SEKTÖRDEN HABERLER
“Bor Karbür Tesisiyle Ülkemiz Dünyanın Sayılı Ülkeleri Arasına Giriyor”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Balıkesir’in Bandırma ilçesinde faaliyete geçirilen bor karbür yatırımına ilişkin, “Yıllık 1000 ton kapasiteye sahip bor karbür tesisiyle ülkemiz bu alanda dünyanın sayılı ülkeleri arasına giriyor. 4 ülke vardı bu ürünü üreten. Şimdi artık 5’inci ülke olarak Türkiye de var” dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Savunma Sanayii Başkanlığı iş birliğiyle, Eti Maden ve SSTEK şirketlerinin ortaklığında kurulan Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi’nin açılışı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı törenle Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Bandırma’daki yerleşkesinde gerçekleştirildi. Bakan Dönmez, Türkiye’nin ilk bor karbür tesisinin açılışında yaptığı konuşmada, 11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Depremlerde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa dileyen Dönmez, şöyle konuştu:
“Olayın meydana geldiği ilk günden bu yana devletimiz bütün imkanlarıyla yaraları sarmaya devam ediyor. Deprem felaketinin ilk gününden itibaren biz de çalışma arkadaşlarımızla sahadaydık. Bundan sonra da sahada vatandaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Depremin ardından elektrik ve doğal gaz iletim ve dağıtım hatlarındaki sıkıntıları ivedilikle giderdik hamdolsun. Elektrik ve gaz arzında an itibarıyla herhangi bir sıkıntımız söz konusu değil. Bölgedeki yeniden yapılanma çalışmaları kapsamında yeni kurulacak bölgelerin altyapı çalışmaları için gereken hazırlıklara da başladık. Yaşadığımız acı ve üzüntü bizlere daha fazla sorumluluk yüklüyor. Ülkemiz, memleketimiz, geleceğimiz için daha fazla çalışma, üretme, gayret etme sorumluluğunu üstleniyoruz. Daha iyisini ortaya koymak için dünkünden daha fazla çalışacağız. Yatırımlarla, projelerle ülkemizi ihya edecek, eskisinden daha güçlü bir şekilde yolumuza devam edeceğiz.”
Dönmez, enerji ve tabii kaynakların her alanında son 20 yılda ciddi ilerleme sağladıklarına değinerek, özellikle bor cevherinde yürüttükleri katma değerli ürün yaklaşımıyla bu ürünün değerini 2 bin kata kadar yükselten teknoloji ve Ar-Ge altyapısını kurduklarını vurguladı.
Türkiye'nin 100'den fazla ülkeye gerçekleştirdiği bor ihracatıyla dünya bor pazarında yüzde 63 paya ulaşarak lider durumda olduğunu anlatan Dönmez, şöyle devam etti:
“Geçtiğimiz yıl 2,6 milyon ton bor satışıyla kendi ihracat rekorumuzu yeniden kırdık. Ancak büyük ve güçlü Türkiye hedefiyle geleceğe yürüdüğümüz bugünlerde artık bunun da bir adım ötesine geçmek arzusundayız. Türkiye Yüzyılı, teknolojinin, sürdürülebilirliğin, kalkınmanın, istikrarın, bilimin ve üretimin de yüzyılı olacak.  Bizler de bu vizyona uygun bir şekilde enerji ve tabii kaynaklar alanındaki adımlarımızı atıyoruz. Bor cevherinde son dönemde yüksek katma değerli uç ürün üretme çalışmalarımıza ağırlık verdik. Bor karbür de bu anlayışımızın bir ürünü. Bor karbür, yüksek sıcaklığa dayanımı, sertliği, fiziksel mukavemeti düşük yoğunluğuyla, endüstriyel açıdan çok önemli bir malzeme. Savunma sanayisinde, nükleerde, metalürjide, otomotiv sektöründe ve aşınmaya dayanıklı mekanik parçaların üretiminde yaygın olarak kullanılıyor. Kullanıldığı sektöre ve değer zincirindeki yerine göre bor cevheri ham maddeden uç ürüne kadar değerini 2 bin kata kadar katlayabilen bir maden. Bor karbür tesisinden sonra devreye alacağımız lityum karbonat ve ferro bor tesisleriyle böylesine yüksek potansiyeli olan bir cevheri yüksek teknolojiyle işleyerek cevheri mücevher hale getirerek ihraç etmeye başlayacağız. Bugün açılışını yapacağımız yıllık 1000 ton kapasiteye sahip bor karbür tesisiyle ülkemiz bu alanda dünyanın sayılı ülkeleri arasına giriyor. 4 ülke vardı bu ürünü üreten. Şimdi artık 5'inci ülke olarak Türkiye de var. İleri teknoloji ürünlerde kullanılan bor karbürü kendi imkanlarımızla üreterek yeni bir dönemin kapısını aralamış oluyoruz.”
Bakan Dönmez, bor karbür tesisinde tam kapasite çalışmaya başladığında 279 kişinin istihdam edileceği bilgisini verdi. Bu tesisin ülke ekonomisine doğrudan yıllık 35-40 milyon dolar gelir sağlayacağını aktaran Dönmez, “Bor yatırımlarımız bor karbür tesisimizde sınırlı kalmayacak. Bu yıl içerisinde 700 ton üretim kapasitesine sahip iki yeni lityum tesisimizin de temelini atmayı hedefliyoruz. Yine bu yıl içerisinde geçtiğimiz yıl temelini attığımız ferro bor tesisimizi de hizmete alacağız. Diğer yandan nadir toprak elementleriyle ilgili çalışmalarımızı da bir yandan devam ediyor. Bu yıl pilot tesisimiz kısa bir süre içerisinde devreye girecek. Oradan elde edeceğimiz veriler tam kapasite çalışacak tesisimiz için referans niteliğinde olacak” ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

