
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Haber Global ekranlarında canlı yayın konuğu oldu. Gündeme ilişkin açıklamalar yapan Bakan Dönmez'in müjdeleri de vardı.
Konutlarda doğal gazın ücretsiz doğal gaz kullanımı hakkında da bilgi veren Bakan Dönmez, “24 Nisan itibarıyla sistemde bazı yazılım değişikliklerine ihtiyacımız olduğu için 1 hafta kadar okuma yapmadık. Mayıs başı itibarıyla faturalar çıktı. Türkiye'deki abonelerin ilk faturaları bu ayın sonuna kadar gidecek. Her vatandaşımız bundan yararlanmış olacak. Bu 1 yıllık desteklemenin toplam tutarı 40 milyar lira olacak” değerlendirmesinde bulundu.
Petrol ve doğal gaz aramalarına yönelik çalışmalar hakkında da bilgi veren Bakan Dönmez şunları söyledi: “Karadeniz'de çalışmalar devam ediyor, edecek. Yeni sahalarda keşif amaçlı sondajlarımızı da yapacağız. Ağırlıklı olarak Zonguldak açıklarında çalışıyoruz. Ordu açıklarındaki sismik çalışmalarımızı tamamladık. Bir sondaki aşamada Doğu Karadeniz'e gideceğiz. Orada petrol bulma ihtimalimiz var. Trabzon-Rize açıklarında bir sondajımız daha olacak. Batı'dan Doğu'ya potansiyel görülen her yere girilecek. Gabar'daki çalışmalarımıza 4 yıl önce başladık. Dünyanın en kaliteli petrolü Gabar'da çıktı. Niçin son yıllara kaldı? Bunun seçim yatırımıyla bir ilgisi yok. Son 5-6 yıldır bu bölgedeyiz, terör nedeniyle daha evvel giremedik. Biz şimdi oralara güvenli bir şekilde gidebiliyoruz. Terör faaliyetlerinin sadece ülkeyi bölmek için değil, yer altı kaynaklarının kullanımına engel olmak için de olduğunu görüyoruz. Biz yeni keşiflere de imza atabiliriz Cudi ve Gabar'da.”
Enerjinin bugün hava, su kadar önemli olduğuna işaret eden Dönmez, “Enerjisiz hayatı sürdürmek mümkün değil. 1986'da almaya başladık Rusya'dan gazı. Biz Türk Akımını yapmamış olsaydık, gazı Karadeniz'in altından Rusya'dan direkt almamış olsaydık problemle karşı karşıya kalabilirdik. Türkiye bugüne kadar başlamış olduğu her projeyi zamanında bitirdi. Yerli gazımız arz güvenliğimizi güçlendirmiş oldu. Üretilebilecek fazla gazın yurt dışı pazarına satışıyla ilgili bir fırsat da elde etmiş olduk” değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: HABERGLOBAL

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz depolamalı rüzgar enerjisi santrali (RES) ve güneş enerjisi santrallerindeki (GES lisans süreçlerine ilişkin gelişmeleri değerlendirdi. EPDK'nin, 19 Kasım 2022 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ikincil mevzuat değişikliklerinin ardından depolamalı elektrik üretimi kapsamında başvuruları almaya başladığını anımsatan Yılmaz, 6 ayda kuruma 252 bin MW’yi aşan depolamalı RES-GES yatırımı başvurusu yapıldığını aktardı.
Yılmaz, Türkiye elektrik kurulu gücünün yaklaşık iki buçuk katı ölçeğindeki başvuruların 270 milyar doları bulan yatırım talebine karşılık geldiğini vurgulayarak, mevcut kapasite dikkate alındığında 40-45 milyar dolarlık bir yatırımın sahaya yansıyacağını ifade etti. Yılmaz, son kurul toplantısında, 974 MW kapasiteli 11 RES, 500,29 MW kapasiteli 9 GES olmak üzere toplam 1474,29 MW kurulu gücündeki depolamalı RES ve GES için ön lisans verdiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Bugüne kadar toplamda 120 projeye 9 bin 514 MW ön lisans vermiş olduk. Bunun 5 bin 603 megavatı rüzgar enerjisi ve 3 bin 911 MW’ı da güneş enerjisi santral yatırımları. 68'i RES ve 52'si GES. Enerji sektörü Türkiye Yüzyılı'na hazır. Depolamalı RES-GES yatırımlarında rekor bekliyoruz. Başvurularda zaten bunu net şekilde görmüştük. Kurulumuzun verdiği depolamalı ön lisans kurulu gücü 9 bin 500 MW’yi geçti. Bu, sahada 18 milyar dolar düzeyinde yatırım anlamına geliyor. Kurum olarak verdiğimiz ön lisanslar her hafta artacak."
