SEKTÖRDEN HABERLER
Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği Yayınlandı

Enerji Piyasaları Düzenleme Kurumu tarafından 30 Mayıs 2018 tarihinde yayınlanan yönetmelik, ödenmemiş faturalardan cayma bedellerine kadar birçok düzenlemeyi beraberinde getiriyor. Tüketici memnuniyetini yükseltmeye yönelik olarak yayınlanan bu yönetmelikte yer alan ana konu başlıklarına göz atmak gerekirse:

Ödenmemiş fatura yüzünden elektrik kesilmesi sürprizine son veriliyor. Elektrik borçlusu aboneye kesim işlemi yapılmadan önce e-posta ya da SMS göndermek mecburi hale geliyor.

Tüketicilerin borçları nedeniyle ikinci bildirimi almama ya da bildirimden haberdar olmama gibi nedenlerle elektriğinin kesilmesi ve kesme bağlama bedeli ödeme gibi problemleri azaltmak için yazılı bildirimle birlikte diğer haberleşme kanallarından en az birini kullanma zorunluluğu getiriliyor.

Elektrik sözleşmesi başvurusu süresi ve elektriğin bağlanma süresi de kısalıyor. Tüketicilerin, dağıtım şirketlerine yönelik şikayetleri 15 günde sonuçlanacak.

Perakende satış sözleşmesi kapsamında; başvurusu sonuçlandırma süresi 1 güne, elektriğin bağlanması süresi imar alanı içerinde 24 saate, imar alanı dışında kullanım yerleri için ise 48 saate düşürülüyor.

Yönetmelikle yıllık elektrik tüketimi 100 bin kWh altında olan serbest tüketicilerin yapacağı ikili anlaşmalardan önce bedeller ve hakları konusunda detaylı bir şekilde bilgilendirilmesi şartı getiriliyor.

Düzenleme ile tüketimi düşük serbest tüketicinin ikili anlaşmanın kurulduğu ya da yenilendiği tarihten itibaren 14 gün içerisinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cayma bedeli ödemeksizin telefonla, e-postayla veya yazılı olarak bildirim yapmak suretiyle anlaşmadan cayma hakkına sahip oluyor.

Kaynak: EPDK

TÜBİTAK’tan Enerjide Dışa Bağımlılığı Azaltacak Projelere Destek

TÜBİTAK enerjide dışa bağımlılığı en aza indirmek için proje çağrısı yaptı. Başvurular küçük, orta ve büyük ölçekli olarak değerlendirilecek. Projelere 500 bin ila 2,5 milyon TL arasında destek ödemesi yapılacak.

TÜBİTAK’tan yapılan açıklamada şöyle denildi:

Türkiye son yıllarda küresel ekonomik sistemde söz sahibi olan ülkelerden biri haline gelmiştir. Giderek artan Gayrisafi Yurt İçi Hasılası (GSYH) ile Türkiye, bulunduğu orta gelirli ülkeler grubundan, yüksek gelirli ülkeler grubuna geçmeyi hedeflemektedir. Ekonomik büyüme beraberinde enerji tüketiminde de artışa neden olmuş ve bu durum, Türkiye’nin enerji strateji ve politikalarını yeniden değerlendirme ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Yerli kaynaklardan üretilen enerji, artan talebi karşılamada yetersiz kalmış; T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından açıklanan 2016 yılı enerji denge tablosuna göre, Türkiye’de 2016 yılında toplam birincil enerji arzı içerisinde fosil yakıtların ithalat içindeki payı %86 oranında gerçekleşmiştir. Artan ithal enerji faturası zaman içinde cari açığın da artmasının önemli nedenlerinden birisi olmuş, bu durum enerji ithalatının azaltılması yolunda yeni politikalar geliştirilmesini kaçınılmaz kılmıştır.

Türkiye’nin 2023 hedefleri kapsamında, enerji ihtiyacını karşılamak ve enerjide dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla enerji politikalarında ciddi bir dönüşüm sürecine gidilmiştir. Bu doğrultuda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan Milli Enerji ve Maden Politikası’nın temelini enerjide yerli ve yenilenebilir kaynakların payının artırılması oluşturmaktadır. Enerjide dışa bağımlılığın azaltılması ve artan enerji ihtiyacını karşılama hedefleri doğrultusunda; enerjide sürdürülebilir arz güvenliğinin sağlanması, Türkiye’nin enerji ticaret merkezi olması ve yerlileştirme öne çıkan hususlardır.

Ulaşılabilir, uygun maliyetli, güvenli, kesintisiz ve çevre dostu enerji arzı enerjide dışa bağımlılığın azaltılması ve yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının en etkin şekilde kullanılması ile mümkündür. Türkiye’nin fosil yakıt kaynaklarının kısıtlı olması göz önüne alındığında, yeni kömür rezervlerinin ortaya çıkarılmasının yanında mevcut potansiyelin güvenli ve temiz kömür teknolojileri ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Petrol ve doğal gaz kaynaklarının deniz alanları öncelikli olmak üzere arama ve üretim faaliyetleri de hızlandırılmalıdır. Ayrıca, güneş ve rüzgar başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarının mümkün olan en üst seviyede değerlendirilmesi de önemlidir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının yanı sıra enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için yapımı planlanan nükleer enerji santralleri de büyük önem taşımaktadır.

Enerji alanında ülkenin kendi kendine yeterliliğinin önemli bir boyutu da yerli teknolojik kapasitenin varlığıdır. Bu amaçla, modern enerji teknolojilerinin transferi, yerli üretimi ve Ar-Ge faaliyetlerinin artırılması gerekmektedir. Enerjide dışa bağımlılık sadece enerji kaynaklarına bağımlılık olarak değerlendirilmemeli; bu kaynakların üretiminden kullanıma sunulmasına kadarki süreçte gerekli olan teknolojide de dışa bağımlılık kontrol altına alınmalıdır. Enerji teknolojilerine ilişkin Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerinin ön plana çıkarılmasını ve teknoloji transferini mümkün kılacak uygulamalar önceliklendirilmelidir. Bu sayede, yüksek katma değerli enerji teknolojileri Türkiye’de üretilebilecektir.

Bulunduğu coğrafi konumun avantajlarını fırsata çevirmeyi amaçlayan Türkiye, enerji politikalarının temel eksenini “enerji ticaret merkezi” olma hedefi üzerinden inşa etmektedir. Bu bağlamda, kaynak ve tüketici ülkelerle işbirlikleri geliştirilmektedir. Çevre ülkelerden Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine enerji aktarımı ve akışını sağlayacak olan boru hattı projelerinin yanı sıra, çeşitli kritik altyapı yatırımlarının Türkiye’nin enerji ticaret merkezi olmasına önemli katkılar sağlaması beklenmektedir. Ayrıca, yıllık enerji ithalatında ülke çeşitliliğini sağlayacak alternatif pazarlara yönelmesi de Türkiye’nin enerji arz güvenliğini güçlendirecektir.

Türkiye’nin enerji ticaret merkezi olma hedefi doğrultusunda sürdürülebilir, şeffaf, öngörülebilir, hesap verebilirliği güvence altına alınmış ve rekabetçi enerji piyasalarının varlığı önem arz etmektedir. Türkiye, enerjide fiyatlandırmanın yapıldığı, piyasa derinliğinin oluşturulduğu ve uluslararası piyasalara yön veren öncü bir ülke haline gelmelidir. Ayrıca, var olan enerji borsasının diğer finansal piyasa araçlarına eklenmesi ve fiyatlandırmada uluslararası bir referans noktası oluşturulmasının sağlanması gerekmektedir.

Bu çağrı kapsamında, Türkiye’nin enerji arz güvenliği, yerlileştirme, öngörülebilir piyasaların gelişimi, enerjide ticaret merkezi olma ve enerji verimliliğinin analizi ile sürdürülebilir büyüme odaklı politikaların geliştirilmesine yönelik bilimsel nitelikli projelerin desteklenmesi hedeflenmektedir. Çağrı programı kapsamında sunulan proje önerilerinde; Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığının azaltılması ve enerjide ticaret merkezi olma sürecinde etkili olan, alt başlıkları ve detayları “Amaç ve Hedefler” başlığı altında belirlenen konularda, yukarıda belirtilen ülke öncelikleri dikkate alınarak, özgün bilgiler üretilmesi ve bu bilgilere dayalı olarak politika önerileri geliştirilmesi gerekmektedir. Desteklenecek projelerde, Türkiye’nin benimsemiş olduğu 2023 hedefleri, güncel kalkınma plan, program ve stratejileri, Milli Enerji ve Maden Politikası ile uyumlu; merkezi ve yerel düzeydeki kamu kurumlarının politika geliştirme süreçlerine katkı sağlamaya yönelik çözüm ve öneri odaklı bir yaklaşımın izlenmesi de istenmektedir.

Kaynak: TÜBİTAK

Ramazan’da Sahura Kalkıp Online Alışveriş Yapıyoruz

Teknoloji odaklı e-ticaret sitesi incehesap.com, Ramazan ayındaki alışveriş davranışlarının analizini ortaya koydu. incehesap.com’un verilerine göre, sahur vaktinin içinde yer aldığı 23.00 ile 04.00 saatleri arasında satış trafiğinde ciddi bir hareketlilik gözlemlenirken, kullanıcılar en çok alışverişi mobil cihazlar yardımıyla yapıyor.

Online alışveriş eğilimlerini yakından izleyen teknoloji odaklı e-ticaret sitesi incehesap.com’un verilerine göre, Ramazan’da internet üzerinden yapılan alışverişlerde patlama yaşanıyor. Ramazan dönemlerine ilişkin alışveriş alışkanlıklarını takip eden incehesap.com’un Kurucu Ortağı Nurettin Erzen, bu yıl 15 Mayıs ile 15 Haziran arasını kapsayan süreçte, e-ticarette yüzde 20’yi bulan artış yaşanacağını belirtiyor.

2016 ve 2017’nin yanı sıra bu yılki Ramazan ayının ilk haftasına ilişkin alışveriş alışkanlıklarının analizini aktaran Erzen, “özellikle oruç tutan kullanıcılar, yaklaşık 17 saati bulan sahur ile iftar arasındaki süreyi mümkün olduğunca dışarıda geçirmek istemiyor ve ihtiyaçlarını e-ticaret siteleri üzerinden karşılıyor. Son 3 yılda, Ramazan aylarında oluşturan sipariş sayılarını bir önceki aylar ile karşılaştırdığımızda yüzde 15 ile 20 arasında bir artış olduğunu gördük. Bu yıl Ramazan’ın ilk haftasında da benzer bir tablo ile karşılaştık. Bu yükselişin ay boyunca devam edeceğini öngörüyoruz” dedi.

En çok alışveriş sahur saatlerinde, erkekler tarafından yapılıyor

Satış trafiğine dair verilere de değinen Nurettin Erzen, “Ramazan’dan önceki ve sonraki aylarda, en yoğun sipariş oluşturulan saatlerin 10.00 – 16.00 ve 19.00 – 22.00 olduğunu, Ramazan’da ise bunun tamamen değişerek 23.00 ile 04.00 saatleri arasına taşındığını gözlemledik. Online alışveriş için sahur saatlerini tercih eden müşterilerin yüzde 81 gibi büyük bir kısmını erkek kullanıcıların oluşturması ise dikkatimizi çeken başka bir nokta oldu” diye konuştu.

Mobil alışverişte yüzde 25 artış

Bahsi geçen dönemde mobil satışların payının arttığını da kaydeden Erzen, “Ramazan ayının ilk haftasından itibaren mobil cihazlar aracılığı ile yapılan alışverişlerde yaklaşık yüzde 25 artışın olduğunu kaydettik. Ramazan öncesi dönemde incehesap.com üzerinden oluşturulan siparişlerin yüzde 48,48’i mobil kanallar yardımı ile yapılırken, Ramazan ayında ise bu oran yüzde 59,84’ü buldu” dedi.

Kaynak: Pazarlamasyon

TREDAŞ, SAP IS-U Projesini Hayata Geçiriyor

TREDAŞ uluslararası ölçekte kullanmakta olduğu SAP yazılımının, IS-U sistemine entegrasyonunu 2019 yıl ortasında tamamlamayı hedefliyor.

Trakya’da elektriği kaliteli, sürekli ve yeterli verme sorumluluğu ile çalışmalarını aralıksız sürdüren Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş. (TREDAŞ), elektrik dağıtım bölgesinde yer alan Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne illerinde elektrik hizmeti sağlarken, bölgede çok daha verimli, etkin ve hızlı şekilde hizmet verebilmek için üzerinde titizlikle çalışmaya başlayacağı yeni projesini açıkladı.

TREDAŞ Dağıtım Grup Direktörü Reşit Bilgili, SAP sistemiyle IS-U sisteminin entegrasyonunu sağlayacakları projeyi başlattıklarını söyledi.  Sektörün öncüsü olduklarını belirten Bilgili, “Projeyi uygulayacak ve proje süresince destek verecek mesai arkadaşlarıma olan güvenim ve inancım tamdır, TREDAŞ’ın yenilikçi, öncü ve sektörde rol model olmaya devam edeceği bu proje ile birlikte yeni bir adım daha atıyoruz” dedi.

SAP IS-U projesinde halihazırda kullanılan SAP ERP sistemi ile IS-U sisteminin entegrasyonunu sağlamaya hazırlanan TREDAŞ, başlangıç toplantısını yaptı. Bu proje kapsamında, mevcuttaki tüm operasyonel süreçlerini ve iş akışlarını yeniden tanımlayan TREDAŞ, müşteri hizmetleri bütünleşik çözümlerini, sayaçtan, abone bağlantı sözleşmesine kadar tüm müşteri hizmetlerini daha efektif yönetebilir olacak.

TREDAŞ, projenin tamamlanması sonrasında, canlı hizmete geçmesiyle birlikte, operasyonel faaliyetlerde ve müşteri memnuniyetinde çok daha verimli, ölçülebilir ve entegre bir süreç yönetimine sahip olacak. TREDAŞ uluslararası ölçekte kullanmakta olduğu SAP yazılımının, IS-U sistemine entegrasyonunu 2019 yıl ortasında tamamlamayı hedefliyor.

DÜNYADAN HABERLER
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SDG) Zirvesi: Sürdürülebilirlik İçin Ortak Değer Yaratılması

İşletmeler sürdürülebilir kalkınma modelinin gerçekleştirilmesinde kilit rol oynamaktadır, ancak bir etki yaratmak için işbirliği yapmaları gerçekten fark yaratabilir. Bu, Avrupa İş Zirvesi'nde, 23 ve 24 Mayıs'ta KSS Avrupa tarafından düzenlenen SDG Zirvesinde ele alınan kilit mesajlardan biriydi. Eurelectric Genel Sekreteri Kristian Ruby, etkinlikte küresel sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesine katkıda bulunmak için elektrik sektörünün üstlendiği stratejik ortaklıklar ve somut projeleri sundu.

Eylül 2015’te, Sürdürülebilir Kalkınma için Birleşmiş Milletler 2030 Ajandası kapsamında 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi dünya liderleri tarafından benimsendi. Bu, 1 Ocak 2016 tarihinde resmi olarak yürürlüğe girdi ve 2030 yılına kadar da uygulanması bekleniyor. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SDG) geniş bir yelpazedeki sosyal ve ekonomik kalkınma konularını kapsıyor. Bunlar arasında yoksulluk, açlık, sağlık, eğitim, iklim değişikliği, cinsiyet eşitliği, su, enerji, şehirleşme, çevre ve sosyal adalet bulunuyor.

Bugünlerde şirketler bu hedeflere entegre olmak istiyor çünkü bu açık bir iş vakası ancak daha etkili olması için fazlası yapılabilir. Burada, sektör organizasyonları sürdürülebilirliğin gündeme entegre edilmesini sağlayarak öncü rol oynayabilir.  Bu konu aynı zamanda etkinlik sırasında KSS Avrupa tarafından sürdürülebilirliğin Avrupa’daki sektörel derneklere entegrasyonu üzerine yayınlanan akademik rapordan gelen ana kanıt niteliğinde.

Yenilenen vizyonu ışığında Eurelectric sektörde sürdürülebilir düşüncenin yayılmasına büyük önem vermektedir. Üyelikten gelen uzmanlık, SDG'lerden esinlenerek somut projeler üretiyor. Örneğin, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ile yapılan ortaklık, Eurelectric üyeliğinden gelen birtakım Ortak Şirketlerin katkısıyla gerçekleştirilmiştir. “SDG 7'nin ışığında Sektörü Hızlandıran Sektör Eylemi” panelinde konuşan Eurelectric Genel Sekreteri Kristian Ruby, “Amacımız ihtiyaçları değerlendirmek ve SDG 7'nin ışığında mültecilerin kamplarına sürdürülebilir ve çevre dostu elektrik çözümleri sağlamaya yardımcı olmak” dedi.

Mesele sadece sınıfında iyi olma meselesi değildir. Aynı zamanda birlikte çalışmanın getirdiği faydadır. İşbirlikçi bir yaklaşımın benimsenmesinin önemi, Eurelectric tarafından elektrik sektöründe Avrupa Sosyal Ortakları tarafından üstlenilen çalışmalarla da kanıtlanmıştır. Bu durum, SDG 8 tarafından Avrupa'da başarılı ve sadece temiz bir enerji geçişi sağlamak için karşılıklı bağlılığı ifade eden ortak bir açıklamaya aktarılmıştır.

Kaynak: Eurelectric

Güçlü Politika ve Düşen Batarya Maliyetleri, Elektrikli Araçlar İçin Rekor Bir Yılı Daha Beraberinde Getiriyor

Uluslararası Enerji Ajansı'nın Global Elektrikli Araçlar Görünümü raporunun son baskısına göre, dünyada trafikte bulunan elektrikli ve hibrid otomobil sayısı, 2016 yılına göre %54 artış göstererek 3 milyonu aştı.

Çin, dünyadaki en büyük elektrikli otomobil pazarı olma unvanını korudu. Çin'de 2017 yılında yaklaşık 580.000 elektrikli otomobil satıldı ve bir önceki yıla göre %72 artış oldu. Amerika Birleşik Devletleri ikinci en yüksek seviyeye ulaştı ve otomobil satışları 2016 yılındaki 160.000'den 2017’de yaklaşık 280.000’e çıktı.

İskandinav ülkeleri penetrasyonda liderliğini korudu. Elektrikli otomobiller, Norveç'teki yeni otomobil satışlarının %39'unu oluşturdu ve bu da onu elektrikli araç (EV) pazar payında dünya lideri yaptı. İzlanda'da, yeni EV satışları toplam satışların %12'sini oluştururken, İsveç'te bu oran %6'ya ulaştı. Almanya ve Japonya da güçlü bir büyüme kaydetti; satışlar her iki ülkede de 2016 seviyelerini ikiye katladı.

Elektrikte mobilite arabalar ile sınırlı değildir. 2017 yılında, elektrikli otobüs stokları 2016 yılındaki 345.000 değerinden 2017’de 370.000'e yükseldi, elektrikli iki tekerleklilerin sayısı ise 250 milyona ulaştı. Bu ulaştırma modlarının elektrifikasyonu, Avrupa ve Hindistan'daki kayıtlarda büyüyse de, Çin neredeyse elektrikli otobüs ve iki tekerlekli stoklarının tamamına sahip durumda.

Şarj altyapısı çalışmaları da hız kazanmış durumda. 2017 yılında, evlerde ve işyerlerinde bulunan özel şarj cihazlarının sayısı dünya çapında yaklaşık 3 milyon olarak tahmin edildi. Buna ek olarak, 2017 yılında dörtte biri hızlı şarj cihazları olan yaklaşık 430.000 kamuya açık şarj cihazı vardı. Hızlı şarj cihazları, yoğun nüfuslu şehirlerde özellikle önemli ve uzun mesafeli seyahat imkanı sağlayarak EV'lerin cazibesini artırmada önemli bir rol oynar.

EV'lerin büyümesi, kamu tedarik programları, EV'lerin satın alınma maliyetini düşüren mali teşvikler, sıkılaştırılmış yakıt ekonomisi standartları ve yerel kirletici emisyonları, düşük ve sıfır emisyonlu taşıt görevlerine ilişkin düzenlemeler ve kirletici emisyon performanslarına dayalı olarak taşıtların dolaşımındaki kısıtlamalar gibi çeşitli yerel önlemler de dahil olmak üzere hükümet politikası tarafından büyük oranda desteklenmiştir.

Son yıllarda, EV'lerin hızlı benimsenmesine, performansın iyileştirilmesi ve lityum-iyon akülerin maliyetlerinin azaltılması için kaydedilen ilerlemeler yardımcı olmuştur. Bununla birlikte, daha fazla batarya maliyeti azaltımı ve performans iyileştirmeleri EV'lerin cazibesini iyileştirmek için gereklidir. Bu rapora göre, geliştirilmiş kimyasallar, artan üretim ölçeği ve batarya boyutları kombinasyonu ile elde edilebilir. Lityum iyonun ötesindeki teknolojilere geçiş ile daha fazla gelişme mümkündür.

Nikel, lityum ve kobalt gibi lityum-iyon pilleri oluşturan çekirdek elemanlarla ilgili tedarik sorunları olduğu için, akü kimyasındaki yeniliklere de ihtiyaç duyulacaktır. Kobalt tedariki, özellikle kobaltın küresel üretiminin yaklaşık %60'ı şu anda Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde yoğunlaştığı için risklere maruz kalmaktadır.

Raporda, sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerini karşılarken, EV'lerin artan talebinin karşılanmasının, çalışma ve çevre koşullarına ilişkin asgari standartların benimsenmesini ve uygulanmasını gerektirdiğini belirtmektedir.

İleriye dönük olarak, destekleyici politikalar ve maliyet düşüşlerinin EV pazarında devam eden önemli büyümeye yol açması muhtemeldir. Mevcut ve planlanan politikaları dikkate alan UEA'nın Yeni Politikalar Senaryosunda, elektrikli otomobillerin sayısının 2030 yılına kadar 125 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.

Kaynak: IEA

AB'de Hanehalkı Enerji Fiyatları 2016 Yılına Göre Neredeyse Sabit Kaldı

Avrupa Birliği'nde (AB) hanehalkı elektrik fiyatları, 2016 yılının ikinci yarısı ile 2017 yılının ikinci yarısı arasında hafifçe gerileyerek (-%0,2) 100 kWh'de 20.5 € seviyesinde gerçekleşmiştir. AB Üye Ülkeleri genelinde, 2017 yılının ikinci yarısında elektrik fiyatları, Bulgaristan'da 100 kWh başına 10 € 'nun altında, Danimarka ve Almanya'da 100 kWh başına 30 €' dan fazla olmuştur.

Hanehalkı gaz fiyatları, AB’de 2016 ve 2017'nin ikinci yarısı arasında ortalama %0,5 azalarak 100 kWh başına 6,3 € seviyesinde gerçekleşti. Üye Devletler arasında, 2017 yılının ikinci yarısındaki hane halkı fiyatları, Romanya'da 100 kWh başına yaklaşık 3 € 'dan Danimarka'da 100 kWh başına yaklaşık 9 €'ya kadar geniş bir yelpazede bulunmaktadır.

AB'deki vergi ve harçlar, 2017 yılının ikinci yarısında hanehalklarına harcanan elektrik fiyatının üçte birinden fazlasını (%40), gaz fiyatının dörtte birinden fazlasını (%27) oluşturmuştur. AB'deki enerji fiyatlarına ilişkin bu rakamlar, Avrupa Birliği istatistik bürosu Eurostat tarafından yayınlanan bir makale ile tamamlanmaktadır.

AB Üye Ülkeler arasında, hanehalkı elektrik fiyatlarındaki en yüksek artış %7,2 ile Romanya’da gerçekleşirken, onu %7,1 ile Malta, %6,5 ile Estonya, %5,3 ile İngiltere, %4,8 ile Bulgaristan ve Belçika ve %4,5 ile Polonya izlemektedir. Öte yandan, en fazla göze çarpan düşüşler ise sırasıyla %11,1 ile İtalya’da, %7,5 ile Hırvatistan’da, %6.2 ile Slovakya’da ve %6 ile Yunanistan’da gerçekleşmiştir.

Euro bazında bakıldığında ortalama hane halkı elektrik fiyatları 2017’nin ikinci yarında sırasıyla en düşük Bulgaristan’da (€9.8), Litvanya’da (€11,1) ve Macaristan’da (€11,3) kaydedilirken, en yüksek Almanya’da (€30,5), Danimarka’da (€30,1) ve Belçika’da (€28,8) kaydedilmiştir. Avrupa Birliği’ndeki ortalama elektrik fiyatı ortalamada 100kWh başına 20,5 Euro olarak gerçekleşmiştir.

Satın alma gücü paritesi bazında bakıldığında ise, ülkelerdeki diğer ürün ve hizmetlerin fiyatlarına kıyasla en düşük hane halkı elektrik fiyatları sırasıyla Finlandiya, Lüksemburg, Hollanda’da; en yüksek fiyatlar ise Almanya, Portekiz, Belçika, Romanya ve Polonya’da bulunmaktadır.

Toplam hane halkı elektrik fiyatlarında vergi ve harçların payı Üye Ülkeler arasında ciddi oranda değişmektedir. Vergi ve harçların oranı Danimarka’da %69, Almanya’da %55, Portekiz’de %52 iken; Malta’da yalnızca %5 seviyesinde gerçekleşti. AB ortalaması olarak bakıldığında ise vergilerin ortalama oranı %40 oldu.

Kaynak: Eurostat

Engie, Elektrikli Araç Tarifesi ile EV (Elektrikli Araç) Pazarına Giriyor

Fransız enerji şirketi Engie, İngiltere elektrikli araç pazarının bir parçası için büyük oynuyor ve elektrikli araç sahiplerine "yeşil yaşam" konusunda liderlik etmek için tasarlanan bir hamleyle "uçtan uca" bir şarj çözümü başlatıyor.

1 Haziran 2018, Cuma günü, enerji tedarikçisi yeni bir Elektrikli Araç Ev tarifesi ve yeni bir ev şarj çözümünün yanı sıra elektrikli araç sahipleri için yüzde 100 yenilenebilir elektrik ve serbest sürüş mili sunan yeni bir Elektrikli Araç Ev tarifesi açıkladı.

Engie CEO'su Wilfrid Petrie; “Çevremizi korumak için hepimizin üzerine düşen rolü oynamamız zorunludur - bu sorumluluğu ENGIE'de çok ciddiye alıyoruz, yaptığımız her şeyin kalbinde yer alıyor ve insanların sadeliğin yeşil yaşam tarzlarına geçmelerinin anahtarı olduğunu da biliyoruz” dedi. "Müşterilerimize gönül rahatlığı içerisinde kullanabilecekleri uygun ve uçtan uca şarj çözümü sunuyoruz. ENGIE şarj noktaları ile birlikte %100 yenilenebilir elektrik tarifesiyle desteklenen uzman kurulum, servis ve garantimizi sunacağız."

"Sadece Elektrikli Araç (EV) devriminin bir parçası olmakla kalmayıp, aynı zamanda insanların daha yeşil bir yaşam sürmesini kolaylaştırmak istiyoruz," diye ekledi. "Piyasaya giren daha fazla EV ile, uçtan uca şarj noktamız ve tarife çözümümüzün daha fazla insanın EV'ye geçişine yardımcı olacağına inanıyoruz."

Engie'nin yeni tarife teklifini satın alan EV sürücülerinin hesabına 30 sterlinlik bonus kredi yükleniyor ve 500 serbest sürüş milini bir defaya mahsus bonus alabiliyorlar. Ev şarj noktası, Elektrikli Araç Ev tarifesi ile birlikte 179 sterlin olup, diğer şirketlerin müşterileri için ise 249 sterline mal olacaktır.

Bu hamle, İsveçli enerji devi Vattenfall'un geçtiğimiz hafta İngiltere'nin EV pazarına 'herhangi bir sürücünün kullanabileceği' şarj noktası ile girmesini takip ediyor. Vattenfall, herhangi bir EV'nin herhangi bir üyelik veya abonelik gerektirmeden, hareket halindeyken herhangi bir InCharge noktasında ücret almasına izin vereceğini söyledi. Şirket, 2018 yılının ikinci yarısı boyunca ilk “şarj direklerinin” kurulmasını bekliyor. Bu da EV sürücülerinin evlerinde, iş yerlerinde ve halka açık yerlerde şarj temin etmelerini sağlamak için iç pazarı hedefliyor.

Kaynak: Business Green

ANKET
HAFTANIN MAKALESİ

İnşaat Sektörüne Ulusal Yeterlilik Sistemi Penceresinden Bakış

Makalede Mesleki Yeterlilik Belgesinin nasıl temin edildiği, Türkiye’deki iş kazası istatistikleri ve inşaat sektörü özelindeki iş kazalarına dair detaylara yer verilmektedir. Bu bağlamda Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından inşaat sektöründe belirlenen yetkinlikler listelenmektedir.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Dünyanın Enerji Gündemi
  • Alman enerji ajansı DENA’nın başı 2050 yılında Almanya %95 emisyon azaltımını hedeflemeli dedi. ODI’ye göre Almanya G7 içinde fosil yakıtlara bağımlılığı azaltmada sondan ikinci, yılda 18.6 milyar $ destek veriyor. Güneş santralleri bu mayıs %16 daha fazla elektrik üretti: 6TWh
  • Çin’in petrol talebi geçen seneki büyümesini tekrarlayamayabilir. WSJ haberinden bir kısma göre, Çin petrol talebinin %70’i sanayi ve taşıma. Taşıma trafiği 2017 ortasındaki %11-12’nin yarısı kadar. Yani 2018 ikinci yarıda Çin talep artışı %10’u göremez
  • ABD’deki sürücüler, bu sene akaryakıta 700 milyar $’dan fazla ödeyecek. 2016’nın %50 fazlası. Nisan-Eylül döneminde 2014 yılında 100$/v petrol fiyatına karşılık gelen tüketici harcaması görülecek. Sebebi 500,000v/g tüketici talep artışı.
  • Hindistan, Rusya’dan ilk LNG karforsunu aldı. 2012’de devlet gaz şirketi GAIL, Gazprom ile 20 yıllık, yılda 2.5 milyon ton doğalgaz anlaşması yapmıştı. Bir analiste göre kargo Nijerya’dan alınarak Hindistan’a gönderilmiş.

Kaynak: http://barissanli.com/eak/2018/06/04/