Deprem Bölgesindeki Bazı İllerde Elektrik ve Doğal Gaz Tahsilatı Ertelendi

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen bazı illerdeki tüketicilerin elektrik ve doğal gaz tüketimlerine yönelik tahakkuk ve tahsilat işlemleri 31 Mayıs'a kadar ertelendi. Konuya ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.
6 Şubat'ta meydana gelen depremler nedeniyle zarar gören bazı illerdeki tüketicilerin elektrik ve doğal gaz tüketimlerine yönelik tahakkuk ve tahsilat işlemlerinin ertelenmesine dair usul ve esaslar belirlendi.
Buna göre, Adıyaman Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerinin tamamı ile Gaziantep ilinin İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde bulunan faal veya kullanılabilir durumda olan iletimden bağlı elektrik tüketicileri, orta gerilimden bağlı sanayi abone grubundaki elektrik tüketicileri, orta gerilimden bağlı “kamu ve özel hizmetler ile diğer abone” grubundaki elektrik tüketicileri haricindeki elektrik tüketicilerine yönelik ilgili tedarik şirketleri tarafından gerçekleştirilen tahakkuk ve tahsilat işlemleri 31 Mayıs'a (bu tarih dahil) kadar ertelendi. Bu süredeki toplam elektrik tüketimine esas fatura bedeli, haziran ayı fatura ödeme döneminden itibaren gecikme zammı olmaksızın eşit taksitlerle 6 ayda tahsil edilecek. Bu işlemler, ilgili tedarik şirketleri tarafından başvuru şartı aranmaksızın yürütülecek.
Ayrıca, Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerinin tamamı ile Gaziantep ilinin İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde ilgili bölgelerin doğal gaz dağıtım şirketlerinden veya tedarik şirketlerinden doğal gaz temin eden tüm konut aboneleri ile yıllık tüketimi 100 bin standart metreküp ve altında olan diğer tüm tüketicilerin doğal gaz tüketimlerine ilişkin tahakkuk ve tahsilat işlemleri de 31 Mayıs’a (bu tarih dahil) kadar ertelendi.
Bu süredeki toplam doğal gaz tüketimine esas fatura bedeli haziran ayı fatura döneminden itibaren gecikme zammı olmaksızın eşit taksitlerle 6 ayda tahsil edilecek. Söz konusu işlemler ilgili doğal gaz dağıtım şirketleri ile tedarik şirketleri tarafından başvuru şartı aranmaksızın yürütülecek. Kamu tüzel kişiliğini haiz aboneler ve genel aydınlatma aboneleri bu karar kapsamı dışında tutulacak.
Elektrik tüketimlerine yönelik tahsilat ertelemelerinden kaynaklı finansman ihtiyacına yönelik finansman maliyeti, Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Elektrik ve Doğal Gaz Tüketim Bedelleri Tahakkuk ve/veya Tahsilatlarının Ertelenmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesinden karşılanacak.
Doğal gazda tüketimleri kapsamında ertelenen tutarlar kadar ilgili doğal gaz dağıtım şirketlerinin Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ’ye (BOTAŞ) yapacakları ödemeler de erteleme süresi boyunca ötelenecek ve bu tutar öteleme sonrasında gecikme zammı olmaksızın eşit taksitlerle 6 ayda BOTAŞ’a ödenecek. Söz konusu ertelemeden kaynaklı finansman maliyeti  de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesinden karşılanacak.