Depolamalı RES ve GES yatırımları için saha çalışmalarının özellikle Karaman, Tekirdağ, Kırklareli, Antalya gibi farklı illerde yoğunlaştığını ifade eden Yılmaz, "Bu illere önümüzdeki süreçte yenileri de eklenecek. Yatırımcılarımız için elbette siyasi ve ekonomik istikrar hayati önem taşıyor. Kamu-özel sektör işbirliğiyle Türkiye'nin dört bir yanını depolamalı RES-GES'lerle donatacağız. Depolamalı RES ve GES tesisleri ile Türkiye yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından azami düzeyde yararlanacak, ayrıca depolama sistemleriyle yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı santrallerin de baz yük santralleri gibi çalışarak tedarik sürekliliği sağlanacak" değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: DÜNYA

Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol, katıldığı G-7 zirvesinde devlet başkanlarıyla yapılan toplantıyı ve temiz enerji alanında çizilen yol haritasını Bloomberg HT'ye değerlendirdi.
Zirvede temiz enerjiye geçiş sürecini ve Türkiye'nin temiz enerji potansiyelini değerlendiren Birol nükleer enerjinin Türkiye için olmazsa olmaz olduğunu vurguladı.
Birol, “Bu G-7 zirvesi diğer G-7 zirvelerinden biraz farklıydı. Bunun sebebi G-7 ülkelerinin dışında Hindistan Başbakanı, Brezilya Cumhurbaşkanı, Endonezya Cumhurbaşkanı ve beş altı tane daha önemli gelişmekte olan ülkelerin devlet başkanları geldiler. Ben burada yaptığım konuşmada devlet başkanlarına şu anda enerji piyasalarındaki durum nedir? Temiz enerjiye geçerken dünyanın kaydettiği hız nedir? Hangi enerji teknolojilerinde büyük bir gelişme görüyoruz? Son olarak özellikle gelişmekte olan ülkeler temiz enerji teknolojilerinde gelişmiş ülkelere nasıl ayak uydurabilirler, nasıl mekanizmalar geliştirebilirler? Bunları anlattım” dedi.
Özellikler son bir yıl içerisinde dünyadaki temiz enerji teknolojilerinde yaşanan büyüme baş döndürücü büyüklükte olduğunu dile getiren Birol sözlerine şöyle devam etti:
“Güneş enerjisinin kapasitesi sadece bir yıl içerisinde yüzde 40 arttı. Bu şimdiye kadar görmediğimi olağanüstü bir rekor. Elektrikli arabalar sektöründe ise iki sene önce dünyada satılan her 25 arabadan biri elektrikli arabaydı. Bu sene her beş arabanın bir tanesi elektrikli araba oldu. Başka temiz enerji teknolojilerinden nükleerde de muazzam bir büyüme görüyoruz. Bu gelişmeleri dünyanın önde gelen devlet başkanlarıyla paylaştım. Bunun üzerinde konuşmalar, tartışmalar oldu. Bunun neticesinde devlet başkanları bir araya gelerek sonuç bildirgesinde belirttikleri gibi Uluslararası Enerji Ajansı’nın bu ülkelerin temiz enerji teknolojilerine geçmesi ve dünyanın iklim hedeflerine ulaşması konusunda bir yol haritası çizmesi ve bu yol haritası gerçekleşirken de bu ülkelere rehberlik etmesi kararlaştırıldı. Bu da beni ve buradaki arkadaşlarımı fazlasıyla mutlu etti.”
