Enerji
sektörü, Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği’nin (Elder) 14. Sektör Toplantısı’nda
bir araya geldi. Ankara’da Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) konferans
salonunda gerçekleştirilen, tüm Elder Yönetim Kurulu üyeleri, Türkiye genelinde
hizmet veren 21 dağıtım şirketi ve görevli tedarik şirketleri yöneticileri ile
kamu ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantının
açılış konuşmalarını; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, TBMM
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı
Ziya Altunyaldız, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa
Yılmaz ve Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder) Yönetim Kurulu Başkanı
Kıvanç Zaimler yaptı.
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, açılış konuşmasında Kovid-19 salgını sürecinde
elektrik dağıtım sektörünün büyük bir sınav verdiğini belirterek, “Birçok
sektör durma noktasına gelirken dağıtım sektörümüz 7/24 hep sahadaydı. Bu
dönemde ertelenen yatırımlarımız olmadı” dedi. Elektrik dağıtım sektörünün 2021
yılında yaşanan küresel tedarik sorunlarına rağmen yatırımlarını büyük oranda
gerçekleştirdiğini söyleyen Bakan Dönmez, “2016-2020 yılları arasında toplam
74,3 milyar TL’lik elektrik dağıtım yatırımı yapıldı. 2021-2025 yıllarını
kapsayan dördüncü uygulama dönemi için bu rakamı 124 milyar TL olarak belirlendi”
ifadesini kullandı.
“DAĞITIM VE GÖREVLİ TEDARİK
ŞİRKETLERİNİ TEBRİK EDİYORUM”
Müşteri
memnuniyetine de değinen ve çağrı merkezleri ile ilgili rakamları paylaşan
Bakan Dönmez, “2018-2021 yılları arasında elektrik dağıtım çağrı merkezlerimize
yaklaşık 266 milyon arama ulaştı. Bu günlük 182 binden fazla aramaya denk
geliyor. 2021 yılında elektrik dağıtım şirketlerimizin çağrı merkezlerine
ulaşılabilirlik oranı yüzde 99,5 oldu. Cevaplama oranı da yüzde 97,7’ye
yükseldi. Görevli tedarik şirketlerimizin ulaşılabilirlik oranı da yüzde 99,8. Elektrik
dağıtım ve görevli tedarik sektörlerimizin çağrı merkezi performansları
uluslararası standartların da üzerinde. Bu başarıda payı olan bütün
çalışanlarımızı, ekip liderlerini, ilgili birim sorumlularını tebrik ediyorum”
dedi.
Bu
yılki sektör toplantısının ilk başlığının iş sağlığı ve güvenliği olduğunu
belirten ve bu alanda karşılanabilecek her türlü olayla ilgili en ince detayına
kadar çalışma yapıldığını belirten Dönmez, bu konudaki hedeflerini ‘Vizyon
Sıfır” olarak açıkladı.
“Bundan
sonra belki de en fazla konuşacağımız başlıklardan biri de geleceğe hazırlık
olacak. Yeni dağıtım şebekesi modelleri ve teknolojileri üzerine konuşacağız”
diyen Bakan Dönmez, önümüzdeki yılların en önemli konu başlıklarından birinin elektrikli
otomobiller olacağına işaret ederek 2030 yılına kadar elektrikli araç soket ve
şebeke altyapısı için 1 milyar dolarlık yatırım yapılacağını söyledi. Dağıtık
enerji üretiminin özellikle ana şebekeye binen yükün azaltılması açısından önemli
olduğunu kaydeden Dönmez, 2030 yılına kadar dağıtık üretim ve yenilenebilir
enerji teknolojileri için 2 milyar dolarlık şebeke yatırımı yapılacağını
bildirdi.
“OYUNU EN İYİ OYNAYANLARDAN
OLMAYA KARARLIYIZ”
Türkiye’nin
bir “enerji hub’ı” olması için küresel rekabetçilik arenasında kolaylaştırıcı,
öngörülebilir, stratejik ve sürdürülebilir eylemleri hayata geçirdiklerini
söyleyen TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız ise “Bu zorlu süreç aslında şimdiye kadarki
oyunun baştan yazılmasını gerektiriyor. Biz Türkiye olarak, büyük enerji ailesi
olarak bu yeni oyunun kurallarını yazanlardan, oyunu en iyi oynayanlardan
olmaya kararlıyız” ifadesini kullandı.