Kaynak: AA

Deprem Enerji Yatırımlarına 11,2 Milyar TL’lik Hasar Verdi

Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği 11 ilde bulunan enerji yatırımlarının gördüğü zarar belli oldu. Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adıyaman illeri başta olmak üzere bölgedeki elektrik dağıtım hat ve trafo merkezlerinde büyük ölçüde hasar oluştu.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığınca yayınlanan Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremler sonrasını analiz ettiği raporda, enerji kaymaklarının da etkilenmesi yer aldı. Deprem felaketi nedeniyle enerji sektöründe, 2,3 milyar TL’si kamuya ve 8,9 milyar TL’si özel sektöre ait olmak üzere toplam 11 milyar 243 milyon TL hasar oluştuğu tahmin ediliyor. Deprem sonucunda Türkiye Elektrik Anonim Şirketi'ne (TEİAŞ) ait 1.128 kilometre uzunluğundaki elektrik iletim hattını birbirine bağlayan 11 direk yıkıldı, toplam 4 bin 88 mega voltamper güce sahip trafo merkezi ve ekipmanında hasar meydana geldi.
Depremler sonrası yapılan ön çalışmalar neticesinde 11 ilde TEİAŞ'a ait elektrik iletim tesislerinde toplam 717 milyon TL, özel sektöre ait elektrik dağıtım tesislerinde ise toplam 7 milyar 867 milyon TL hasar oluştu.
Yaşanan depremler nedeniyle Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ'nin (BOTAŞ) doğal gaz iletim hatlarında, yaklaşık 20 farklı noktada patlama ve arıza meydana gelirken, bölgedeki doğal gaz dağıtım hatları ve tesislerinde de hasarlar tespit edildi.
BOTAŞ ve bölgede faaliyet gösteren ilgili dağıtım şirketlerinin hasar tespit çalışmaları neticesinde, doğal gaz iletim hatları ve tesislerinde 180,5 milyon TL, doğal gaz dağıtım hatlarında 646,4 milyon TL hasar meydana geldiği tahmin edildi.
Elektrik Üretim AŞ'ye (EÜAŞ) ait elektrik üretim tesislerinde santrallere ait bazı bina, trafo ve şalt sahalarındaki hasarın tahmini büyüklüğü de 517,5 milyon TL olarak hesaplandı. Özel sektör tarafından işletilen elektrik üretim tesislerindeki hasar ise 52,5 milyon TL olarak kayıtlara geçti. Bölgedeki bazı akaryakıt istasyonları ve depolama tesislerindeki hasarların yaklaşık 355 milyon TL olduğu saptandı.
Raporda, deprem bölgesinde 732 maden işletme izinli ruhsat bulunduğu, bunun 68'inin yer altı maden işletme yöntemiyle çalıştığı ve bölge genelinde madencilik faaliyetlerinde geçici duraklamalar söz konusu olduğu belirtildi.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) ait Adıyaman'da bulunan petrol üretim tesisindeki yapılarda ise 2,7 milyon TL hasar oluştuğu bildirildi. Böylece, ilk tespitlere göre enerji sektöründe toplam 11 milyar 243 milyon lira hasar oluştuğu hesaplandı.
Raporda, deprem bölgesinin güneş enerjisi potansiyeli bakımından Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu, rüzgar enerjisi açısından ise önemli potansiyellerin bulunduğu bilgisi paylaşıldı. Buna göre, toplam kurulu gücü 45 MW olan lisanslı güneş enerjisi santralleri, toplam kurulu gücü 924 MW olan rüzgar enerjisi santralleri ile toplam kurulu gücü 224 MW olan biyokütle ve atık ısı santralleri deprem bölgesindeki illerde yer alıyor.
Türkiye'nin 2053 yılı net sıfır emisyon hedefine ulaşabilmesi için önemli miktarda yeni güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesine ihtiyaç olduğu dikkate alındığında, verilecek özel teşviklerle güneş ve rüzgar enerjisi yatırımlarının söz konusu 11 ile yönlendirilmesinin bölgenin kalkınmasına destek sağlayacağı öngörülüyor.