Önümüzdeki dönemde büyük trend olarak temiz enerji teknolojilerine geçişi gösteren Fatih Birol, “Türkiye’de temiz enerji potansiyeli çok büyük, ciddi aşamalar kaydedildi. Ancak ülkenin temiz enerji potansiyelinin hala küçük bir kısmını kullanıyoruz. Temiz enerji alanlarından nükleer enerjide çok güçlü bir geri dönüş var. Örneğin Fransa nükleer enerjide çok yeni bir açılım yapıyor. Bu bağlamda ben nükleer enerjinin Türkiye için olmazsa olmaz olduğunu düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: BLOOMBERGHT

İtalyan petrol ve doğal gaz altyapı hizmeti şirketi Saipem’in, Karadeniz’de Sakarya Gaz Sahası’nda boru hattı inşa edeceği bildirildi. Şirketten yapılan açıklamaya göre, Saipem ile TPAO’nun denizlerde arama ve çıkarma faaliyetlerini yürüten iştiraki TP-OTC arasında Sakarya Gaz Sahası’nın ikinci faz geliştirme işlemleri çerçevesinde mühendislik, satın alma, inşa ve kurulum sözleşmesi imzalandı. Sözleşme kapsamında Saipem, Karadeniz’de denizin 2 bin 200 metre altına 175 kilometre uzunluğunda 16 inç çapında boru hattı inşa edecek. Proje 2024’ün yaz aylarında başlayacak.
Kaynak: BLOOMBERGHT

Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ) Genel Müdürlüğü ile Enerjisa arasında, elektrik dağıtım sektörüne verilen tüm eğitimlerin zamandan ve mekandan bağımsız olarak verilmesini sağlayan TEDAŞ Dijital Atölye Sistemi’nin Enerjisa Grubu tarafından kullanımına yönelik iş birliği sözleşmesi imzalandı.
TEDAŞ Genel Müdürlüğü Makam Toplantı Salonu'nda gerçekleştirilen imza töreninde konuşan TEDAŞ Genel Müdürü Ömer Sami Yapıcı, elektrik dağıtım sektörünün kamu tarafı olarak, özel sektörle çeşitli projeler vasıtasıyla bir araya gelmekten ve iş birliği içerisinde olmaktan memnuniyet duyduğunu belirterek, “6 Şubat'ta yapmayı planladığımız bu töreni ne yazık ki, ülkemizi yasa boğan deprem felaketi dolayısıyla bugün gerçekleştirebiliyoruz. Depremde, Toroslar Elektrik Dağıtım AŞ 20 çalışanının da hayatını kaybettiğini üzülerek öğrendik. Bu vesileyle tüm Enerjisa Grubu'na bir kez daha başsağlığı diliyorum. Bu duygu ve düşüncelerle öncelikle şunu belirtmek isterim ki, bizler elektrik dağıtım sektörünün kamu tarafı olarak özel sektörle çeşitli projeler vasıtasıyla bir araya gelmekten, sizlerle iş birliği içerisinde bulunmaktan ve üretilen çözümlere sizlerin ortak olmasından sevinç duymaktayız. Bu duygularımızın yanında, bir kamu kurumu olarak ürettiğimiz çalışmaların özel sektör tarafından benimsenmiş olması, dağıtım sektöründe kamunun ve özel sektörün iş birliğine, dayanışmasına ve birlikte hareket edilebilmesine örnek olacağı düşüncesindeyim” dedi.