“TARİHTE İLK KEZ TOPYEKÛN BİR ENERJİ KRİZİYLE
KARŞI KARŞIYAYIZ”
EPDK
Başkanı Mustafa Yılmaz da, elektrik dağıtım işinin hayati derecede önemli
olduğunu belirterek, “Özellikle pandemi döneminde daha iyi kavradığımız bu
hayati işin; kesintisiz ve kaliteli olarak sürdürülmesi başta dağıtım
şirketlerimiz olmak üzere hepimizin sorumluluğunda olduğunu gördük. Tarihte ilk
kez topyekûn bir enerji kriziyle karşı karşıya olduğumuz değerlendirmelerini
sizler de takip ediyorsunuz. Tabir-i caizse: “şaha kalkan” küresel petrol,
doğal gaz ve kömür fiyatları net enerji ithalatçısı olan ülkemizi de derinden
etkiledi. Bu süreçte devletimiz, fiyat artışlarının tüketicilere mümkün
olduğunca yansıtılmaması için yapılabilecek her şeyi yaptı. Bu sayede enerji
fiyatlarındaki büyük artışlar, elektrik faturalarına asgari düzeyde
yansıtılabildi” dedi.
“YEPYENİ BİR ÜRETİM, TÜKETİM VE YAŞAM MODELİNE
GEÇMEK ZORUNDAYIZ”
Elder
Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler de açılışta yaptığı konuşmada hayatın
doğal akışında kullanılan tüm enerji türleri içinde elektriğin çok özel bir
yere sahip olduğuna işaret ederken, “Öncelikle elektriğin bizlere ulaşmasında
çok büyük emeği olan, fedakârca çalışan 100 bini aşkın arkadaşıma
huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum” diyerek sözlerine başladı.
Elder
olarak sosyolojik temelli bir araştırma yaptırdıklarını ve enerji sektöründeki
değişimi tetikleyen dinamikleri incelediklerini söyleyen Zaimler, “Bu
araştırmada gördük ki; bir çağ değişimi sinyali veriliyor. Alışageldiğimiz
ekonomik modellerle, tedarik ve üretim sistemleriyle, dahası yaşam biçimleriyle
yeniçağa ayak uydurma şansımız azaldı. Aynı durum toplumun dinamosu olan enerji
sektörü için de geçerli. Bu olguyu tetikleyen üç temel dinamikten
bahsedebiliriz. İlki kaynak sorunu. Sanayi devrimiyle tüm dünya daha fazla
üretmeye ve büyümeye odaklanırken, kaynakların sonsuz olduğunu düşündük. Şimdi
anlıyoruz ki, sonsuz değiller. İşte bu yüzden yepyeni bir üretim, tüketim ve
yaşam modeline geçmek zorundayız. İkinci temel dinamik artan etkileşim. Bugün
herhangi bir açıklamanın arkasına saniyeler sonra sosyal medyada binlerce
farklı görüş belirten mesajlar gelebiliyor. Artık bunu yok saymak mümkün değil.
Üçüncü olarak da yatırımlarımızı tetikleyen bir başka dinamik var. O da hızlı
kentleşme ve bireyselleşme ile nüfus hareketlerindeki ve demografideki değişim.
Artık aile yapısı çekirdek aileye dönmüş; ortalama hane ferdi 3.7’ye düşmüş
durumda. Toplumun yüzde 11’i yalnız yaşıyor. Bir şehrin nüfusu yılda sadece
yüzde 1 büyürken bile, elektrik dağıtım şebekesinin büyümesi yüzde 2-3’leri
bulabiliyor. O şehirde yeni gelişen yerleşim bölgelerine de elektriği taşımak
gerekiyor. Dağıtım şirketleri olarak öncelikli görevimiz, ülkemizin büyümesinin
dinamosu olarak yatırım yapmak. Dağıtım sektörü ve Elder olarak kendimizi
enerji dönüşümünün taşıyıcısı olarak görüyoruz” dedi” değerlendirmesinde
bulundu.
“YATIRIMLAR ŞEHİRLERİN
İHTİYAÇLARINA GÖRE BELİRLENİYOR”
Özelleştirme
sürecinin tamamlandığı 2013 yılında elektrik abonesi sayısının 36,4 milyon
olduğunu kaydeden Zaimler, 9 senede 11 milyon yeni abone eklenerek bu sayının
47,3 milyona ulaştığını belirtti. Yatırımların büyük bir oranın yeni bağlantı
olarak adlandırılan alanlarda gerçekleştirildiğini söyleyen Elder Yönetim
Kurulu Başkanı Zaimler, “2011-2015 yılları arasında 43 milyar TL, 2016-2020
arasında 74 milyar TL yatırım gerçekleştirildi. 2021 yılında ise sektörün
toplam yatırımı 20 milyar TL oldu. 2025’e kadar da bu seviyelerde devam edecek.
Bu rakamlar tamamen 21 dağıtım şirketinin kendi finansman kaynakları ile
gerçekleştirdiği yatırımlar. İçinde bulunduğumuz bu beş yıllık dönemde
yapılacak yatırımlar, şehirlerin ihtiyaçlarına göre belirlenerek EPDK
tarafından onaylanmış ve uygulama süreci başlamıştır” ifadesini kullandı.
Elder
Yönetim Kurulu Başkanı Zaimler, dağıtım şirketlerinin elektriği tüketicilere
kesintisiz, kayıpsız, kaliteli ve ekonomik şekilde ulaştırmadan sorumlu
olduğunu belirterek, “Elektrik dağıtım şirketlerinin görevi elektrik gibi bir
kaynağı, mucizeyi, kullanıcıya ulaştırmak iken, elektriğin bu büyüsü ortadan
kaybolmakta, faturalara ve arızalara indirgenmektedir. Dağıtım şirketlerinin
gelirleri fiyatlardan tamamen bağımsızdır. Dağıtım veya görevli tedarik şirketleri
fiyat belirleyemezler, fiyat artışı talebinde bulunamazlar. Faturalara herhangi
bir bedeli keyfi bir şekilde yansıtamazlar, fatura kalemlerinde bir oynama
yapamazlar. EPDK, 21 dağıtım şirketinin hepsine belirli kalite göstergelerinde
iddialı hedefler verir. Bu hedefleri gerçekleştiremezlerse ceza alan şirketler,
üstün performans gösterdiklerinde ise ödüllendirilirler. Bu da sürekli gelişmeyi sağlar. Nitekim,
özelleştirmelerin tamamlandığı 2013 yılında ortalama kayıp oranı yüzde 18,2
iken, bu mekanizma ile yüzde 11,9’a gerilemiştir. Bunun ülkemiz ekonomisinde
cari açığımızı azaltıcı bir etkisi olduğu gibi, hiç dikkat çekmeyen bir kazancı
da, önlenen 27 milyon tonluk karbon salınımıdır” diye konuştu.
“ORTAK AKILLA HEP BİRLİKTE
HAREKET ETMELİYİZ”
Elektrik
dağıtım sektörü olarak, elektrik gibi görünmez bir enerjiyi hayatın içine dâhil
ederek görünür kılan ve elektriği hayatın enerjisine dönüştüren bir rol
üstlendiklerini dile getiren Zaimler sözlerini şöyle tamamladı:
“Burada
misyonumuz elektriği erişilebilir kılmak, insanlarımızın hayatının ve
Türkiye’nin geleceğinin dönüşümüne öncülük etmektir. Süreçlerimizi şeffaf ve
hakkaniyetli bir şekilde ele alıyor, adeta Türkiye’nin otomatik bir saat gibi
çalışmasında ihtiyacı olan momentumu sağlıyoruz. Bu noktada sektörün tüm
paydaşlarının üzerine düşen bazı görevler olduğunu da hatırlatmak istiyorum.
Elektriğin dengesi yalnızca sektörümüzü etkilemiyor. Tüm Türkiye’nin dengesi
için kritik. Dolayısıyla sistemin herkes için hakkaniyetli şekilde ilerlemesi de
ortak akıl ile hep birlikte hareket etmemize bağlı. Elektriğin dengesi de,
sürdürülebilirliği de, algı iletişiminin yapılacağı yer olmamalıdır. Enerjimizi
algı yönetmek için değil, Türkiye’yi ileri taşımak için kullanmalıyız.”