Kaynak: ENSONHABER

Türkiye’de 2022’de Doğal Gazdan Elektrik Üretimi Yüzde 35 Düştü

Türkiye'nin elektrik üretiminde doğal gazın payı geçen yıl yüzde 22,4 olarak hesaplanırken üretim 71,9 teravatsaatle (TWh) bir önceki yıla göre yüzde 35 düşüş gösterdi.  Londra merkezli enerji düşünce kuruluşu Ember'in Türkiye Elektrik Değerlendirmesi 2023 raporuna göre, 2022’de Türkiye’nin elektrik üretiminde kullanılan doğal gaz miktarı bir önceki yıla göre yaklaşık 40 TWh geriledi. Söz konusu düşüşte, 2021’deki kuraklıktan sonra hidroelektrik üretiminin 10 TWh ve kömürden elektrik üretimin 10 TWh artış göstermesi etkili oldu. Ayrıca, elektrik talebindeki 9 TWh’lik azalış da doğal gazdaki düşüşte rol oynadı.
Türkiye'nin elektrik üretiminde doğal gazın payı geçen yıl yüzde 22,4 olarak hesaplanırken, üretim 111,2 TWh’den 71,9 TWh’ye geriledi. Rapora göre, Türkiye'de aylık elektrik talebi ise geçen yılın ikinci yarısından bu yana düşüş gösteriyor. Geçen yıl ocak ayında İran kaynaklı doğal gaz kesintisi nedeniyle santrallere sağlanan akışın azalması hidroelektrik santrallerinin rolünü ön plana çıkardı. Bu dönemde, doğal gaz kaynaklı elektrik üretiminin düşmesi batarya görevi gören hidroelektrik santrallerinin üretimlerini iki katına çıkarması sayesinde telafi edildi.
Özellikle büyük barajlara sahip hidroelektrik santrallerinin üretimini hızla artırma ve azaltabilme esnekliğine sahip olduğuna dikkat çekilen raporda, bu santrallerin diğer enerji kaynaklarını telafi ederek Türkiye'nin enerji dönüşümünde önemli rol oynayabileceği belirtildi.
Rapora göre, Türkiye'de geçen yıl rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesinde yaklaşık 2,4 gigavatlık artış gerçekleşti. Rüzgar ve güneşin elektrik üretimindeki payı 2021'de yüzde 13,5 iken, geçen yıl elektrik talebindeki düşüşün de etkisiyle yüzde 15,5'e ulaşarak kısıtlı da olsa artışını sürdürdü.
Türkiye, geçen yıl elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 11'ini rüzgardan karşıladı. Bu oran Fransa'da yüzde 8 ve İtalya'da yüzde 7 olarak gerçekleşti. Öte yandan, güneş enerjisinden elektrik üretimi ise Türkiye'nin potansiyelinin altında kaldı. Ülkede güneşin elektrik üretimindeki payı geçen yıl yüzde 4,7 oldu. Türkiye'ye kıyasla çok daha az güneş alan Polonya’da bu oran yüzde 4,5, Ukrayna’da ise yüzde 4 oldu.
Ayrıca, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2023 yılına ilişkin enerji planında yer alan güneş kapasitesine atıfta bulunulan raporda, bu hedeflere ulaşabilmek için her yıl eklenecek güneş kapasitesinin üç kat artması gerektiği belirtildi.
Raporda, Türkiye’nin elektrik üretimi için kömür ithalatına geçen yıl 5,3 milyar dolar ödediği ifade edildi. Bu rakam, bir önceki yıl 2,5 milyar dolar olarak kayıtlara geçmişti. Tüm zamanların en yüksek kömür ithalatının yapıldığı 2022'de Rusya, Kolombiya'yı geçerek Türkiye’nin en büyük kömür tedarikçisi oldu.
Türkiye, geçen yıl kömür ithalatının yarısına yakınını Rusya'dan tedarik etti, bu oran önceki yıl yüzde 26 seviyesindeydi. İthal kömürün Türkiye'nin elektrik üretimindeki payı geçen yıl yüzde 20 olarak belirlendi, bu oran 2010'da yüzde 7 seviyesindeydi.
Ember Bölge Lideri Ufuk Alparslan, rapora ilişkin değerlendirmesinde, Türkiye’de kömürden elektrik üretiminin büyük kısmının ithal kömürden sağlandığını belirterek, “İthal kömüre olan bu bağımlılık 2022 yılında rekor kömür ithalatına neden oldu. Türkiye’nin bunu durdurmak için özellikle güneş gibi potansiyelini yeteri kadar kullanmadığı temiz enerji kaynaklarına yönelmesi gerekiyor” ifadesini kullandı.

Kaynak: HABERTÜRK

VEDAŞ, Temiz Enerjiye Yönelik Yatırımlarını Sürdürüyor

Vangölü Elektrik Dağıtım AŞ (VEDAŞ) bölge halkına kesintisiz enerjinin verilmesinin yanı sıra çevrenin korunmasına yönelik yatırımlarını da sürdürüyor. VEDAŞ'tan yapılan açıklamada, 2050'ye kadar net sıfır karbon emisyonu hedefine odaklanan şirketin, 2030'da bunun yüzde 50'sini yakalamayı hedeflediği belirtildi.
Çevre etmeninin VEDAŞ'ın yenilikçi ve Ar-Ge çalışmalarının temelini oluşturduğuna yer verilen açıklamada, bu amaçla dağıtım ve güç transformatörlerinde yalıtım malzemesi olarak trafo yağı yerine R410A gazın kullanılması Ar-Ge Projesi'nin, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu AR-GE Komisyonu tarafından 2021 başvuru döneminde oy birliğiyle kabul edildiği vurgulandı.
VEDAŞ AR-GE personelleri önderliğinde 10 Şubat 2022’de çalışmalarına başlanan projenin, Grid İnovasyon Yazılım Teknolojileri AR-GE personelleri, OMÜ akademisyenleri ve Best Trafo AŞ Ar-Ge personellerinden oluşan güçlü ekiple 21 Şubat 2023'te tamamlandığı belirtilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
"Proje ile ülkemizde ve Avrupa'da ilk defa gaz yalıtımlı transformatörlerin tasarımı ve imalatı gerçekleştirilmiştir. Gaz yalıtımlı şalt tesislerinin ülkemizde imal edilebilmesi için gerekli olan bilgi birikimi sağlanmıştır. Bu teknolojiye günümüzde sadece Japonya'da rastlanmaktadır. Projemiz ile milli kaynakların verimli kullanılması ve trafo üretim maliyet girdilerinin azaltılması hedeflenmiş ve başarılmıştır. Ayrıca, pahalı, yanıcı bir madde olan ve madeni yağ sınıfına giren trafo yağı yerine daha kararlı, yanıcı olmayan ve hafif bir gaz olan R410A gazının trafolarda kullanılması sağlanmıştır. Projenin ilk prototip ürünü olan 50 kVA'lık test transformatöründe yağ kullanımı yerine gaz kullanarak soğutma amaçlı kullanılan izolasyon malzeme maliyetini ve ağırlığını yaklaşık yüzde 90 oranında azaltmıştır. Daha hafif ve kararlı olan bu gaz yalıtımı sayesinde yağ kirlenmesi ve delinmesi kaynaklı bakım maliyetlerinin önüne geçilmiş olup, trafo maliyetlerinde ciddi oranda bir azalma öngörülmektedir. Trafo yalıtım malzemesi olarak R410A gazının kullanılması ekonomik, en uygun tasarım, hafiflik, bakım giderlerinin düşürülmesi gibi birçok avantajı da beraberinde getirecektir."

MEDAŞ ile KTÜ, Mesleki Eğitim İş Birliği Protokolü’ne İmza Attı

Şirket bünyesinde birçok gence istihdam sağlayan her zaman gençlerin yanında olduğunu gösteren Meram Elektrik Dağıtım AŞ, Konya Teknik Üniversitesi ile mesleki eğitim iş birliği protokolü imzaladı.
Protokol ile elektrik ve enerji alanında öğrenim gören öğrencilere haftada iki gün Konya MEDAŞ Merkez işletmelerinde mesleki bilgi ve becerilerini geliştirebilmeleri için teorik ve uygulamalı eğitimler verilecek. Bu eğitimler kurs, seminer ve saha uygulama faaliyetleri ile desteklenecek. Bu uygulamalarla amaç, öğrencinin teoride aldığı eğitimin sektördeki pratiğine uygunluğunu görerek gelişen yeni teknolojilerle, ilgili alanların gelişimine katkı sağlamak.
Programdan mezun olan öğrencilerin mezuniyetleri sonrasında yapılacak olan yeterlilik testleri ile MEDAŞ hizmet alanındaki 6 ilde istihdamlarına öncelik verilecek.

DÜNYADAN HABERLER
AB Elektrik Piyasası için Reform Teklifi Verildi

Avrupa Birliği (AB), tüketicileri fiyat artışlarından korumak için elektrik piyasası kurallarını değiştirmeye ve sabit fiyatlı elektrik sözleşmeleri kullanımını yaygınlaştırmaya yönelik reform teklifi hazırladı.
AB Komisyonu, yenilenebilir enerji kaynaklarını artırmak, tüketicileri korumak ve sanayinin rekabet gücünü artırmak için reform teklifini açıkladı. Buna göre;

  • AB'nin elektrikle ilgili düzenleme, yönetmelik ve kuralları değiştirilecek.
  • Fosil yakıt dışındaki kaynaklardan elektrik üretenlerle daha uzun vadeli sözleşmeler yapılması teşvik edilecek. Doğal gazla rekabet edebilmek için sisteme daha temiz ve esnek çözümler getirilecek. Fosil yakıtların tüketicilerin elektrik faturalarına olan etkisi azaltılacak.
  • Yenilenebilir enerji kaynaklarındaki düşük maliyetin tüketicilere yansıması sağlanacak.
  • Elektrik piyasasının şeffaflığı ve bütünlüğü artırılacak. Avrupa toptan enerji piyasalarında açık ve adil rekabet canlandırılacak.
  • Avrupa sanayisinin, karbondan arındırması ve yeşil dönüşümü için yenilenebilir, fosil dışı ve uygun fiyatlı elektrik kaynağına erişimi sağlanacak. Yenilenebilir ve fosil dışındaki elektrik üretiminde daha fazla fiyat istikrarı sağlanacak. Fiyat istikrarından tüketici ve tedarikçiler faydalanabilecek.
  • Tüketicilere, aşırı riskler ve oynaklığı önlemek için güvenli ve uzun vadeli fiyatları sabitleme seçeneğine sahip sözleşmeler sunulacak. Bu sözleşmeler daha anlaşılır bir dille hazırlanacak. Elektrik tedarikçilerinin fiyat risklerini sabit sözleşme kapsamındaki hacimler ölçüsünde yönetecek.
  • Kriz durumunda üye ülkeler hane halkı ve KOBİ'lere uygulanan elektrik fiyatlarını düzenleyebilecek. AB ülkelerinde yoksullar elektrik kesintisine karşı korunacak.
  • Tüketiciler rüzgar veya güneş enerjisine yatırım yapabilecek. Çatılardaki güneş panellerinden üretilen elektrik sadece tedarikçilere değil komşulara da satılabilecek.
  • Üye ülkelerin fosil kaynaklar dışında elektrik üretimini artırmak için hedefler belirlemesi ve elektrik depolama için programlar hazırlaması gerekecek.
  • Elektrik sistem operatörleri yoğun saatlerde talep düşürecek önlemler alabilecek.
  • AB sanayisinin rekabet gücünü artırmak için elektrikte istikrarsız fiyatlara maruz kalması önlenecek. Bu çerçevede, şirketlerin uzun vadeli enerji satın alma anlaşmaları yapmaları kolaylaştırılacak.
  • Firmaların, doğrudan enerji tedariklerini kurmaları ve yenilenebilir enerjiyi daha istikrarlı fiyatlarla kullanmaları sağlanacak.
  • Rüzgar, güneş, jeotermal, hidroelektrik ve nükleer kaynaklardan elektrik üretimine yönelik yeni yatırımlar için kamu desteği, sözleşmenin açılış ve kapanış fiyatları arasındaki farkın kar veya zarar olarak ödenmesine yönelik fark sözleşmeleri yapılacak. Üye ülkeler bu alandaki ek gelirleri tüketicilere yönlendirecek.
  • Elektrikte fiyatları sabitleyen uzun vadeli sözleşmelerle piyasanın likiditesi artırılacak. Böylece tüketici ve tedarikçinin aşırı değişken fiyatlara karşı korunması sağlanacak.
  • AB Enerji Düzenleyicileri İş Birliği Ajansı ve ulusal düzenleyiciler, enerji piyasasının bütünlüğünü ve şeffaflığını sağlama konusunda daha geniş yetkiye sahip olacak.

Mevcut sistemde AB'deki toptan elektrik fiyatı, toplam elektrik talebini karşılamak için ihtiyaç duyulan son üretici tarafından ve genellikle hızla devreye alınabilen doğal gaz santrallerince belirleniyor. Geçen yıl yaşanan enerji krizinde doğal gaz fiyatlarındaki hızlı yükseliş bu piyasanın dengesini bozmuş, elektrik fiyatlarında rekor yükselişler görülmüştü. Planlanan elektrik piyasası reformunun hayata geçmesi için Avrupa Parlamentosu (AP) ve üye ülkeler tarafından onaylanması gerekiyor. Fransa ve İspanya gibi ülkeler elektrik piyasasında geniş ölçüde reform isterken, Almanya'nın başını çektiği bir grup ülke ise buna karşı çıkıyor. AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen de konuyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Elektrik piyasası reformumuzun merkezinde tüketiciler yer almaktadır” ifadesini kullandı. Von der Leyen, hazırladıkları reformun, doğal gazın elektrik faturaları üzerindeki etkisini azaltacağını ve düşük maliyetli yenilenebilir enerjinin faydalarını tüketicilere yansıtacağını belirtti.

Kaynak: AA

Biden’ın Temiz Enerji Planı Avrupa’yı Endişelendiriyor

ABD Başkanı Joe Biden’ın temiz enerjiye destek planı, şirketleri ve yatırımı Avrupa’dan uzaklaştırabileceği için Avrupalı siyasetçileri endişelendiriyor.
ABD Enflasyon Azaltma Yasası, iklim ve enerji politikalarına 369 milyar dolar gibi dudak uçuklatan bir rakam vaat ediyor. Bu pakette, yeni elektrikli araç alan tüketicilere vergi teşvikleri gibi pek çok cazibe unsuru var. Avrupalı yetkililer, bu yasanın Avrupalı şirketleri teşviklerden yararlanmak için rotayı Amerika’ya çevirmeye yönlendirmesinden kaygı duyuyorlar.
Düşünce Kuruluşu Bruegel’den Maria Demertzis konuyla ilgili şu açıklamada bulunuyor: “Burada iki nokta var. Birincisi, söz konusu yasa uluslararası ticaret kurallarını ihlal ediyor. İkincisi, rekabete sekte vurabilecek bir durumla karşı karşıyayız.”
ABD Ticaret Bakanlığı’ndan bir sözcünün cevabı ise şöyle: “Şimdiye kadar ticari ortaklarımızdan hiçbirisi, bu yasayla ilgili olarak ABD’yi Dünya Ticaret Örgütü’ne şikayet edeceğine dair kamuoyuna bir açıklamada bulunmadı. Enflasyon Azaltma Yasası, temiz enerjiye ve yeşil teknolojiye tarihi bir yatırımı temsil ediyor. Diğer ülkelere de ABD’nin izinden gitmelerini ve benzer yasalar ortaya koymalarını tavsiye ediyoruz.”

Kaynak: FORTUNETURKEY

Almanya’dan Güneş Enerjisi Kurulumlarını Hızlandıracak Yeni Strateji

Federal Ekonomi ve İklim Eylem Bakanlığı (BMWK), güneş enerjisi kurulumlarını hızlandırmak için güneş enerjisi stratejisini açıkladı. Federal Ekonomi ve İklim Eylem Bakanlığı’ndan (BMWK) elde edilen veriler, 2022 yılı sonunda Almanya’da yenilenebilir enerjiden toplam 142 GW elektrik üretim kapasitesi kurulduğunu gösteriyor. Güneş panelleri ise bu kurulumda yüzde 47’lik bir paya sahip oldu.
Almanya’nın 2030 hedefine ulaşması için yıllık PV kurulumunu 2022’de 7 GW’den önümüzdeki birkaç yıl içinde 22 GW’ye çıkarması gerekiyor. BMWK bu hedefe ulaşmak için bir dizi plan açıkladı. Plana göre sübvanse edilmemiş açık alan sistemlerinde kademeli bir artış olacağından, 2026’dan itibaren yılda yaklaşık 11 GW yere monte PV sisteminin eklenmedi hedeflendi. Buna göre, önümüzdeki yıllarda genişlemenin yarısı açık alanlarda olacak.
BMWK, 2026’dan itibaren yılda yaklaşık 11 GW fotovoltaik çatı sistemi eklemeyi hedeflerken, gelecekteki genişlemenin yarısı çatı alanlarında veya binaya entegre edilmelidir. BMWK, daha fazla vatandaşı enerji geçişine katılmalarını sağlamak için fotovoltaik çatı sistemlerini kullanmaya teşvik etme planlarını belirledi ve 100 kW’tan büyük sistemler için kiracı elektrik ek ücretinin talep edilebileceğini ekledi. Geçen yıl, artan fiyatlar arasında elektrik tüketicilerinin üzerindeki yükü hafifletmek için EEG yenilenebilir ek ücretini de kaldırdı. BMWK, PV elektriğinin çok fazla bürokrasi olmaksızın apartman veya bina sahipleri ve kiracılar tarafından çeşitli şekillerde kullanılabileceğini öngörüyor.
Diğer önlemler arasında, takılabilir güneş enerjisi cihazlarının basitleştirilmiş kullanımı, konut sakinlerinin bunları şebeke operatörüne haber vermeden kullanmasına olanak sağlanması yer alırken, BMWK takılabilir güneş enerjisi cihazlarının kullanım eşiğini 600 W’tan 800 W’a çıkarmayı önerdi.
Daha önce başlatılan rüzgâr türbinlerinin planlanması, onaylanması ve inşa edilmesinde enerji şirketlerine yönelik bir finansman programının fotovoltaik panelleri de kapsayacak şekilde genişletileceğini açıkladı.
BMWK, daha vasıflı işçiler istihdam etmek için güncel eğitim sağlamak üzere birçok ortakla ve Almanya Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı ile birlikte çalışacağını açıklarken, daha fazla yabancı vasıflı işçinin istihdam edileceğini belirtti.

Kaynak: TEMİZENERJİ

Yağmur Damlalarından Elektrik Üreten Yapay Yapraklar

İtalya’daki araştırmacılar, yağmur damlalarından veya rüzgardan elektrik üretmek için bitkilerin içine yerleştirilebilecek yapay bir yaprak tasarladılar.
IEEE Spectrum tarafından yayımlanan bir rapora göre, bu yapay yapraklar LED ışıkları yakmak ve kendi kendine güç sağlamak için yağmurlu veya rüzgarlı koşullarda son derece iyi çalışıyor.
İtalya’nın Cenova kentindeki İtalyan Teknoloji Enstitüsü’nde (IIT) bir araştırmacı olan Fabian Meder, sistemin bitki sağlığını gözlemlemek veya iklim koşullarını izlemek için tarımsal uygulamalar ve uzaktan çevresel izleme için yararlı olabileceğini söyledi. Sistem, gerçek bitkilerin içine yapay yapraklar eklenerek çalışıyor. Meder, “Yapraklar rüzgarda hareket ettiğinde, iki yüzey birbirine değiyor ve tekrar ayrılıyor, bitki yaprağı kütikülünde ve cihazımızda statik yükler oluşturuyor. Bu yükler, bir akım oluşturdukları bitkinin iç hücresel dokusuna indükleniyor. Bu akımı bitki dokusuna yerleştirilen bir elektrotla toplayabiliriz” diyor.
Rüzgardan elektrik üretmek için benzer teknik kullanan yapay yapraklar var, ancak yağmur damlalarından enerji elde etme süreci oldukça yeni. Araştırmacılar, yapay yaprak sistemlerini canlı bir zakkum bitkisinin yapraklarına yerleştirdi ve enerji üretme yeteneğini değerlendirdi. Sonuçlar, tek su damlalarının 40 volt ve 15 mikroamperin üzerinde voltaj ve akım tepe noktaları oluşturabileceğini ve 11 LED ışığı çalıştırabileceğini gösterdi.
IIT’den Barbara Mazzolai, “Sonuçlar, cihazla – ayrı ayrı veya aynı anda – rüzgâr ve yağmur enerjisi toplamanın mümkün olduğunu ortaya çıkardı – onu çok işlevli bir enerji toplayıcı veya kendi kendine çalışan bir sensör haline getirdi” dedi. Mazzolai, ayrıca, bu enerji toplama sisteminin diğer benzer modellere kıyasla en büyük avantajının, ıslak koşullarda daha fazla elektrik üretebilmesi olduğunu açıkladı.

Kaynak: DIGITALAGE

HAFTANIN RAPORU

Yenilenebilir Kaynaklar Daha Güvenli Bir Geleceğin Anahtarı

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) yayınladığı Sentez Raporu’na göre (SYR), fosil yakıtlara olan bağımlılıktan dolayı insan kaynaklı emisyonlar gezegene zarar veriyor ancak yenilenebilir enerji kaynakları ve diğer azaltım eylemleri konusunda hızla atılacak adımlarla dirençli ve yaşanabilir bir gelecek hala mümkün. Raporda sera gazı emisyonlarını azaltmak ve insan kaynaklı iklim değişikliğine uyum sağlamak için birden fazla, uygulanabilir ve etkili seçenek olduğunu ve bunların şu anda mevcut olduğuna işaret ediliyor.
Rapor, iklim etkilerinin daha önce bilinenden daha düşük sıcaklıklarda dahi çok daha sert vurduğunun ve hükümetlerin Paris Anlaşması’ndaki 1,5°C hedefini takip etmelerini hayati önem sahip olduğunun altını çiziyor.  1,5°C hedefinin tutturulması için önümüzdeki yıllarda yapılması gereken emisyon azaltımı bu rapor ile güncelleniyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK