldu.

Açıklamada, EPDK tarafından verilen lisanslar ile şarj noktası sayısında ve elektrikli araç sayılarında artış yaşandığının gözlemlendiği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi: “EPDK tarafından halka açık şarj istasyonlarının coğrafi konumları, şarj ünitelerine ait soket sayıları, tipleri ve güçleri, ödeme yöntemleri, fiyat bilgileri ve müsaitlik durumlarının paylaşılacağı "Serbest Erişim Platformu"nda da son aşamaya gelinmiştir. Bahse konu platform çerçevesinde toplanacak bilgi ve veriler bir mobil uygulama üzerinden kamuoyu ile paylaşılacaktır. Bu uygulama ile birlikte elektrikli araç kullanan vatandaşlar dilediği noktaya sorunsuz ve konforlu bir seyahat gerçekleştirecektir. Böylelikle, elektrikli araçların çevresel avantajları dışında, gelişmiş teknolojik özellikleri de dikkate alınarak, araçların özelliklerine de uygun olacak şekilde elektrikli araç kullanıcıları açısından şarj hizmeti fiyatlarının anlık takibinin yapılabilmesi amaçlanmaktadır.”

Kaynak: HABERTÜRK

DÜNYADAN HABERLER
Avrupa Birliği Enerji Verimliliği Hedefini Yükseltiyor

Avrupa Birliği ülkeleri gerek 2050 karbon nötr hedefi kapsamında gerekse de Rusya’ya fosil yakıtlarda olan bağımlılığını azaltma hedefi kapsamında enerji verimliliği hedefini yükseltme kararı aldılar.

Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi tarafından dün sağlanan uzlaşmaya göre birlik üyesi ülkeler nihai enerji tüketimlerini 2030 yılına kadar 2020 yılına göre yüzde 11,7 oranında azaltacaklar. Bu hedef birliğin 2021 yılında belirlenen yüzde  9’luk hedefinin üstünde olurken komisyon tarafından geçtiğimiz yıl önerilen yüzde 13’lük hedef ile parlamento tarafından görüşmeler başladığında önerilen yüzde 14’lük hedefin altında kaldı. Bununla birlikte bu hedef bağlayıcı olmak ile beraber, birlik üyesi ülkeler bu hedefin altında olmamak şartıyla kendi ulusal hedeflerini belirleyebilecekler.

Uzlaşma kamu, özel sektör ve finans kuruluşları için de yükümlülükler getirirken, aynı zamanda ilk defa AB mevzuatında “enerji yoksulluğu” kavramı da eklenmiş oldu. Uzlaşma sonucunda güncellenen Yönerge kapsamında kamu kurumlarının her yıl enerji tüketimlerini yüzde 1,9 oranında düşürmeleri gerekecek. Bunun için kamu kurumlarının he tür ürün, hizmet, bina ve iş alımlarında enerji verimliliği gereklerinin dikkate alınması zorunlu olacak. Yönerge ile daha önce merkezi kamu kurumları için getirilen sahip oldukları binaların, yüzölçümüne göre yüzde 3’ünü her yıl yenileme şartı da yerel ve bölgesel kamu kurumlarına yönelik olarak genişletildi.

Yönerge ile özel sektör kuruluşları için de yeni enerji verimliliği yükümlülükleri getirildi. Buna göre yıllık enerji tüketimleri 85 Terajoule (TJ) seviyesini aşan KOBİ’ler de dahil olmak üzere üm işletmelerin enerji yönetim sistemi uygulaması zorunlu olacak. Enerji yönetimi sisemi uygulamayan ve yıllık enerji tüketimleri 10TJ’yi aşan tüm işletmeler ise enerji denetimine tabi tutulacaklar. Bununla birlikte yönerge ile ilk kez, büyük veri merkezlerine de enerji performansı raporlama zorunluluğu getiriliyor.

Yönerge Avrupa Birliği ülkelerine enerji verimliliğine yönelik finansman düzeyinin artması için politikalar geliştirme yükümlülüğü de getiriyor. Buna göre AB üyelerinin, ülkelerindeki finansal kuruluşları enerji verimliliği yatırımları için geniş ve ayrımcı olmayan teklifler sunmaları ile enerji verimliliği için yenilikçi finansman planları ve yeşil kredi ürünleri geliştirmeleri teşvik edecek düzenlemeler getirmeleri gerekecek. Ayrıca birlik üyesi ülkelerin her yıl enerji verimliliği yatırımlarının hacmini raporlama zorunluluğu da bulunacak.