Proje, dağıtım sektörüne verilen teknik eğitimlerin etkinliğini ve verimliğini artıracak TEDAŞ Dijital Atölye Sistemi'ne ilişkin bilgiler de veren Yapıcı, “Kısaca projemizden bahsedecek olursak; Dijital Atölye Sistemi Projemiz kamu kurumu olarak elektrik dağıtım sektörünün yapısı içerisinde yer alan ve TEDAŞ olarak bizim en çok önemsediğimiz konulardan biri olan eğitim faaliyetlerinin verimlilik esasına dayalı yürütülmesi çerçevesinde tasarlanmış ve hayata geçirilmiş bir projedir. Projemiz; elektrik dağıtım sektörüne verilen teknik eğitimlerin etkinliğinin ve veriminin artırılması amacıyla elektrik dağıtım şebekesinin tamamının modellenmesine, Etkileşimli Bilgi Sistemi, Dijital Deney Sistemi, Problem Simülasyonu Sistemi, Artırılmış Gerçeklik ve Sanal Gerçeklik teknolojileri kullanılarak 400'den fazla modelin gerçek boyut ve özellikleri referans alınarak dijital ortama aktarılmasına ve bu uygulamalar aracılığıyla eğitimlerin zaman ve mekândan bağımsız olarak tüm altyapıyı barındıracak şekilde bir atölye ortamı oluşturulmasına dayanmaktadır” diye konuştu.
Protokole ilişkin değerlendirmede bulunan Enerjisa Dağıtım Şirketleri Genel Müdürü Oğuzhan Özsürekçi ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Enerjisa Dağıtım Şirketleri olarak dijitalleşme vizyonumuz çerçevesinde, TEDAŞ Genel Müdürlüğü ile sektörün öncüsü olduğunu düşündüğüm bu protokole imza atmaktan dolayı mutluluk duyuyorum. TEDAŞ, elektrik dağıtım sektöründeki tüm eğitimlerin zamandan ve mekandan bağımsız olarak verilmesini sağlayan 'Dijital Atölye Sistemi' ile mükemmel bir projeye imza atmış. Başta Genel Müdürümüz Ömer Sami Yapıcı olmak üzere projenin gerçekleşmesinde emeği geçen herkesi kutluyor, sektörümüz adına teşekkür ediyorum. Çalışanlarımızın eğitimine büyük katkı sunacağına inandığım bu protokol ile elde ettiğimiz kazanımları teknik eğitim portföyümüze entegre ederek iş süreçlerimizi geliştirmeyi hedefliyoruz. Protokolün, kurumumuza ve elektrik dağıtım sektörüne hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.”

Uludağ Elektrik Dağıtım AŞ (UEDAŞ), Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle enerji verimliliği ve tasarrufu odaklı bilinçlendirme projesini hayata geçiriyor. Şirketten yapılan açıklamaya göre, UEDAŞ, çocuklarda enerji verimliliği ve tasarrufu, doğal varlıklar ve çevre bilinci gibi toplumsal konularda farkındalık oluşturmak amacıyla geliştirilen ve ocakta başlayan proje çalışmalarını hızlandırıyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın enerji tasarrufu ve verimliliğini yılın en önemli ulusal stratejik hedeflerinden göstermesi sonrasında hazırlanan projede, dijital seminerlerden mobil oyunlara ve VR teknolojisinin kullanımına kadar birçok faaliyet planlanıyor.
“Enerjini Geleceğe Taşı!” sloganıyla yola çıkan UEDAŞ, hizmet bölgesini kapsayan Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova'da Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığı iş birliği kapsamında okulları gezerek VR teknolojisi destekli geliştirdiği oyunu öğrencilere sunuyor. Projede, 100 yıl sonrası tasarruf yapılmış ve yapılmamış 2 farklı senaryo canlandırılarak, öğrencilere tasarruf ve verimliliğin öneminin eğlenceli ve interaktif yollarla anlatılması hedefleniyor.
Proje boyunca 8-13 yaş arası çocuk ve öğrenciler için farklı eğitici mobil oyunlardan, yetişkinlere de hitap edecek sosyal medya yarışmalarına ve dijital seminerlere kadar birçok etkileşimli adım da planlanıyor.

G7 liderleri, üye ülkelerin ekonomilerini karbondan arındıracak ticaret politikaları ve temiz tedarik zincirleri için iş birliği yapılması kararı aldı. Japonya’nın Hiroşima kentinde G7 Liderler Zirvesi’nde liderler, “G7 Temiz Enerji Ekonomi Eylem Planı’nı” açıkladı. Buna göre, G7 liderleri, üye ülkelerin ekonomilerini karbondan arındıran ticaret politikaları oluşturmak, dayanıklı temiz tedarik zincirlerinin gelişimini hızlandırmak için iş birliği yapılması kararı aldı.
İş birliği çerçevesinde temiz enerji için ortak pazar geliştirilmesi ve düşük-orta gelir düzeyli ortaklar için kamu ve özel sektörlerinde iklim ve enerji güvenliği yatırımlarının seferber edilmesi hedeflenecek.
Paris Anlaşması’na olan bağlılıklarını teyit eden liderler, eylem planında “Ortak enerji ve iklim zorluklarımızın üstesinden gelmek, daha istikrarlı ve müreffeh bir gelecek sağlamak için dünyanın dört bir yanındaki ortak ülkelerle bu çalışmayı yürüteceğiz” ifadesine yer verdi. Çin’e yönelik bağımlılığının düşürülmesini istediklerini belirten G7 ülkelerinin liderleri, “Gereksiz stratejik bağımlılıkları azaltan ve dünya etrafındaki topluluklara fayda sağlayan güvenli, esnek, makul fiyatlı ve sürdürülebilir temiz enerji tedarik zincirleri ve güçlü sanayi üsleri inşa etmenin önemini vurguluyoruz” değerlendirmesini paylaştı. Eylem planında, “G7’nin liderleri olarak bizler, iklim krizini ele almak ve en geç 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmak, küresel temiz enerji geçişini hızlandırmak için harekete geçiyoruz” ifadesi kullanıldı.
Kaynak: TEMİZENERJİ

Japonya, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynakları oranını yüzde 36 ila 38’e çıkarmayı ve sera gazı emisyonlarını yüzde 46 oranında azaltmayı hedefliyor. Teknoloji, bu yeşil enerji devriminin merkezinde yer alıyor. Alternatif enerji üretimi Japonya için bir öncelik. Deniz üstü rüzgar enerjisi, kısıtlı bir araziye karşın geniş bir kıyısal alana sahip Japonya’nın gelecekteki enerji ihtiyaçlarına yanıt olabilir. Ancak bunun da zorlukları var. Goto Yüzen Rüzgar Enerjisi Çiftliği, Japonya’nın tayfunlardan en çok etkilenen bölgelerinden biri ve bu yüzen rüzgar türbinlerinin dayanıklılığını test etmek için stratejik bir alan.
Japonya enerji üretimi için hem yüzen hem de dibe sabitlenmiş rüzgar türbinlerine güveniyor. Akita’nın dibe sabitlenmiş rüzgar enerjisi santrali, ülkenin ilk büyük ölçekli açık deniz rüzgar enerjisi çiftliği. Her iki tür de Japonya'nın karmaşık topografyasına ve doğal afetlerine uygun olarak tasarlanmış. Goto Yüzen Rüzgar Enerjisi Çiftliği Genel Müdürü Ushigami Kei, “Sabit türün deniz tabanına iyice bağlanması gerekiyor ancak Japonya'da deniz çok çabuk derinleşiyor. Önce deniz tabanına bir temel atılarak inşa edilir, bu nedenle deniz tabanının topografyasından ve jeolojisinden etkilenir. Yüzen tür ise bir zincirle bağlanır ancak deniz zemininin topolojisinden etkilenmediği için depremlere karşı güçlüdür” dedi.
Bu arada dünyanın ilk sıvılaştırılmış hidrojen taşıyıcısı Japonya'nın Kobe limanında bulunuyor. Hidrojen, Japonya’nın üzerinde durduğu bir diğer temiz enerji kaynağı. Japonya, 2017 yılında bir hidrojen stratejisi oluşturan ilk ülke oldu. Şimdi ise 2040 yılı için yıllık arzı 12 milyon tona çıkaracak iddialı yeni bir hedef planlıyor. Avustralya’da üretilen hidrojen, eksi 253 santigrat dereceye kadar dondurularak ve sıkıştırılıp sıvı hale getirilerek deniz yoluyla Japonya’ya transfer ediliyor.
Kaynak: EURONEWS

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Aralık ayında yeşil hidrojen desteği için toplamda 800 milyon Euro’luk ihale düzenleyeceğini açıkladı. Kazananlar teklif verdikleri miktar kadar, 10 sene boyunca, kilogram başına en fazla 4 Euro yeşil hidrojen üretim teşviği alacaklar. İhale sadece yeşil hidrojen üretimi için planlandı.
Teşviklere hak kazanabilmek için şirketlerin elektrolizörlerinin yüzde 100 yeşil elektrik kullandığını kanıtlamaları gerekiyor. Bu nedenle şirketler 2030 yılına kadar her ay, 2030 yılından sonra ise her saat Avrupa Birliği’ne veri yollayacaklar. İhale, Avrupa Hidrojen Bankası’nın gelecek seneye yapacağı 3 milyar Euro’luk sübvansiyon için deneme olarak planlandı. İhale kapalı teklif şeklinde yapılacak. Kazanan şirketlerin en az 5 MW’lık elektrolizör kurmayı planlamaları ve tesisin 3,5 sene içerisinde yüzde 100 çalışır hale gelmesi gerekiyor. Şirketler alacakları desteğin yüzde 7,5’u için de ipotek verecekler. Projenin tamamlanmaması halinde Avrupa Birliği bu ipoteğe el koyabilecek.
Kaynak: ENERJİGÜNLÜĞÜ

ABD yönetimi, kırsal alanlarda temiz enerjinin geliştirilmesi için 11 milyar dolarlık yatırım yapılacağını duyurdu. ABD Tarım Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, kırsalda enerji ve kamu hizmeti sağlayıcılarının ülke genelinde uygun fiyatlı, güvenilir temiz enerji sağlamasına yardımcı olmak amacıyla yaklaşık 11 milyar dolarlık hibe ve kredi verileceği bildirildi.
Açıklamada, bunun, eski ABD Başkanı Franklin Roosevelt'in 1936'da Kırsal Elektrifikasyon Yasasını imzalamasından bu yana kırsal elektrifikasyona yapılan en büyük yatırım olduğu aktarıldı.
Söz konusu finansmanın Enflasyonu Düşürme Yasası Kapsamındaki 2 program aracılığıyla sağlanacağı belirtilen açıklamada, yenilenebilir enerji sistemlerini desteklemek için büyük ölçekli güneş, rüzgar, jeotermal, biyokütle, hidroelektrik projeleri ve enerji depolamanın finanse edileceği kaydedildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen ABD Tarım Bakanı Tom Vilsack, Biden yönetiminin daha temiz enerji taahhüdünün kırsal topluluklara uygun fiyatlı ve güvenilir bir elektrik şebekesi sağlarken, binlerce kişiye yönelik istihdamı desteklediğini ve gelecekte enerji maliyetlerinin düşürülmesine yardımcı olduğunu ifade etti. Vilsack, bu yatırımların aynı zamanda iklim değişikliğiyle mücadele edeceğini ve çocukların sağlığını riske atan hava ve su kirliliğini önemli ölçüde azaltacağını belirtti.
Kaynak: BLOOMBERGHT
Küresel Doğal Gaz Üretiminin 2023'te 4 Trilyon Metreküp Olması Bekleniyor
Gaz İhraç Eden Ülkeler Forumu'nun Aylık Gaz Piyasası Raporu'na göre, Rusya-Ukrayna Savaşı ile başlayan süreçle yüksek fiyatlar ve jeopolitik gerilimler geçen yıl gaz talep ve üretimini baskıladı. Bu yıl ise küresel doğal gaz üretiminin geçen yıla göre yüzde 0,2 artarak 4 trilyon 44 milyar metreküp olarak gerçekleşmesi, Kuzey Amerika, Orta Doğu ile Latin Amerika ve Karayipler'in üretim artışına öncülük etmesi bekleniyor.
Doğal gaz üretiminin Afrika'da 263 milyar metreküp, Asya Pasifik'te 645 milyar metreküp, Bağımsız Devletler Topluluğu'nda 801 milyar metreküp, Latin Amerika ve Karayipler'de 159 milyar metreküp, Avrupa'da 224 milyar metreküp, Orta Doğu'da 706 milyar metreküp, Kuzey Amerika'da 1246 milyar metreküp olacağı öngörülüyor.
Raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.