AB ülkelerinin nüfusu 45 binin üzerinde olan büyük belediyelerde bölgesel ısıtma ve soğutma planlarını teşvik etmeleri de zorunlu olacak. Ülkelerin bu sistemlerin emisyon seviyelerine yönelik asgari şartları da her yıl yükseltilecek ve 2050 yılında AB sınırları içerisindeki tüm bölgesel ısıtma ve soğutma sistemlerinin tamamen karbonsuz olmaları gerekecek. Bununla birlikte 2030 yılına kadar doğal gaz kullanacak yeni yüksek verimli kojenerasyon birimleri için izin verilebilecek iken, herhangi bir başka fosil yakıtlı yeni sisteme izin verilmeyecek.

Yönerge ile AB mevzuatında ilk defa “Enerji Yoksulluğu” tanımı da yer aldı ve üye devletlere enerji yoksulluğundan etkilenen kişilere, güvencesiz müşterilere, dar gelirli hane halklarına ve sosyal konutlarda yaşayan kesimlere enerji verimliliği iyileştirme önlemlerinde öncelik sağlama zorunluluğu getirdi. Birlik ülkelerinin enerji yoksulluğunun etkilerini hafifletmek ve bu konumdaki müşterilere tek bir noktada teknik ve finansal destek sağlayacak kuruluşlar oluşturmak ve uzlaşmazlıkların mahkemeye gitmeden çözülmesi için mekanizmalar geliştirme yükümlülükleri de olacak.

Kaynak: YEŞİLEKONOMİ

ABD, Ağır Sanayiyi “Karbonsuzlaştırmak” için 6 Milyar Dolar Hibe Verecek

ABD'de, ağır sanayi sektöründe endüstriyel emisyonları azaltmak amacıyla 6 milyar dolarlık hibe programı açıklandı. ABD Enerji Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, hükümetin ağır sanayi sektörünü karbondan arındırma projelerini hızlandırmak ve Amerikalı üreticilere gelişmekte olan küresel temiz enerji ekonomisinde rekabet avantajı sağlamak için yaklaşık 6 milyar dolarlık bir fon sağladığı duyuruldu.

Programın, demir ve çelik, alüminyum ve çimento gibi karbondan arındırma teknolojilerinin büyük etkiye sahip olacağı yüksek emisyona sahip sektörlere ve diğer enerji yoğun endüstriyel sektörlere odaklanacağı belirtilen açıklamada, söz konusu sektörlerde “karbonsuzlaştırma” projelerinin devreye alınmasının 2050’ye kadar “net sıfır” hedefine ulaşmaya yardımcı olacağı ifade edildi.

Sanayi sektörünün ABD’nin karbon emisyonlarının yaklaşık 3’te 1’ini oluşturduğuna işaret edilen açıklamada, program kapsamında proje maliyetlerinin yüzde 50’sine kadar olan kısmının karşılanacağı kaydedildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen ABD Enerji Bakanı Jennifer Granholm, programın ülkenin ağır sanayisini karbondan arındırma yarışında “heyecan verici” bir adım olduğunu belirterek, “ABD’nin imalat sektörünün güçlü ve rekabetçi olmasını sağlarken, kirliliği büyük ölçüde azaltmaya yardımcı olacak” ifadelerini kullandı.

Kaynak: TEMİZENERJİ

Fransa’da Nükleer Santralde Çatlak Tespit Edildi

Fransız enerji sağlayıcısı EDF, Seine-Maritime bölgesindeki Penly 1 Nükleer Santrali'ndeki bir reaktörün acil durum su borusunda beklenenden daha büyük bir çatlak gözlemlendiğini açıkladı. Şirket tesisleri onarmak için stratejisini gözden geçirdiğini bildirdi.

Açıklamada, çatlağın tespiti üzerine söz konusu santral dahil birçok nükleer santraldeki reaktörlerin faaliyetinin güvenlik gerekçesiyle durdurulduğu belirtildi. Gözlemciye göre, reaktörün EDF'nin gerilim korozyonuna eğilimli olarak görmediği bir bölümünde meydana gelen ek gerilim korozyonu ile ilgili haberler, sahada beş aylık yoğun onarım çalışmalarının ardından geldi.

Dünyanın en büyük kamu kuruluşlarından biri olan şirket, geçen yıl geciken bakım programı ve stres korozyonu nedeniyle benzeri görülmemiş sayıda kesintiyle karşı karşıya kaldı ve nükleer üretimi 30 yılın en düşük seviyelerine indirdi. Aralık ayında EDF, aynı bölgede bulunan Penly 2 reaktörü de dahil olmak üzere, stres korozyonundan etkilenen birkaç reaktörünün yeniden başlatılmasını daha da geciktirmek zorunda kaldı.

Kaynak: REUTERS

Hidrojenden Elektrik Üretebilen Enzim Bulundu

Avustralyalı bilim insanları, havada bulunan hidrojenden elektrik üretebilen enzim buldu. Melbourne'deki Monash Üniversitesinden bilim insanlarının yaptığı araştırma, “Huc” olarak adlandırılan enzimin, havadaki hidrojen moleküllerini elektrik enerjisine dönüştürebildiğini ortaya koydu.

Araştırmacılardan Rhys Grinter, yaptığı açıklamada, “Huc” enziminin laboratuvar ortamında izole edilerek elektrik devresine yerleştirildiğinde elektrik üretilebileceğini keşfettiklerini söyledi. Havadaki hidrojen oranının düşük olmasından dolayı üretilen enerjinin yalnızca küçük elektrikli aletleri çalıştırabildiğini aktaran Grinter, “Daha büyük elektrikli aletlere yönelik enerji üretebilmek için harici hidrojen kaynağına ihtiyacımız var” ifadesini kullandı.

Grinter, henüz araştırmanın ilk aşamalarında olduklarını, ancak enzime daha yüksek miktarda hidrojen temin ederek daha çok elektrik enerjisi üretmenin mümkün olduğunu kaydetti. Potansiyel olarak, yakıt hücre gibi bir teknolojiyle, akıllı saat ve telefonlar için yeterli güç kaynağı oluşturulabileceğini aktaran Grinter, “Hayalimiz, havadan aldığı hidrojen ile kendi kendine yetebilen bir güç kaynağı üretebilmektir” yorumunu yaptı.

Grinter, sonraki aşamada hedeflerinin elektrik üretim kapasitesini artırmak ve enzimle çalışabilen bir cihaz dizayn etmek için mühendislerle çalışmak olduğunu vurguladı. Araştırma, Nature Dergisi’nde yayımlandı.

Kaynak: AA

HAFTANIN RAPORU

Oxford: Yenilenebilir Enerji ile Sermaye Maliyeti Düşüyor

Oxford Sürdürülebilir Finans Grubu tarafından yayımlanan Enerji Dönüşümü ve Değişen Sermaye Maliyeti: 2023 İncelemesi Raporu'na göre, daha yüksek güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesinin payına sahip yenilenebilir elektrik şirketleri, küresel ölçekte fosil yakıt odaklı emsallerine göre daha düşük öz sermaye ve borç maliyetine sahip.

Küresel olarak, yenilenebilir elektrik hizmetlerinin borç maliyeti, fosil yakıtlı elektrik hizmetlerine kıyasla daha düşük olduğu gözlemleniyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına odaklanan kuruluşların öz sermaye maliyeti de fosil yakıt kullananlara göre daha düşük kalıyor. Avrupa’da, düşük karbonlu elektrik şirketleri ile yüksek karbonlu emsalleri arasındaki öz sermaye maliyeti farkı zaman içinde genişliyor.

Oxford Sürdürülebilir Finans Grubu’nun raporuna göre, küresel çapta yenilenebilir enerji odaklı elektrik şirketlerinin borç maliyeti yüzde 6 iken, fosil yakıt şirketlerinin borç maliyeti yüzde 6,7 seviyesinde bulunuyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına odaklanan kuruluşların öz sermaye maliyeti yüzde 15,2 ile öz sermaye maliyeti yüzde 16,4 olan fosil yakıt odaklı kuruluşlara göre daha düşük düzeyde.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK